GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:7
Tarih:15.10.2025

DEM PARTİ GRUBU ADINA KEZBAN KONUKÇU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dünyada enflasyon oranlarında Türkiye, 2'nci olmuş ama hiç üzülmeyin, 1'inci olduğu bir şey daha var; gıda enflasyonunda da dünya 1'incisi Türkiye. "Dünya lideriyiz." deyip duran saray rejimi çok sevinebilir 1'inci oldukları bir konuyu bulduk sonunda biz de.

ADEM YILDIRIM (İstanbul) - Siz sevinin!

KEZBAN KONUKÇU (Devamla) - Hem de öyle böyle bir 1'inci değil, dünya ortalamalarının 5 katına yakın Türkiye'de gıda enflasyonu.

Şimdi, bakın, bu yalan üretme makinesi -dava da açıyormuş ama biz söylemeye devam edelim- TÜİK'in rakamlarına göre bile 2003'ten bu yana ortalama fiyatlar 34 kata yakın çıkmış, gıda fiyatları 47 kat artmış; bu da çok büyük bir başarı, başarı hanenize yazabilirsiniz! Yani Türkiye'de emekçiler sadece yoksullukla mücadele etmiyor, açlıkla mücadele ediyor ve açlıkla mücadele ederken de sadece gıda fiyatlarına gelirinin yarısını ayırmakla kalmıyor, aynı zamanda en temel ihtiyaçlardan olan eğitim, sağlık, giyinme, barınma gibi temel ihtiyaçlarından da kısmak zorunda kalıyor. Yani büyük bir yoksulluk ve yoksunlukla mücadele ediyor emekçiler.

Peki, bu olurken kamu kurumları ne yapıyor? Yoksullukla mücadele etmesi gereken kamu kurumlarından Tarım Kredi Kooperatiflerine bakıyoruz. Tarım Kredi Kooperatiflerine bağlı olan, onun iştiraki olan GÜBRETAŞ'ta yüz üç yüz dört gündür grev var. İşçinin hakkını vermek yerine işçinin hakkını vermemekte direnen yönetim yüzünden çiftçi ucuz ve sağlıklı gübreye ulaşamıyor ve ne yapıyor? Gidiyor, işte, daha uygun fiyata diye sahte gübreler alıyor, özel şirketlerin insafına bırakılıyor; yani bir taraftan da aynı zamanda sağlıksız ürünler, tarım ürünleri ortaya çıkmış oluyor. Gıda mühendisleri de ziraat mühendisleri de bizi bu konuda uyarıyorlar. Kamu kurumlarının geldiği vaziyet de budur maalesef.

Geçenlerde vergi uzmanı Ozan Bingöl çok ciddi bir tespitte bulundu, benim de dikkatimi çekti, paylaşmak isterim: 12 trilyon 651 milyar lira verginin toplandığı bir ülkede açlık, yoksulluk konuşulmaz. Bu kadar paranın toplandığı bir coğrafyada açlığı, yokluğu konuşuyorsak o ülkede bir paylaşım sorunu vardır; bu gerçekle yüzleşmek gerekir. Yani vergiler nereye gidiyor, bunu sormak gerekir.

Patronlardan yana olan bu paylaşım krizini çözmek için yapılacaklar bizim açımızdan çok nettir:

En düşük emekli maaşı asgari ücret seviyesine çekilmelidir ki emekliler aç kalmasın.

Enflasyon oranı yüzde 10'un altına inene kadar asgari ücret yılda en az 4 kere yenilenmelidir.

Toplumsal kaynaklar yoksulluğu ortadan kaldıracak ve eşit vatandaşlık için eşit paylaşımı hayata geçirecek planlı bir kalkınma seferberliğiyle değerlendirilmelidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KEZBAN KONUKÇU (Devamla) - Tamamlıyorum Başkan.

BAŞKAN - Buyurun tamamlayın.

KEZBAN KONUKÇU (Devamla) - Dolaylı vergiler azaltılmalı, gelir vergisi dilimleri yükseltilmeli, özellikle dev holdinglerden alınan kurumlar vergisi oranı artırılmalıdır.

Onurlu barış için yürüttüğümüz mücadelemizi emekçilerin insanca yaşanacak ücret mücadelesiyle birleştirerek sermayenin ve iktidarın oyunlarını mutlaka bozacağız; hakkımız olanı, bizden çalınanları, emekçilerden çalınanları tek tek geri alacağız.

Ekmek de istiyoruz, barış da ve mutlaka alacağız.

Teşekkür ederim. (DEM PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)