Konu: | |
Yasama Yılı: | 4 |
Birleşim: | 10 |
Tarih: | 22.10.2025 |
ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Çok değerli milletvekili arkadaşlarım, hepinizi, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Türkiye, köklü bir devlet ve millet geleneğiyle beraber, özellikle son zamanlarda bölgemizde, dünyada yaşanan meydan okuma, sınamalara karşı çok önemli bir gündemi merkezine almıştır. Türkiye, kendi iç cephesini güçlendirmek adına terörsüz Türkiye yolunda çok önemli gelişmeler ortaya koymuştur. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın kararlı duruşu, Milliyetçi Hareket Partisi lideri Sayın Devlet Bahçeli'nin çağrılarıyla Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir komisyon kurulmuştur. Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunda milletimizin yıllarca önünde duran önemli bir sorunu daha ortadan kaldırmak adına önemli bir süreç yönetilmektedir. Elbette, Türkiye'nin özellikle hem bölgesindeki gelişmeler hem ülkesindeki birliği, beraberliği daha kalıcı bir hâle getirme adına çok önemli bir projedir. Türkiye'ye ait bu projenin çok başarılı olması adına, ortak geçmişi ortak geleceğe taşıma adına çok önemli bir proje sürdürülmektedir ve bu çalışmaya katkıda bulunan tüm siyasi partilere, orada bulunan tüm siyasi partilere, genel başkanlarına da ben yine hassaten çok teşekkür ediyorum. Milletin bu anlamdaki önemli bir sorununa tüm partilerin... Cumhuriyet Halk Partisine, Milliyetçi Hareket Partisine, DEM PARTİ'ye, YENİ YOL'a ve diğer 11 partiye, keza ihtiyatlı iyimserlik olarak ya da farklı gerekçelerle de olsa süreci takip eden herkese -bu çünkü ortak bir sorumluluk- ayrıca teşekkür ediyorum; önerilerini -bu konudaki gözden kaçmaması gereken- fikirlerini de paylaşan tüm siyasi partilere, siyasetçilere. Elbette, terörsüz Türkiye, Türkiye'nin gelecek yıllarına emin adımlarla ulaşması adına çok önemli bir şekilde devam etmektedir. Türkiye'de hiç kimse etnik ya da mezhep kimliği ya da farklı birtakım gerekçelerle bir ayrıcalığa ve ayırımcılığa tabi değildir, bu konuda asla farklı bir tutum içerisine girmek mümkün değil çünkü bu milletin mayasında kardeşlik var, birlik var, beraberlik var ve bu süreci sabote etmeye yönelik kimi çevrelerce de birtakım çabaların, birtakım tavırların da olduğunu görmekteyiz. Milletin sinir uçlarını rahatsız etmeye kimsenin hakkı yok. Gerek Gazi Meclisimizde gerekse sokaklarda ortak değerlerimize, Cumhuriyetimize, polisimize, askerimize, bizi biz yapan değerlerimize yönelik hakaretamiz, zehirli bir dili de asla kabul edemeyiz. Bu anlamda bu tür tavır, davranış ve tutumlara yönelik de tavrımız çok nettir. Bizi bir arada tutan bayrağımıza, İstiklal Marşı'mıza, Türkiye'nin 86 milyon kardeşliğine ve birliğimize, devletimizin ortak değerlerine, toprak bütünlüğümüze yönelik saldırıları, bu konudaki tahfif edici hiçbir tutumu kabul edemeyiz. Bu anlamda bizi ortak, bir arada tutan değerler bizim ortak kıymetlerimizdir ve bunlar bizim mutlaka korumamız gereken ortak değerlerimizdir ve 86 milyonun terörsüz Türkiye'ye ulaşması aynı zamanda terörsüz bölge anlamında da çok önemli bir gelişmesi olacaktır. Suriye'de, Irak'ta bir istikrara kavuşması adına da Türkiye'deki bu gelişmenin başarıya ulaşması çok önemlidir ve bizim buradaki temel yaklaşımımız da Suriye'yi Suriyeliler yönetecek, Suriye'deki tüm unsurların, oradaki Arapların, Türkmenlerin, oradaki Kürtlerin tüm varlığıyla beraber, demokratik katılımıyla Suriye'nin istikrarlı bir yapıda olması ve Suriye'yi onların yönetmesi bizim en önemli çabamızdır ve bu anlamda, oradaki tüm unsurların ülkeyi yönetme adına söz sahibi olması konusunda Türkiye her zaman yanlarında olacaktır. Kimliklerini, var oluşlarını korumak ve o kimlikleriyle beraber Suriye'de söz sahibi olmaları Türkiye'nin öncelikleri arasındadır. Bu konuda her türlü desteği vererek de biz Suriye'de yaşayan bütün halkların, unsurların da yine yanında olacağız. Oradaki temel yaklaşımımız Suriye'nin bir bütün ve yine, istikrarlı bir yapıya ulaşmasıdır.
Bu anlamda, bizim temel yaklaşımız terörün tüm uzantılarıyla faaliyetine ve silahlı yaşamına son vermesidir. Bu, bizim için çok önemli bir çalışmadır ve bu anlamda, bu çabamızı sürdürüyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, buyurun.
ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) - Keza, son günlerde Sayın Meclis Başkanımıza yönelik, Kürtçe bir dizeyi okuması ve onun üzerinden bir tartışmayla Sayın Meclis Başkanımızı itibarsızlaştırmaya çalışmak aynı zamanda Gazi Meclise de bir hakarettir, saygısızlıktır.
Bu ülkede binlerce yıldır konuşulan, ninnileriyle insanların büyüdüğü, sokakta, çarşıda, pazarda, divan edebiyatlarıyla bir kültürü inşa eden kadim bir dil olan Kürtçeyi yok sayma, bilinmeyen bir dil olarak kabul etmek kabul edilemez. Kürtçe bu kadim toprakların en kadim dillerindendir ve Kürtçeyi inkâr etmek ve bu anlamda, asla ama asla kabul edilebilir bir tutum değildir. Kürtçe bilinmeyen bir dil değildir, Kürtçe yaşayan bir dildir.
YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - İngilizce, Almanca da bilinmeyen bir dildir Meclis için. Bu nasıl bir laf?
ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) - Sokakta, çarşıda, pazarda, yine, edebiyat eserlerinde... Ki biz, Hükûmetimiz, AK PARTİ Hükûmetleri Kürtçe televizyonla, yine, ortaya koyduğu eserleri yayınlayarak, bu anlamda, tutumumuzu ortaya koyduk.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, buyurun.
ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) - Kimsenin, Sayın Meclis Başkanımızın bu ortak duyguyu dile getiren tavrından dolayı da itibarsızlaştırmasına asla kabul edemeyiz. Kimse, Selahattin Eyyubi ile Alparslan'ın evlatlarını asla ama asla birbirinden ayıramayacaktır, kardeşliğimizi bozamayacaktır. İşte, terörsüz Türkiye, birliğimizi, beraberliğimizi koruyarak daha güçlü yarınlara ulaşacağımız bir projedir ve milletimizin hakemliğinde, en birliğimizi, beraberliğimizi koruyacak şekilde de başarıya ulaşacağına, inşallah, inancımız tamdır. Bu duygularla Genel Kurulu, aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)