Konu: | |
Yasama Yılı: | 4 |
Birleşim: | 10 |
Tarih: | 22.10.2025 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA YILMAZ HUN (Iğdır) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Türkiye'de yolsuzluk artık birkaç kişinin kişisel çıkarına indirgenmiş bir suç olmaktan çıkmış, sistematik bir yönetim biçimine dönüşmüştür. Kamu kaynakları halkın ortak değeri olmaktan uzaklaştırılmış, bir avuç imtiyazlının servetini büyüten bir araca dönüştürülmüştür. Bir ülkede yolsuzluk yalnızca kasaları değil, inancı ve adaleti de boşaltır. Gençlerin liyakat umudunu yok eder, emekçinin alın terini değersizleştirir. Bu tabloyu görmek için uzağa gitmemize gerek yok, Türkiye'nin her köşesinde aynı zihniyetin izlerini görmek mümkün. Seçim bölgem Iğdır bunun çarpıcı bir örneğidir. Geçtiğimiz aylarda Iğdır'da yapımı süren millet bahçesi kamuoyuna yansıdı. Halkın nefes alacağı bir yeşil alan olması gereken bu proje, ne yazık ki bu ihalelerin şaibeleri, kayırmacılık ve özel tahsislerle gündeme geldi. Milletin bahçesi olması gereken yer, bir grup yandaşa tahsis edilen ticari bir alana dönüştürüldü. Büfeler, işletmeler davet usulüyle İl Özel İdaresi Genel Sekreterinin akrabalarına verildi. Bu, yalnızca bir parkın kirletilmesi değil, kamu vicdanının da kirletilmesidir.
Yine, geçtiğimiz Kurban Bayramı arifesinde Iğdır İl Özel İdaresi mesai bitimine yakın bir saatte kimsenin duyamayacağı bir iş ilanıyla alım yaptı. İlan yalnızca iki saat açık kaldı ve hemen kapatıldı. Sanki kimlerin alınacağı önceden belirlenmiş gibiydi. Halkın çocukları bu ülkede yıllardır işsizken birkaç saatlik ilanla yapılan bu alımın adı fırsat değil, kayırmadır, kayırmacılıktır. Bu örnekler sadece bir kentin değil, bir ülkenin aynasıdır çünkü benzer oyunları her kurulda, her kurumda, her ilde görüyoruz.
Basına yansıyan bilgilere göre, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının ana hissedarı olduğu Bankalar Arası Kart Merkezinde yapılan ihalelerde büyük usulsüzlükler tespit edilmiştir. Yazılım ve çipli kart alımı ihalelerinde ihale komisyonlarının oluşturulmadığı, tekliflerin şeffaf biçimde alınmadığı, teslim edilmeden milyonlarca liralık ödemelerin yapıldığı iddia edilmektedir. Kamu zararının 100 milyon lirayı aştığı söyleniyor. Bu, yalnızca bir finansal suç değil, ülkenin parasına, emeğine ve geleceğine duyulan güvenin sarsılmasıdır. Denetim görevini üstlenen, piyasaları yöneten bir kurumun etrafında bile yolsuzluk ağı örülüyorsa sıradan yurttaş devlete nasıl güvensin?
Türkiye'de yolsuzluk kurumsal bir alışkanlığa dönüştürülmüştür. Artık mesele birkaç kişinin açgözlülüğü değil, bütün bir yönetim anlayışının çürümesidir. Her yolsuzluk olayı bir öğrencinin bursunu, bir işçinin ücretini, bir yaşlının ilacını eksiltmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
YILMAZ HUN (Devamla) - Teşekkürler.
Yolsuzlukla mücadele sadece yargının işi değil, bu mücadele siyasetin, ahlakın ve halkın ortak sorumluluğudur.
Biz DEM PARTİ olarak halkın iradesinin, emeğinin ve vergisini hesabını sormaktan geri durmayacağız; yerinden yönetimi, denetimi, şeffaflığı güçlendirmek için mücadele edeceğiz çünkü halkın emaneti olan bu kaynaklar bir avuç çıkar çevresinin değil bu ülkenin tüm evlatlarının hakkıdır. Yolsuzluklara karşı susmak, adalete sırt çevirmektir. Halkın hakkı, emeği, alın teri için mücadele etmeye devam edeceğiz ve Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisine destek vereceğimizi belirtiyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)