GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:10
Tarih:22.10.2025

GÜLCAN KIŞ (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu üyesi olarak Vakıflar Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine şahsım adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Ne kadar güzel değil mi? Sandıkta kaybedince yetkiyi kanunla almaya çalışıyorsunuz. Belediyeleri Cumhuriyet Halk Partisi kazanınca gelirlerini kesiyorsunuz, kredilerini bekletiyorsunuz, denetimleri artırıyorsunuz, müfettişleri belediye başkanlarımızın peşine takıyorsunuz ve sonunda "torba" adı altında bir bir yetkilerini merkeze çekiyorsunuz. İşte, önümüzde duran bu teklif yerel demokrasiyi adım adım daraltma operasyonunun bir halkasıdır.

"Demokrasi sandıkta başlar, sandıklı biter." dediniz ama belli ki sandıktan çıkamayınca demokrasiyi başka yollarla bitirmeye karar verdiniz. (CHP sıralarından alkışlar) Belediyeler halkın gözüdür, kulağıdır, elidir halkın o eli AK PARTİ'yi işaret etmeyince eli bırakın kolu bile kesmeye çalışıyorsunuz. Yerinden yönetim ilkesini saraydan yönetim alışkanlığına çevirdiniz. Şimdi de bir kanunla belediyelerin çalışma alanlarını daraltmaya, yetkisini törpülemeye çalışıyorsunuz. Bugün görüştüğümüz teklif sadece Vakıflar Kanunu'nu değil Türkiye'de yönetim anlayışını kökten değiştiriyor. Bu kanunun amacı, halkın sandıkta verdiği iradeyi masa başında alınmış kararlarla geri alma hakları yani açık konuşalım, AKP kaybettiği belediyeleri hukuksuzca, kayyımla, başkanları tutuklayarak, illegal transfer borsalarıyla geri almaya çalışıyor.

Gelin, AKP belediyeleri kaybedince neler yaptı hep birlikte bakalım. 2024 yerel seçimlerinin ardından partimiz Türkiye'nin 1'inci partisi olunca bakanlıkların yapmakla yükümlü olduğu birçok görevi belediyelere devrederek yeni mali yükümlülükler getirdiniz. Bu yalnızca Tarım Bakanlığıyla, Çevre ve Ulaştırma Bakanlığıyla sınırlı olmamakla beraber neredeyse tüm bakanlıkların sorumluluğundaki hizmet kalemlerini bir bir belediyelerin bütçesine yıktınız. Genel aydınlatma giderleri adı altında otoyol, sokak, kavşak, meydan, sahil ve kamu alanlarının aydınlatma, elektrik, bakım ve enerji maliyetlerini belediyelerin sırtına yüklediniz. İller Bankasının sermayesi 120 milyar TL'ye ulaştı ama Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin kredi talepleri nedense rafta bekletiliyor. Cumhuriyet Halk Partisine geçen belediyelerin kendi belediyeleri dönemlerinde biriken borçlarını "Bugün ödeyeceksiniz." diyerek üzerlerine yıktınız. Asgari ücret desteğini belediye şirketlerinden kaldırdınız. Yetmedi, belediyelerin yenilenebilir enerji tesisleri üzerinde dahi Enerji Bakanlığına paralel ruhsat verme yetkisi verdiniz yani Ankara'dan bir kalem oynatılarak belediyenin plan kararları hiçe sayılıyor artık. Bakın, 2025 yılı içerisinde Hazine ve Maliye Bakanlığı ile İller Bankasından belediyelere gönderilen paylar yüzde 18 oranında azalmış durumda, aynı dönemde merkezî yönetimin temsil ödenekleri ise yüzde 52 artırıldı yani halkın seçtiği belediyelerin bütçesi kısılırken atanmışların harcama kalemleri büyütülmektedir. Böyle bir denklemde demokrasiden, adaletten, yönetim etiğinden söz etmemiz mümkün mü? Bir yandan belediyelerimizin kaynaklarını kurutup, diğer yandan halkın gözünde itibarsızlaştırmaya çalışıyorsunuz. Mesela, Efes Selçuk'ta Meryem Ana Otopark gelirini belediyeden alıp bakanlığa devrettiniz. Çanakkale'de elli yıllık barajın parasını bugün istediniz. İstanbul'da Galata Kulesi'ni İstanbul Büyükşehir Belediyesinin elinden alıp Vakıflar Genel Müdürlüğüne devrettiniz. Boğaziçi'ni, Taksim'i, Kanal İstanbul çevresini yerel yönetimlerden koparıp Ankara'daki makam odalarınıza bağladınız yani yalnızca taşınmazları değil, yerel idareyi de mülkiyetiyle birlikte devralıyorsunuz ve şimdi de Vakıflar Kanunu teklifiyle belediyelerin elindeki tarihî mirasa, kültürel varlıklara, taşınmazlara göz diktiniz. Allah gözünüzü doyursun. (CHP sıralarından alkışlar)

Sayın milletvekilleri, bu kanun teklifinin en tehlikeli bölümü 10'uncu, 11'inci, 12'nci ve 13'üncü maddeleridir çünkü bu maddelerle belediyelerin elindeki vakıf kültür varlıkları, bağlı şirketler, iktisadi işletmelerin yönettiği yapılar Vakıflar Genel Müdürlüğüne devrediliyor yani belediyelerin malı, halkın malı vakıf katkısı varmış gibi gösterilerek artık bir bürokratın kalemiyle el değiştirebilecek. Belediye bir binayı restore edecek, bir kültür merkezini ayağa kaldıracak, bir halk kütüphanesini yaşatacak ve sonra bir sabah kararnamesiyle denilecek ki "Bu yapı vakıf malıdır artık biz yöneteceğiz." Bunun adı restorasyon değil, mülkiyet devridir. Bunun adı kültür politikası değil, iktidarın mülk politikasıdır. Kısacası, siz "vakıf" diyerek halkın mallarını partizan vakıf ağalarına devrediyorsunuz. Üstelik Vakıflar Genel Müdürlüğünün aldığı yönetim payını da yüzde 20'den yüzde 40'a çıkarıyorsunuz yani belediyelerden alınan gelirler artık Vakıflar Genel Müdürlüğü üzerinden yandaş vakıflara da aktarılabilecek. Bu ne demektir biliyor musunuz? Kamu kaynağı artık kamunun değil, sadakat esaslı bir düzenin finansman aracı hâline geliyor demektir. Amaç yalnızca para değil, mesela halkın iradesine duyulan tahammülsüzlüktür, belediyenin kararlarını, bütçelerini, projelerini sürekli denetim altına alarak "Sandıkla gelsin ama bizim çizdiğimiz sınırlarda yönetsin." diyorsunuz. Bu anlayış sadece Cumhuriyet Halk Partili belediyeleri değil, demokrasiyi hedef almaktadır çünkü siz belediye başkanlarını seçen halktan değil, atayan iktidardan yanasınız. Bu yaklaşımı şiddetle kınıyoruz ve de reddediyoruz. Belediyelerin omuzlarındaki yük artık hizmetin değil, baskının ağırlığı hâline gelmiştir. Siz ne yaparsanız yapın Cumhuriyet Halk Partili belediyelerimiz tüm bu baskılara rağmen halka hizmet etmeye devam edeceklerdir. (CHP sıralarından alkışlar) Depremde enkaz kaldıran, pandemide maske dağıtan, kadına, öğrenciye, emekliye, çiftçiye destek olan hep öncelikle bizim Cumhuriyet Halk Partili belediyelerimiz oldu. Şimdi belediyelerimizi zayıflatmaya çalışıyorsunuz ama artık halk kimin gerçekten çalıştığını çok net biliyor. Cumhuriyet Halk Partili belediyelerimizin hizmetinden, halkın farkındalığından korkuyorsunuz. Bu ülkenin belediyeleri cumhuriyetin halka uzanan en güçlü elidir. İşsizlikle, yoksullukla, afetle, yıkımla mücadeleyi en önde verenler belediyelerimiz olmuştur ama siz bu eli halkın üzerinden çekmek istiyorsunuz. İşte, bu teklif yardım elini budama kanunudur.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biz bu kanunu yalnızca bir teklif olarak görmüyoruz. Bu teklif belediyelere açılmış uzun soluklu bir kuşatmanın cephesidir diyoruz. Yargı kararlarını tanımamak için kanun çıkaran, yerelin yetkisini merkezde toplayan, belediyelerin gelirlerini azaltıp görevlerini artıran bu anlayış iktidarı değil, devleti partizanlaştırmaktadır, Oysaki cumhuriyet köyde okul açan, kentte yol yapan, her karış toprağa eşitlik fikrini işleyen bir mirastır. O mirasın adı da Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu yerinden yönetim anlayışıdır. (CHP sıralarından alkışlar) Siz o mirası kanunla silemezsiniz çünkü o miras halkın vicdanına kazınmış durumdadır. Ve buradan iktidar sıralarına bir çağrı yapmak istiyorum: 2026 bütçesi kapıda, hiç sanmıyoruz ama bari bu sefer hakkaniyetli, adil bir bütçe yapın. Komisyonda dile getirdiğimiz uyarıları ve önerileri dikkate alın, halkın sesine kulak verin. Saraydan gelen her noktayı, her virgülü lütfen onaylamayın. Halkın taleplerini, belediyenin ihtiyaçlarını, vatandaşın sesini duyun. Bu ülkenin kaynaklarını bir avuç ayrıcalıklılar için değil, 85 milyon yurttaş için değerlendirin. Cumhuriyet Halk Partisi olarak açık açık söylüyoruz: Sandıkla gelenin yetkisini masa başında alınan torba yasalarla gasbettirmeyeceğiz, belediyelerin elinden halkın malını, halkın iradesini, halkın emeğini aldırtmayacağız!

Değerli milletvekilleri, bu yasa tarihe bir vakıf yasası olarak geçmeyecek, yerel demokrasiyi tasfiye yasası olarak geçecektir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

GÜLCAN KIŞ (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Ve emin olun tarih şunu da yazacaktır: "Bu ülkenin belediyelerini kanunla susturmak isteyenler halkın iradesiyle tarihe gömüldü." denilecektir.

Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Saygılarımla. (CHP ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)