Konu: | |
Yasama Yılı: | 4 |
Birleşim: | 8 |
Tarih: | 16.10.2025 |
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Şahin dedi ki: "Meslektaşlarınızı itham etmeyin." Ben meslektaşlarımızı niye itham edeyim? Ben sistemi itham ediyorum; benim burada sorguladığım, sistem.
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Hayır, açıkça dediniz: "Bakılmamış, bekletilmiş." Hangi hekim?
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Ben sizi dinledim, siz de beni dinleyin. "Meslektaşlarımız" bizim ağzımızdan çıkmadı, çıkmaz da. Bir sabırla dinle, sabırla dinle lütfen, istirham ediyorum.
Bakın, bir gazeteci sokak ortasında katlediliyor, saatlerce sokakta bekliyor, ondan sonra hastaneye kaldırılıyor. Sokaklarda yürüyüş yapan herkesin, on binlerce insanın görüntülerini alıp kimlik tespiti yapıyorsunuz. Tam yirmi dört saat hastanede kimlik tespiti yapamamışsınız. Ailesinin, gazeteci nerede, haberi yok. Bunun hesabını vermeyecek misiniz? Ne kadar kaldı acilde, bana cevabını verin; açın, Sağlık Bakanına sorun. Kaç saat o hastanenin acilinde bekledi, tomografi ne zaman çekildi; bunun bana cevabını verin.
Daha sonra, o çeteler, önce sokakta dövüp, tekmeleyip ardından motosikletlerle gelip onu katleden, arabalarla gelip onu katleden o alçakları neden yirmi dört saat boyunca yakalayamadınız?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Ve bunların akrabaları ertesi gün gelip o mahalledeki bütün görüntüleri topladı, haberiniz yok muydu sizin? İçişleri Bakanının buna cevap vermesi lazım. Böyle bir şey olur mu? Böyle bir atmosferde biz hesap sormak zorundayız, bu bir sistemsel problemdir. Ve bu kişilerin kimlikleri tespit ediliyor, siz en ufak bir "tweet" atan, iktidarınızı eleştiren birisi olduğunda gece yarısı polisi kapısına dayıyorsunuz. İşte adamın ifadesi burada "Polis bana telefon etti, gelir misin diye rica etti. Ben de geldim." diyor. Bir dünya suç dosyası olan bir alçak sokakta bir gazeteciyi katletmiş, ondan sonra polis "Lütfen gelir misin?" diyor. Sormayalım mı bunun hesabını? Elbette soracağız.
Son olarak da şuna cevap vermek istiyorum, her ne kadar Sayın Günaydın'ın yorumuna bir katkı sağladınız ama bana Türkiye'nin son on yıl içerisinde ne kadar hayvan ithal edildiğini söyleyebilir misiniz? Ben size söyleyeyim, gidin Bandırma Limanı'na, gidin Mersin Limanı'na; Uruguay'dan, Brezilya'dan bilmem kaç milyon tane angus ithal ettik, tam 11 buçuk milyar dolar para verdik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Bitireceğim, son bir cümle...
BAŞKAN - Bitirin lütfen.
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Peki, soruyorum: Açın Resmî Gazete'yi Sayın Erdoğan'ın son bir yıl içerisinde mısır ithalatıyla ilgili atmış olduğu imzalara bakın, 3,5 milyon ton mısır ithal etti bu ülke. Niye? Yem yapmak için. Niye? Çünkü bizim kendi yerli üretimimizi çökerttiğiniz için. Bunu da mı makarna yapıp başka yerlere gönderdiniz? Türkiye'de gıda enflasyonu yüzde 40'ları bulmuş. Diyorsunuz ki: "Çölleşme var." gidin Arabistan'da yüzde 1; Covid var, Avrupa'da yüzde 4; savaş var, Ukrayna'ya, Rusya'ya bakın, yüzde 11; bizde yüzde 40'ları bulmuş. Peki, ayçiçeği? Diyorsunuz ki: "Kendimize yetiyoruz." Niye Sayın Erdoğan ayçiçeği ithalatı için 1 milyon ton ayçiçek ithalatına imza verdi. Bütün bunların cevabını verin, ondan sonra lütfen konuşmanıza devam edin.
Teşekkür ederim.