GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:7
Tarih:15.10.2025

YENİ YOL GRUBU ADINA İDRİS ŞAHİN (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Görüşmekte olduğumuz 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi sadece teknik bir düzenleme değildir. Bu teklif; devletin vatandaşına bakışını, adalet anlayışını ve hukuk devleti ilkesine bağlılığını ortaya koyan bir sınavdır.

Teklif; trafik denetimi, zabıta yetkileri, idari para cezaları ve sosyal medya paylaşımlarından oluşan geniş bir alanı kapsamaktadır; ne var ki bu kadar geniş etkisi olan bir düzenlemenin İçişleri ve Ulaştırma Komisyonları yerine Adalet Komisyonunda görüşülmüş olması hem usule hem de Meclis teamüllerine aykırıdır.

Değerli milletvekilleri, şu an itibarıyla bu kanun teklifinin teklif sahipleri bile Genel Kurulda değildir.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Zaten iktidarda 5 kişi var!

İDRİS ŞAHİN (Devamla) - Teklif sahipleri Genel Kurulda olmadığı gibi iktidar sıraları da boştur.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - 5 kişi var!

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Teklifte 143 milletvekilinin imzası var.

İDRİS ŞAHİN (Devamla) - Bu kadar önemli bir kanun teklifi iki haftadır ilk defa Meclis Genel Kurulunda konuşulabilir düzeye gelmiştir; yorgun iktidar kanun teklifine geçemeden iki haftadır Meclisi kapatmaktadır.

Bakınız, çok önemli bir kanun diyoruz, Karayolları Trafik Kanunu; bunun nerede görülmesi lazım? Ulaştırma Bakanlığında, Ulaştırma Komisyonunda, İçişleri Bakanlığı, İçişleri Komisyonunda oysa şu an itibarıyla Komisyon sıralarında değerli hocamız Cüneyt Bey oturuyor Adalet Komisyonu Başkanı.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Yani milletvekili; bakanlıktan kimse yok!

İDRİS ŞAHİN (Devamla) - Şimdi, bu kanunun sahibi kim? İçişleri Bakanlığı. Nerede bürokratlar? Nerede kanunun yetkilileri?

Değerli milletimiz, aziz vatandaşlarımız; iktidar milletin aklıyla dalga geçiyor. İktidar hiçbir işte samimice kanun tekliflerinin arkasında bulunamıyor. İşte, bakın, grup başkan vekili ve 3-4 iktidar mensubundan başka Genel Kurulda iktidar adına Allah'ın kulu yok, Hükûmet adına Allah'ın kulu yok ve komisyon sıralarında İçişleri Komisyonu olması gerekirken Sayın Adalet Komisyonu Başkanımız oturuyor. (YENİ YOL, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Aldığın maaşlar haram olsun!

İDRİS ŞAHİN (Devamla) - Adalet Komisyonu Başkanımıza huzurunuzda teşekkür ediyorum. Bu kanunun görüşmelerinden önce kanunun teknik yönlerinin izahı için Komisyona yetkili isimleri çağırdı, hepimizi bilgilendirdi. Orada da kendisine söyledim, "Değerli Başkanım, Adalet Komisyonunun bu kanun teklifinde yeri neresi? Bu kanun teklifi İçişleri Komisyonunda görüşülmeli, Ulaştırma Komisyonunda görüşülmeli, parasal cezalar açısından Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmelidir." dememize rağmen elbette ki iktidarın kendi içerisindeki uyumsuzluğu, Bakanla Komisyon Başkanı arasındaki elbette birbiriyle uyumsuz davranışı nedeniyle bu, Adalet Komisyonunda görüşülmüştür. Bunu Genel Kurulun bilgisine sunmak istiyorum. İçişleri Komisyonu bu konunun doğal muhatabıdır çünkü trafik zabıtasının yetkilileri ve idari cezalar doğrudan onun görev alanındadır. Plan ve Bütçe Komisyonu da devre dışı bırakılmıştır. Vatandaşın cebine dokunan düzenlemelerin de Plan ve Bütçe Komisyonu tarafından ele alınması yasama tekniği açısından da ciddi bir eksikliktir. Bu yönüyle teklif hem usulen hem de içerik bakımından sakattır. Elbette ki kanun teklifi üzerinde beklenen bir kısım düzenlemeler vardır. Doğru yapılana eyvallah, itirazımız yok ama sayın milletvekilleri, bu teklifin ana felsefesi, cezaları artırarak düzen sağlamaktır. Ancak cezaların yüksekliği adalet getirmez, aksine toplumsal barışı zedeler. Bugün trafik güvenliğini sağlamaktan çok, vatandaşı cezalandıran bir anlayışla karşı karşıyayız. Cezalar o kadar ağırdır ki özellikle küçük esnaf, taksici, nakliyeci, kamyoncu, dolmuşçu, otobüsçü açısından bu teklif kapsamında caydırıcılıktan çıkmış, ekonomik infaza dönüşmüştür. Mazot zamlarından, sigorta yüklerinden bunalan bu insanlar şimdi bir de ölçüsüz trafik cezalarının hedefi hâline getiriliyor. Devletin görevi, vatandaşı cezayla ezmek değil, eğitmek, yol göstermek, güvenliği sağlamaktır. Teklifin...

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Bütçede para yok Sayın Vekilim, para yok.

İDRİS ŞAHİN (Devamla) - Sayın Tanal, keşke senin bu yasalara duyarlılığının onda 1'i kadar da iktidar sıraları olsaydı. (CHP sıralarından alkışlar)

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Bir gün olacak, bir gün olacak.

İDRİS ŞAHİN (Devamla) - Tek tek o maddeleri incelediğini biliyorum. Neler söylemek istediğini, içinin nasıl yandığının da farkındayım çünkü biz halkın yanında olmak zorundayız, ezilen kesimin yanında olmak zorundayız. İktidar tercihini artık yaptı. Halkın yanında olmak onların işine gelmiyor, onlar rantın yanında yer almayı tercih ediyorlar. (CHP sıralarından alkışlar) O yüzden bir kez daha kürsüden sizin hassasiyetinizi takdirle andığımı ifade etmek istiyorum.

O yüzden, teklifin 6'ncı maddesi, belediye sınırları içerisinde ticari araçları takograf ve hız sınırlayıcı cihaz sorumluluğu getiriyor. Gerekçe, Avrupa standartlarına uyum olsa da uygulamada ciddi mağduriyet doğuracaktır. Bu cihazların kurulumu ve bakımı taşımacılıkla geçinen binlerce vatandaş için ağır bir yüktür.

Ayrıca, maddeyle trafik zabıtasına veri tabanı üzerinden ceza kesme yetkisi verilmektedir. Aynı iktidar vekilleri gibi Genel Kurula gelmeden nasıl kanun yapıyorlarsa burada da trafik zabıtasına oturduğu yerden ceza kesme yetkisi veriliyor. Bu, Anayasa’nın belirlilik ve öngörülebilirlik ilkelerini açıkça ihlal eden bir durumdur.

Ayrıca, sürücünün işlediği ihlalde araç sahibine yani işletene sürücüye verilen cezanın 2 katı tutarında ceza öngörülüyor. Oysa Anayasa Mahkemesi 2017 yılında bu tür düzenlemeyi cezaların şahsiliği ilkesine aykırı bularak iptal etmişti. Kusuru bulunmayan kişiye ceza vermek hukuk değil keyfîliktir.

Değerli milletvekilleri, yine, teklifin 14'üncü maddesinde hız sınırı cezaları neredeyse 3 katına katlanmaktadır. Hükûmet memura, Hükûmet sabit gelirliye, Hükûmet emeklisine verirken son derece kıtipiyoz ve cimri davranırken bu tür cezalarda 3 katına kadar artırabiliyor. Bu da tamamen orantısız bir uygulama. Bugün asgari ücret 22.104 lira, bir hız cezası 30 bin lira; bu mudur adalet, bu mudur caydırıcılık? Vatandaş ay sonunu zor getiriyor, markette etikete bakıp geri dönüyor, bir de tuzaklı radar sistemiyle devleti karşısında bulunuyor. "Trafik güvenliği" diyorsunuz ama güvenliği değil, geliri artırıyorsunuz. Bu teklif güvenlik değil, ekonomik infaz yasasıdır. Devlet vatandaşını cezayla değil, eğitimle korur. Devlet vatandaşına tuzak kurmaz, yol gösterir ama siz bu düzenlemeyle alım gücü tükenmiş milyonların cebine bir kez daha el atıyorsunuz, sürücü belgesini alıyor, cezayı kesiyorsunuz, sonra diyorsunuz ki: "Ehliyetini geri almak istiyorsan önce bütün cezaları öde yani paran varsa yol senin yoksa yayan git, işine bak." diyorsunuz ama bu millet de gün gelecek size nasıl işine bakılacağını gösterecek o sandıkta, hiç şüpheniz olmasın. (CHP sıralarından alkışlar)

Böyle bir anlayış ölçülülükle bağdaşmaz, böyle bir anlayış eşitlikle bağdaşmaz ve böyle bir anlayış sosyal devlet ilkesiyle asla bağdaşmaz çünkü bu düzen adalet dağıtmıyor, yük dağıtıyor, zengine kapı, yoksula duvar örüyor. Böyle bir devlete sosyal devlet denmez, böyle bir düzene de tahsilat devleti denir.

Bir diğer tartışmalı madde de sayın milletvekilleri, 33'üncü madde; trafik kuralı ihlallerini özendiren dijital paylaşımları yasaklıyor, görünürde trafik güvenliğini korumak amaçlanıyor ama "övme" ve "özendirme" ifadeleri öylesine muğlak ki her paylaşım potansiyel suç hâline geliyor. Bir gazeteci, ihlali haber yapsa suç mu işleyecek? Bir vatandaş sosyal medyada tepki gösterse özendirici mi sayılacak? Bu belirsizlik, ifade özgürlüğünü zedeleyecek, vatandaşın korkudan konuşamaz hâle gelmesine yol açacak. Bu kanun teklifi, vatandaşı korumak yerine cezalandırmayı, adalet dağıtmak yerine gelir toplamayı hedef alan, vatandaşını paydaş değil, düşman gören bir tekliftir.

Değerli milletvekilleri, trafik güvenliği ancak eğitim, altyapı ve bilinçle sağlanabilir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Bir dakika...

Tamamlayın lütfen.

İDRİS ŞAHİN (Devamla) - Sağ olun Sayın Başkan.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Cezaları artırmakla değil, adaleti güçlendirmekle güvenlik tesis edilebilir. Unutmayalım ki adalet toprağı sulayan yağmur gibidir, her yere eşit düşerse bereket gelir ama adalet yalnız güçlüye hizmet ederse çölleşme kaçınılmazdır. Balzac'ın o meşhur sözüyle konuşmamı bitirmek istiyorum: "Kanunlar örümcek ağı gibidir. Zayıflar ağa takılır, güçlüler ağı deler geçer." Bugün bu teklif zayıfı ağa takan, güçlüye geçit veren bir kanun teklifidir. Biz bu adaletsizliğe, bu ölçüsüzlüğe, bu tahsilat anlayışına karşı çıkıyoruz. Vatandaşa yük değil, güven veren bir devlet için, gerçek adalet için bu kanun teklifine "hayır" diyoruz, Genel Kurulu saygıyla selamlıyoruz. (YENİ YOL, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)