GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:7
Tarih:15.10.2025

CHP GRUBU ADINA CUMHUR UZUN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, ekranları başında bizleri izlemekte olan saygıdeğer yurttaşlarımız; hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Yeni yasama yılının ilk kanun çalışmasına başlamış bulunuyoruz. Bu vesileyle bir kez daha yeni yasama yılının ülkemize ve yurttaşlarımıza hayırlı olmasını dileyerek sözlerime başlamak isterim. Hayırlı olmasını dileyerek başladığımız ilk kanun çalışmasının birçok maddesi ne yazık ki yurttaşlarımız için pek de hayırlı olacağa benzemiyor.

Değerli arkadaşlar, ülkemizin onlarca acil çözüm bekleyen sorunu varken görünen o ki iktidarın derdi yine para; "para" derken yurttaşa aktarılacak, onların yaşam zorluklarını, sıkıntılarını giderecek para değil, yurttaşın cebinden alınacak ve yine birtakım seçilmiş çevrelere aktarılacak paralar; Hazineye gelir oluşturacak, bütçenin hoyratça tüketilmesine kaynak oluşturacak paralardan bahsediyorum. Görünen o ki Şimşek Bakan yememiş, içmemiş, gözünü yurttaşın cebine dikmiş ve "Madem araç kullanıyorsunuz, o zaman, bu yolun sonu Maliyeden geçer." demiş. Bu kez trafik para cezalarını fahiş artırımlarla kaynak yaratmaya, bütçeye kaynak oluşturmaya yeniden karar vermiş.

Değerli arkadaşlar, yirmi üç yıldır bu iktidarın yönettiği ülkemizde asgari ücret 22.000 lira, emekli aylığı 16.000 lira. Bu güzel ülkede açlık sınırı, bir kez daha altını çizerek söylüyorum açlık sınırı maalesef 28.000 lira. Yani bu ülkede çalışan bile açlık sınırının altında ücret alıyor. Halk aç, halk geçinemiyor. Yoksulluk sınırı 91.000 liraya dayanmış durumda. Neredeyse yoksulluk sınırının üzerinde geliri olan hiç kimse yok. Bu ülkeyi yönetenlerin ülke bu hâldeyken, yurttaş açlıkla boğuşurken, insanımız karnını doyuramazken başka işlerle değil insanımızın karnını doyurmasını, geçimini sağlayabilmesini, evine, çoluğuna çocuğuna bakabilmesini sağlamaktan başka bir ödevi olamaz. Biz milletin vekilleriyiz. Bizi vekil kılan insanlar sefaletle boğuşurken bunu çözmek zorunda olan vekillerin başka bir işi ve gündemi olamaz, olmamalıdır. Bir iktidar için yönettiği ülkede ortalama ücretin açlık sınırının altında olmasından daha utanılacak bir durum yoktur. "Biz bu ülkeyi, insanımızı açlığa mahkûm ederek yönettik." mi demek istiyorsunuz? Bu iktidarı devrettiğinizde ki çok uzak görünmüyor bu utanç sizlerin vebali olarak hep boynunuzda kalacak.

Gelelim teklifin içeriğine. Bugün burada görüşmekte olduğumuz teklif, kâğıt üzerinde bir trafik güvenliği düzenlemesi gibi sunulsa da aslında vatandaşın cebine uzanan yeni bir tahsilat düzenlemesidir. Bu teklifin adı trafik güvenliği ama özü bütçe açığını vatandaştan kapatma operasyonu ve maliyeye kaynak aktarımıdır. Anlaşılan Bakan Şimşek bu kez sürücülere çarpmaya karar vermiş. Düzenlenmek istenen araç trafiği değil, para trafiğidir. Ne Anayasa'ya uygundur ne ölçülüdür ne de adildir.

Değerli arkadaşlar, teklifte artık hız sınırının aşımı yüzdeyle değil, aştığın her 5 kilometrelik fazlalık için bir kat daha fazla para cezası ödeyeceksin şeklinde düzenleme var. Yani "50 kilometre hız sınırını 72 kilometreyle aşarsan eğer 5 bin TL yerine 8 bin TL ceza ödeyeceksin." diyor. "90 kilometrelik yolda 120 kilometre hız yaparsan 12 bin lira ceza ödeyeceksin." diyor. Hız sınırını aşmada şehir içi, şehir dışı ayırımı yaparak fahiş artışlar ve katlanan cezalar getiriyor. Bu kanunun yürürlüğü 31 Aralık 2025 tarihi denilerek 1 Ocak günü yapılacak yeniden değerleme oranında ceza miktarının bir kez daha artırılacağı da gizlenmek isteniyor. Örneğin bu kanun daha uygulamaya konulmadan bu teklifte gösterilen para cezası tutarları yılbaşı sabahından itibaren artmış olacak, yasa yürürlüğe girdiği gecenin sabahında cezalar bir kez daha katlanacak. 10 bin TL'lik ceza daha ilk uygulamasında yüzde 30'luk bir yeniden değerleme artış oranıyla 13 bin TL'ye çıkmış olacak ve ilk uygulaması bu 13 bin TL'lik rakam üzerinden gerçekleşecek. Öte yandan geçen bayram ülke genelinde radarla hız tespiti çalışması yaptınız. Bayram için yola çıkanlar "Bu Hükûmet yüzünden bayram burnumuzdan geldi." diyerek geri döndüler. 100 kilometrelik bir mesafede yol alanlara 4 ayrı noktada radar hız tespit cezası kesildi. Uygun olmayan hız sınırlamaları, adımbaşı radarlarla bayramı millete zehir ettiniz. Olur mu arkadaşlar? 100 kilometrelik bir mesafede 4 radar cezası uygulanabilir mi? Nitekim, yanlışlığı gördünüz ve bu cezaların tamamını iptal etmek zorunda kaldınız. Bu mudur sizin caydırıcılığınız? Bu mudur sizin ceza adaletiniz?

Değerli arkadaşlar, iktidar diyor ki: "Amacımız kazaları önlemek." Peki, gerçekten öyle mi oluyor? TÜİK verilerine göre, geçen yıl meydana gelen trafik kazaları sayısı bir önceki yıla göre yüzde 9,88 artmış durumda. 2020 yılında 983 bin olan kaza sayısı ise 2024'te 1 milyon 444 bine çıkmış durumda. Demek ki cezaları artırmakla kazalar önlenmiyor çünkü sorun para ve ceza değil, sorunun kaynağı yetersiz altyapı, yetersiz eğitim ve bilinçsizlik. (CHP sıralarından alkışlar) İşte, kafa yorulması gereken konu tam da burası. Siz ise çözümü başka başka yerlerde arıyorsunuz. İktidar olarak sizin ödeviniz insanımızın yüzünü güldürmek ama siz insanımızı süründürmek, bu yasa teklifiyle bir kez daha vatandaşın zaten olmayan parasını sömürmek istiyorsunuz.

Şimdi, bir başka düzenlemeye daha da dikkatinizi çekmek isterim. Ticari olmayan araçlara da kış lastiği zorunluluğu ve buna uymayanlara da 6 bin TL para cezası geliyor. Ülkemiz aynı anda dört mevsimi birden yaşayan bir coğrafya. Bir köşesinde kayak yapılırken diğer bir köşesinde denize girilebiliyor. "Bu zorunluluğa bakanlık ya da valilikler karar verecek." diyerek bunu dikkate aldığınızı söylüyorsunuz ama araç dediğiniz şey, ilerleyen ve ilerlerken de iller arasında geçiş yapabilen bir nesne. Hangi ilde kış lastiği zorunlu, hangisinde değil, hangi ilden geçerken kış lastiği takacak, hangi ilde bunu çıkaracak ve sonra hangi ilde tekrar takacak; karmakarışık bir durum yaratıyorsunuz. Böyle bir belirsiz durum yaratmaya ne hakkınız var? Nasıl işleteceksiniz bu kuralı? Araçlar bagajlarında 4 tane yaz lastiği, 4 tane kış lastiğiyle mi yol alacak? Milyonlarca aracı kış lastiğine zorluyorsunuz. Zaten zor günler geçiren yurttaşlarımızı ortalama 25 bin TL daha harcanabilir kaynağından mahrum edip daha fazla fakirleştiriyorsunuz. Böyle yaparak kim ya da kimleri zengin etmeyi amaçlıyorsunuz bilemiyoruz. Zaten halk perişan, yoksul ve umutsuz. Bu ülkede yurttaş bir araç kendine, bir araç Hükûmete alıyor; deposunun yarısını vergiyle dolduruyor, "muayene" adı altında soyuluyor, kasko ödüyor, trafik sigortası ödüyor, binlerce lira otoyol ücreti ödüyor, yetmiyor, geçmediği yolun ve köprünün parasını da ondan alıyorsunuz. Tüm bunlar yetmemiş olacak ki şimdi de fahiş cezalara, yazı ayrı, kışı ayrı lastik alımlarına katlanmak zorunda bırakıyorsunuz.

Değerli arkadaşlar, devlet vatandaşa nefes aldırmak, onun yüzünü güldürmek, ona destek olmak zorundadır, siz ise yönetemediğiniz bu ülkede vatandaşa köstek olmaya devam ediyorsunuz. Trafik güvenliğini bahane ederek vatandaşı soymaya çalışan bu zihniyeti tümden reddediyoruz çünkü biz biliyoruz ki vatandaşını cezayla değil, bilgiyle koruyan bir devlet mümkündür, vatandaşın yoluna tuzak kuran değil, ona yol gösteren bir devlet mümkündür. Gerçek güvenlik radarın değil, adaletin olduğu yerdedir. Gerçek caydırıcılık ise cezadan değil, vicdandan doğar.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP ve DEM PARTİ sıralarından alkışlar)