GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:10
Tarih:22.10.2025

ZEYNEP YILDIZ (Ankara) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri, ekranları başından bizleri takip eden necip milletimiz; ilk imzacısı olduğum 229 sıra sayılı Vakıflar Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin tümüne ilişkin olarak şahsım adına söz almış bulunuyorum.

Değerli milletvekilleri, malumualiniz, insanın içinde bulunduğu bütün süreçler dinamiktir, dolayısıyla yeni ihtiyaçlara istinaden yeni düzenlemeleri bu gerekli ve zorunlu kılar, dolayısıyla her bir yeni ihtiyaç yeni bir düzenlemeye kapı aralar. Köklü geleneğimizin en önemli nişanelerinden vakıflarımızın geleceğe taşınması, vakfedenin vakfetme iradesinin, vakfederkenki iradesinin korunması, vakıfların vakfetme amaçlarına uygun bir şekilde yürütülmesi, işletilmesi adına vakıfların gelirlerini koruyan düzenlemeleri içeren kanun teklifimizi de bugün görüşüyor olacağız. Bu hususların yanı sıra turizmin çeşitlenmesi -az evvel de bahsettim- dinamik süreçlere ilişkin olarak ihtiyaç duyulan hususlara dair çeşitli düzenlemeleri de içeriyor olacak bizim düzenlememiz. Yine, millî güvenliğimizi de bu noktada koruyucu mahiyette düzenlemeler içeriyor.

Değerli milletvekilleri, malumualiniz, her birimiz insanız ve varoluşumuzun aslında temel unsurları var ve açıkçası burada varoluşumuzun en temel kodu bana kalırsa iyiliği yayıp kötülükten nehyetmektir, dolayısıyla bizlerin aslında içine doğmuş olduğumuz vakıf geleneği en temelde bu ilahi emrin karşılığıdır. Dolayısıyla şimdi "vakıf" kelimesinin etimolojik kökenine baktığımızda -ben birazcık buna da girme zarureti hissediyorum çünkü bu kürsüden ilk defa vakıflara dair bir cümle, kelam kurabilme imkânına sahibim, o yüzden kayıtlara düşmesi adına birkaç hususa da müsaadelerinizle değineceğim- "vakıf" kelimesi köken itibarıyla "durmak" anlamına gelir yani bir meseleye vaziyet etmek. Yine benzer şekilde "vukufiyet" kelimesi, bir işe vâkıf olma meselesi aynı zamanda derinleşmeyi de kapsar, dolayısıyla bizim özü itibarıyla vakıf medeniyetimiz durdukça derinleşen bir hüviyete sahiptir kelimenin kökenini itibarıyla da. "Vakıf medeniyeti" dedik ya, insanın varoluşuna dair bir derinlik oluşturmayı ve varoluşu hatırlatan bir imleç gibi başımızın ucunda aslında hep vakıf eserlerimiz duragelmiştir ve aslında insanın varoluşuna rücu etmesini sağlayacak toplumsal mekanizmalar vakıflarımız aracılığıyla oluşturulmuştur. Dünyanın ilk hayvan hastanelerinden bir tanesi -hepiniz zaten biliyorsunuzdur- Gurabahane-i Laklakanı kuran, musikiyle insanları tedavi eden Gevher Nesibe Hatun Şifahanesini kuran, Ankara'da 1721 yılında kurulan, kışın abdest alan insanlara sıcak su üreten, genç kızlara çeyiz sağlayan, duvar yazılarını silen, kitapları ciltlettiren, güzel yazı yazmayı öğreten vakıflar, camiler, arastalar, efendime söyleyeyim, medreseler aslında bize hep ait olduğumuz kodları hatırlatır. İşte, bir elin verdiğini diğer el görmesin diye zihinsel bir olgunlukla ve zarafetle kurgulanan sadaka taşları, zimem defteri ödeme geleneği esas itibarıyla bu kültürün birer yansımasıdır. Dolayısıyla, biz aslında vakıf kültürüyle sadece insanların kendine değil, topluma yatırım yapabilmesinin kapısının aralandığı çok müstesna bir medeniyeti inşa ettik ve bunların temelinde hep vakıflar olageldi. Aslında biz vakıflarla daha güvenlikli ve kendinden emin, karşıdakinden emin, yekdiğerinden emin bir medeniyeti inşa edegeldik.

Şimdi, tabii, "vakıf" denilince bir vakıf duası, bir de vakıf bedduası aklımıza geliyor. Dolayısıyla, hani hep der ya büyükler "Bir vakfın içinden geçerken bile üzerine vakıf malının tozu değmezsin." diye, hakikaten o noktada Vakıflar Genel Müdürlüğümüzün üzerindeki yük çok fazla. İnşallah... Bu hassasiyetle zaten çalışmalarını sürdürüyorlar ve bunların her birini yaparken de, bir yandan, az evvel bahsettiğim zihinsel zarafet kodlarını günümüzde de yaşatmaya çalışırken bir yandan da vakıf eserlerinin günümüze de taşınmasını sağlıyorlar. İstanbul Eminönü'nde, işte, Mısır Çarşısı'nın restorasyonundan tutun, Iğdır'da bir kervansaraya, Erzurum'da Çifte Minareli Medrese'ye, işte, Diyarbakır Ulu Camisi'ine, Ankara Karahoca köyündeki Karahoca Camisi'ine ve onun güzel kalemişilerinin yaşatılmasına da Vakıflar Genel Müdürlüğü bugüne kadarki çalışmalarıyla aslında katkı sundular.

Değerli milletvekilleri, konuşmamın başında da arz ettiğim üzere, biz bu kanunla esas itibarıyla vakıfları sürdürülebilir kılmak adına çeşitli tedbirler alıyoruz. Ben açıkçası, önceki hatiplerin konuşmalarını dinlediğimde şöyle bir vehme kapıldım, "Biz burada belediyeleri mi tartışıyoruz, vakıfları mı tartışıyoruz?" diye kendi kendime düşündüm. Ben burada herhangi bir sataşmaya da mahal vermek istemiyorum. Sadece tek bir cümle söyleyeceğim: Ben bir Ankara milletvekiliyim dolayısıyla CHP'li belediyelerin çalışma kültürünü anlamak isteyenler musluğunu açtığında suyuna kavuşamayan Ankaralılardan ve iş yerine ulaşmaya çalışırken saatlerini yolda geçiren, "Yol yaparsanız trafik olur." diyen zihniyetten anlayabilirler. Ben burada takdiri milletimize bırakıyorum.

EYLEM ERTUĞ ERTUĞRUL (Zonguldak) - Yüzde 60'larla geliyorlar onlar, evet, yüzde 60'larla seçiliyorlar.

ZEYNEP YILDIZ (Devamla) - Şimdi, kanun maddelerine, şeffaflık ilkesi gereği açıkçası teker teker değinmek isterim: Malumunuz olduğu üzere, teklifimiz ilk etapta 19 maddeden oluşuyor, bunu söyleyeyim. 1'inci maddede, deprem bölgesindeki acentelere dönük bir hüküm var, bir pozitif ayrımcılık bu. Biliyorsunuz, deprem bölgesi önemli bir turizm destinasyonuydu aslında kültür turizmine ilişkin olarak, dolayısıyla acenteleri bu noktada koruyan bir maddemiz var. 2'nci madde deniz aracı kiralayanlara kimlik bildirme yükümlülüğü getiriyor; bu, millî güvenlik ve asayiş için gerekli bir madde. 3'üncü madde yine aynı amaca hizmet eder nitelikte. 4'üncü madde turizm işletmelerinde anlık kayıtların tutulmasına ilişkin bir madde, bu uygulamayı güçlendirmeye dönük bir madde. 5'inci madde kamu kaynaklarının yanı sıra sponsorluk ilişkisiyle de belirli noktalarda bir finansman üretilmesine dair yani kamu kaynakları üzerindeki yükü azaltmaya dönük bir madde. 6'ncı madde benim çok sevdiğim bir madde. Malumunuz olduğu üzere bizim yaşayan hazinelerimiz abdallar, abdalların bu noktada korunmasına dönük bir madde. 7'nci madde belgesiz konaklama işlemlerinin engellenmesine dönük bir madde. 8'inci madde, malumunuz Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği bir karar vardı, burada iptal gerekçesine uygun olarak kanunla düzenlenen yani Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle değil, kanunla düzenlenen bir şekilde Anayasa Mahkemesinin böylelikle iptal gerekçesi ortadan kalkmış oluyor. 9'uncu madde burada süre uzatımlarına ilişkin hukuki belirsizliği ortadan kaldıran bir madde. 10'uncu madde kırtasiye işlemlerini belirli noktalarda ortadan kaldırarak uygulamayı kolaylaştırmaya dönük bir madde. 11'inci maddenin hiçbir yerinde belediyelere dair bir husus yok, burada tamamen KİT'lere bağlı, müesseselere bağlı işletmelerin mülkiyetindeki belirli hususların -zaten vakfedenin iradesi vakıf olması yönünde- vakfedenin iradesine uygun bir şekilde vakfa geri dönmesine dair, mazbut vakfına geri dönmesine dair bir hüküm, dolayısıyla hakikaten tabiri caizse taşı doğru yere koymaya dair bir hüküm var. 12'nci madde 19.290 mazbut vakıf var değerli milletvekilleri, 84 mülhak, 240 intifa mazbut vakfın tüm iş ve işlemleri Genel Müdürlükçe yapılıyor ve böylelikle aslında diğer vakıfların gelirleri de belirli noktalarda bu vakıfların işletilmesinde sarf ediliyor. Dolayısıyla, böyle bir meselenin ortadan kaldırılması adına, gerçekten vakıf gelirlerinin vakıflar için kullanılması adına yapılmış bir düzenleme.

13'üncü madde, Borçlar Kanunu'yla aslında işgalciliği sonlandırmaya dönük bir madde ve aynı zamanda Borçlar Kanunu'yla da uyumlaşmayı sağlayan, üç yılı beş yıla çıkararak Borçlar Kanunu'yla da uyumlaşmayı sağlayan bir madde.

14'üncü madde harita ve koordinatların Çanakkale Savaşları, Gelibolu Yarımadası'nda uyumlu hâle getirilmesine dair bir madde.

Yine, 15'inci madde Çanakkale Savaşları Tarihî Gelibolu Alanı'nın Millî Savunma Bakanlığının da görüşü alınmak suretiyle tek elden yönetilmesine dair bir madde.

16'ncı madde, yine, 8'inci maddenin bir benzeri şeklinde, Anayasa’nın 104'üncü maddesinin 17'nci fıkrasındaki hususa istinaden kanunla düzenlenerek karşımıza çıkan bir madde. Dolayısıyla burada CBK ve... Hani yetki uyuşmazlığını ortadan kaldırmış oluyoruz.

17'nci madde, yine, Türk Arkeoloji Vakfına ilişkin bir madde. Anayasa Mahkemesinin, bu noktada, kamu kaynağı kullanılan bir yerde belirli bir ölçüt belirlenmesine dönük bir yorumu olmuştu. Biz de burada bir ölçüt belirliyoruz. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesinin kararını kanunlaştırmış oluyoruz.

18 ve 19'uncu madde de yürütme ve yürürlük maddeleri.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın, buyurun.

ZEYNEP YILDIZ (Devamla) - Ben açıkçası, bu kanun teklifinin her safhasında bizlerin istişarede bulunduğu tüm uzmanlara, Bakanlık bürokratlarına, AK PARTİ grup yönetimimize, Komisyon görüşmelerini suhuletle yürüten Komisyon Başkanımıza, Komisyonun tüm partilerden gerçekten olumlu, verimli katkılar sunan tüm milletvekillerine teşekkür ediyorum. Vakıf duasına nail olanlardan olmak temennimi bir kerede buradan naçizane ifade etmek istiyorum. Teklifimizin hayırlara vesile olmasını diliyor, hepinizi saygılarımla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)