GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:6
Tarih:14.10.2025

YILMAZ HUN (Iğdır) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, seçim bölgem Iğdır'ın yerel sorunlarını konuşmak üzere gündem dışı söz almış bulunmaktayım.

Değerli milletvekilleri, Iğdır halkı en temel insan hakkı olan sağlık hizmetlerine erişimde ciddi sıkıntılar yaşamaktadır. Şehrimizdeki devlet hastanesinde tıbbi cihaz ve donanım yetersizliğinden dolayı vatandaşlarımız basit sağlık sorunlarında bile Van, Erzurum ya da çevre illere gitmek zorunda kalmaktadır; bu durum erken teşhisi ortadan kaldırmaktadır. Iğdırlı hastalar hastaneye, doktora, tedaviye ulaşmadığı için bu yollarda sürekli olarak vefat etmekteler. Erzurum-Van yolları Iğdır halkları açısından âdeta çileye dönüşüyor. Iğdır Devlet Hastanesinde branş doktoru eksikliği artık kronikleşmiş bir sorun olmaktadır. Bazı alanlarda uzman doktor hiç bulunmamakta, bazı branşlarda ise uzman ve branş doktor sayısının yetersizliği nedeniyle aylarca süren randevu kuyrukları oluşmaktadır; bu durum sağlık hizmetlerine erişimi neredeyse imkânsız hâle getirmektedir. Her ne kadar Iğdır'da yeni devlet hastanesinin inşa edilmesine başlanmış olsa bile bu durum sorunu çözmeyecektir çünkü asıl sorunun yeni bir hastanenin inşası değil yeterli tıbbi ekipman ve uzman doktor eksikliği olduğu bilinmektedir. Iğdır gibi stratejik ve sınır hattında bulunan bir kentte bu kadar büyük sağlık açıklarının olması kabul edilemez; Sağlık Bakanlığını bu konuda acil adım atmaya çağırıyoruz.

Iğdır ekonomisinin büyük bölümünü oluşturan hayvancılık bugünlerde şap hastalığı nedeniyle durma noktasına gelmiştir. Son dönemlerde bölgede yayılan şap hastalığı zaten zor koşullarda üretim yapan çiftçilerimizi de iflasa sürüklemiştir; hayvan pazarı aylarca kapalı kalmış, alım satım faaliyetleri tamamen durmuş, binlerce hayvan telef olmuştur. Üstelik, Tarım ve Orman Bakanlığı bu süreçte zamanında aşı ve önleyici müdahalede bulunmadığı gibi üreticiye herhangi bir destek mekanizması da sunmamıştır. Bu ihmalkârlığın sonucu olarak hem hayvan kayıpları yaşanmış hem de vatandaşlarımızın geçim kaynağı olan hayvancılık büyük bir darbe almıştır. Iğdır, verimli Aras Ovası'na sahip olmasına rağmen tarımsal destekten yeterince faydalanamayan illerimizden bir tanesidir. Dolu, don, kuraklık gibi doğal afetler çiftçiyi her yıl vururken, Tarım Bakanlığının müdahaleleri yetersiz kalmakta ya da hiç yapılmamaktadır. Iğdır Ovası'nın hemen yanında Aras Nehri geçmesine rağmen Iğdırlı çiftçi sulama problemi yaşamaktadır. Sulama kanalları yetersiz, Aras Nehri üzerinde kurulan barajlar nedeniyle çiftçi tarlasını ekemez duruma gelmiştir. Tarım Sigortaları Sistemi işlevsizdir, zarar gören çiftçiler hak ettiği desteği alamamaktadır. Tarım ve hayvancılık şehri olan Iğdır tarımsal desteklemelerden daha fazla faydalandırılmalıdır. Üreticinin yaşadığı en büyük problemlerinden olan girdi fiyatları, özellikle mazot ve gübre desteği artırılmalıdır. Türkiye'de kendi bölgesinde hayvan sayısında 3'üncü sırada olmasına rağmen şehirde et entegre tesisi bulunmamaktadır. Binlerce hayvan başka şehirlere kesimlere gönderilmektedir. Hayvan sayısı fazla olmasına rağmen, mevcut yayla ve mera alanları bu hayvan varlığını yetmemektedir. Bu nedenle, üreticilerimiz hayvanlarını yaylaya çıkarmak için Kars, Erzurum, Ardahan gibi çevre illere yönelmek durumunda kalmaktalar. Ancak bu illerdeki valiliklerin yasak ve kısıtlamaları nedeniyle ciddi mağduriyetler yaşanmaktadır. Bu sorun yalnızca bir otlatma meselesi değil, geçim ve yaşam meselesidir. Mera ve yayla sorunu çözülmeden hayvancılığın sürdürülebilirliğinden söz edilemez. Iğdır'ın Hoşhaber beldesinde mera üzerine kurulan GES projesi halkın geçim kaynağı olan hayvancılığı tehdit altına almaktadır. Halfeli beldesinde de GES projesi kurulmak istenmektedir. Bu projeler planlama yapılmadan, halkın rızası alınmadan, çevresel etkileri gözetilmeden hayata geçirilmektedir. GES panelleri kurulan alanlarda rüzgârlı havalarda oluşan yoğun toz bulutu tüm şehri kaplamakta, zaten havası en kirli şehirlerden biri olan Iğdır'da hava kalitesini daha da düşürmektedir. Üstelik, bu yatırımların bölge halkına doğrudan bir faydası da yoktur. Enerji yatırımları yapılabilir ama doğayı, üreticiyi ve yaşamı yok sayarak değil. Meralar enerji şirketlerine değil o topraklarda hayvancılık yapan halkımıza aittir.

Seçim bölgem Iğdır Türkiye'de 3 ülkeye sınır tek şehirdir ama şehirde ticaret yok.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun tamamlayın.

YILMAZ HUN (Devamla) - Ermenistan'a açılan kapı olan Alican Sınır Kapısı tamamen kapalıdır, İran'a açılan Borualan Sınır Kapısı tamamen kapalıdır, Nahçıvan Özerk Yönetimi'ne açılan kapı olan Dilucu Sınır Kapısı kısmi olarak açıktır. Yurt dışı çıkış harcının yüksek olması sebebiyle bavul ticareti tamamen engellenmiş, halk ticaret yapamamaktadır. Iğdır halkı tarımdan sağlığa, meralardan hayvancılığa kadar birçok temel alanda ihmal edilmekte ve yok sayılmaktadır. Bu sorunlar yalnızca Iğdır'ın değil bu ülkenin üretim ve yaşam zincirinin çöküşüne işaret etmektedir. Tarım yapamayan, hayvancılık yapamayan, sağlık hizmetlerine ulaşamayan, turizm faaliyetlerinden yoksun olduğu için sürekli olarak göç veren bir şehirdir Iğdır.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)