Konu: | |
Yasama Yılı: | 4 |
Birleşim: | 9 |
Tarih: | 21.10.2025 |
YENİ YOL GRUBU ADINA İDRİS ŞAHİN (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bugün burada görüşmekte olduğumuz iki önemli tezkere Irak ve Suriye tezkeresi ile Lübnan'da görev yapan UNIFIL tezkeresi yalnızca dış politika belgeleri değil, aynı zamanda Türkiye'nin güvenlik vizyonunu ve bölgesel sorumluluklarını yansıtan kritik metinlerdir. Türkiye bulunduğu coğrafyanın zorluklarını bilen, bu zorlukları fırsata çevirebilecek güce, diplomasiye ve askerî kapasiteye sahip bir ülkedir. Komşularımız Irak ve Suriye'de yaşanan istikrarsızlıklar, sadece bu ülkelerin değil, doğrudan bizim ulusal güvenliğimizin de bir parçasıdır. Terör örgütleri PKK, PYD, YPG ve DEAŞ gibi yapılar hâlâ varlıklarını sürdürmekte, sınırlarımızın hemen ötesinde güvenli alanlar kurma girişimlerine devam etmektedirler. Bu tehditlere karşı Türkiye'nin caydırıcı bir duruş sergilemesi, uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli adımları atması elbette kaçınılmazdır. Bu nedenle, YENİYOL Grubu ve DEVA Partisi olarak tezkereyle Hükûmete verilen sınır ötesi operasyon yetkisini Türkiye'nin ulusal güvenliğinin korunması açısından gerekli görmekteyiz. Aynı şekilde, Lübnan'da görev yapan Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücüne katkımız da Türkiye'nin hem bölgesel hem küresel barış vizyonunun bir uzantısıdır. Türkiye, yalnızca askerî varlığıyla değil, diplomatik gücü, insani yardımları ve bölgesel diyalog kapasitesiyle de istikrara katkı sunan bir ülkedir. Türkiye'nin bölgedeki her adımı, sadece kendi güvenliği için değil, bölgesel barışın ve uluslararası hukukun korunması için de atılmalıdır ve atılmaktadır. Bu çerçevede, ülkemizin diplomatik dili, askerî caydırıcılığı kadar değerlidir.
Değerli milletvekilleri, istikrar yalnızca silahla değil, diyalog ve iş birliğiyle sağlanabilir. Türkiye, barışı koruma misyonlarında olduğu kadar masadaki diplomasisiyle de bölgesel çözüm süreçlerinin merkezinde olmalıdır ancak bu vizyonun sürdürülebilmesi, karar süreçlerinin demokratik zeminlerde yürütülmesiyle mümkündür. Meclisin onayı ve denetimi sadece bir prosedür değil, Türkiye Cumhuriyeti devletinin demokratik itibarının teminatıdır. Tezkere süreçlerinde şeffaflık ve hesap verilebilirlik güvenliğimizin meşruiyetini güçlendirir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bakınız, şu ana kadar ülkemizin kapasitesini, olması gerekenleri ifade ettik ama bu tezkere Meclise gelirken ihlal edilen hususları da burada ifade etmek ve iktidarın dikkatini çekmek özellikle bizim boynumuzun borcu. O nedenle altını kalın çizgilerle çizmek isteriz ki bu tezkerelerin sürelerinin birinin iki yıl, diğerinin üç yıl olarak belirlenmesini doğru bulmuyoruz. Bizim Türkiye Büyük Millet Meclisi geleneğinde böyle bir şey yoktu. İki yılı, çok şükür, üç, dört yıllık AK PARTİ iktidarıyla ortaya koydunuz. Zaman sınırlaması mefhumu... Türkiye Büyük Millet Meclisini çalıştırmak çok mu zor ki siz iki yıllık, üç yıllık tezkereler buradan çıkarıyorsunuz? Oysa tezkerelerde aslolan her yıl Parlamentoda yenilenebilecek güce iktidarın sahip olduğu gerçeğidir. Sayısal çoğunluğunuz, dilediğiniz gibi bu tezkereleri yılda bir görüşmek suretiyle çıkartabilir.
Sayın Başkanım, malumunuz, şimdi, üç yıllık Suriye ve Irak tezkeresi çıkartıyoruz. Oysa 28'inci Dönemin görev süresi Anayasa'ya göre 14 Mayıs 2028 yılında son buluyor. Bu çıkarttığımız tezkere tam üç yıllık tezkere. Kendimizde olmayan bir hakkı kullanıyoruz şu an itibarıyla, Parlamento olarak; dolayısıyla, usuli bu eksikliği iktidara özellikle ifade etmek istiyoruz. Bu tezkereler her yıl çıkartılabilir; getirdiğiniz zaman da biz özellikle Suriye ve Irak tezkeresine, Lübnan tezkeresine YENİ YOL Grubu olarak destek vereceğimizi buradan ifade ediyoruz. O yüzden, iki yıllık, üç yıllık tezkerelerin burada görüşülmüş olması son derece yanlıştır; Türkiye Büyük Millet Meclisinde böyle bir geleneği başlattınız ama yanlış yapıyorsunuz. Kendinize güvenmiyor musunuz ki? Bir sonraki yılda getireceğiniz tezkerenin buradan geçmeyeceğine yönelik bir inanç mı var? O nedenle, kimden, ne kaçırıyorsunuz? Üç yıllık tezkere mi olur Allah aşkına? Suriye'de ve Irak'ta Türkiye Cumhuriyeti'nin gücünü elbette ki göstermek durumundayız çünkü Suriye'de ve Irak'ta Türkiye'ye yönelik bir tehdidin varlığını hepimiz görüyoruz, bu konuda hiçbir tereddüt yok ama yangından mal kaçırır gibi üç yıllık bir tezkerenin bu Parlamentoda görüşülmüş olmasını doğru bulmuyoruz. Ve iki buçuk yıl sonra Anayasa'ya göre görev süresi tamamlanmış milletvekillerinin bu yönde bir irade kullanması da bir noktada yetki gasbıdır; biz bizde var olmayan bir yetkiyi burada kullanıyoruz ve üç yıllık tezkere veriyoruz. O yüzden, iktidar mensuplarına buradan bir kez daha hatırlatmak istiyoruz: Buraya gelişi güzel iş getirmeyin, hakkıyla iş getirin ve bu Parlamentonun onurunu iktidar olarak önce siz koruyun. Burada Sayın Erdoğan'ın imzasıyla üç yıllık bir tezkereyi konuşturtmak; hakkımız olmayan, yetkimiz olmayan bir şeyi oylamayla burada çıkartmak kimseye yakışmaz. Dolayısıyla, önümüzdeki yıl getirseniz bu tezkereyi buradan çıkartamayacağınızı mı düşünüyorsunuz? Bu nedenle, bir kez daha güvenlik politikaları ne kadar önemli olursa olsun bu Meclisin gözetim ve onay yetkisi asla ikinci plana itilmemeli ve bu Parlamentoya herkesin güven duyması gerekiyor özellikle ulusal menfaatler konusunda Türkiye'nin dışarıya yönelik itibarı açısından.
Değerli milletvekilleri, her yıl yenilenen tezkereler sadece teknik bir onay değil, aynı zamanda Türkiye'nin dış politikadaki yönelimlerinin yeniden değerlendirilmesi, sahadaki gelişmelerin ve diplomatik sonuçların Meclis önünde tartışılması için bir fırsattır. Bu fırsatı doğrudan kaldıran üç yıllık yetkilendirmeler demokratik denge açısından da doğru değildir. Üstelik, bölgedeki dinamikler hızla değişmektedir. Irak'taki Merkezî Hükûmet ile Kürt Bölgesel Yönetimi arasındaki gerilimler, Suriye'de farklı aktörlerin pozisyonları olması gereken her yıl yeni bir değerlendirmeyi zorunlu kılmaktadır. O nedenle, yine ifade ediyorum ki üç yıllık bir değerlendirme doğru değildir. Üstelik, bölgedeki dinamiklerden bahsederken üç yıl boyunca Meclisin devre dışı kalması ne akılla ne de demokrasiyle bağdaşır. DEVA Partisi olarak şunu vurguluyoruz: Biz, ülkemizin güvenliğinden asla taviz vermeyiz ama güvenliği sağlarken hukuk devleti ilkelerini, demokratik denetimi ve Meclisin itibarını da koruruz. Türkiye'nin bölgesel güç olma hedefi askerî varlıklarla olduğu kadar demokratik olgunlukla, hukuk devletiyle ve öngörülebilir bir dış politikayla anlam kazanır. Türkiye'nin dış politikasında süreklilik kadar esneklik de önemlidir. Bu tezkerenin süresi iki ya da üç yıl olduğunda bu esneklik ortadan kalkar oysa bölgesel konjonktür her yıl yeniden şekilleniyor. Bu değişken ortamda Meclisin yılda 1 kez tezkereleri gözden geçirmesi hem demokratik sorumluluk hem de dış politika aklının gereğidir. Biz Hükûmete güvenlik politikalarında destek verirken Meclisin bu sürecin dışında kalmasına itiraz ediyoruz değerli milletvekilleri çünkü millî güvenlik kadar millî iradenin denetimi de vazgeçilmezdir. Sonuç olarak YENİ YOL Grubu ve DEVA Partisi olarak Irak ve Suriye tezkeresini Türkiye'nin meşru güvenlik kaygılarını gidermeye yönelik bir araç olarak destekliyoruz. Aynı şekilde Lübnan'daki barış gücüne katkımızı Türkiye'nin uluslararası saygınlığını güçlendiren bir görev olarak görüyoruz ancak her iki tezkerenin de birer yıllık süreyle yenilenmesi gerektiğini savunuyoruz ve vurguluyoruz. Böylelikle Gazi Meclisimizin denetim hakkı korunacak hem de ülkemizin dış politika refleksleri diri tutulacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, buyurun, tamamlayın.
İDRİS ŞAHİN (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye güçlü bir ülkedir. Bu güç sadece ordusunun caydırıcılığından değil, kurumlarının itibarından ve demokrasinin derinliğinden gelir. Güçlü devlet vatandaşını aldatmaz. Bizim arzumuz Türkiye Cumhuriyeti devletinin hem sahada hem de masada güçlü kalmasıdır ve biliyoruz ki güçlü bir Türkiye; denetimiyle, demokrasisiyle, hukukuyla ve Meclisiyle güçlüdür. Meclisi bir nevi test unsuru olarak görmek ve Meclisin her yıl yapması gereken denetimi üç yıl gibi bir süreyle burada tekrar oylamaya sunmak Meclise duyulan güvensizliğin işaretidir diyorum. Sizi bu hatalı işlemden geri dönmeye davet ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)