GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:11
Tarih:23.10.2025

AYTEN KORDU (Tunceli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Dersim'in doğasından ekonomisine, eğitiminden toplumsal yaşamına kadar yaşadığı ağır, derinleşen sorunları beş dakikada ifade etmek mümkün değil ama yine de belli başlıklar hâlinde ifade etmeye çalışacağım.

"Rehak" inancının kapsayıcı, barışçıl ve demokratik felsefesiyle şekillenen Dersim, Kürt-Alevi kimliğinin ve doğayla iç içe yaşamış kadim bir inancın merkezidir. Ancak bu coğrafyada yaşanan katliamlarla yüzleşilmemiş olması hâlâ ağır bir biçimde coğrafyamızda hissedilmektedir. Halk, kentin tüm girişlerinde beton bariyerler ve kimlik kontrolüyle potansiyel suç mahalli gibi ele alınmaktan bıkmıştır. Beton bariyerler kaldırılmalıdır. Maden ve baraj projeleriyle yok edilen, yok edilmek istenen ormanlarımız, tahrip edilen Munzur havzası yalnızca ekolojik dengeyi değil, toplumsal hafızayı da hedefleyerek kentin özgün tarihi, demografisi ve siyasal iktidarın tekçi politikalarına göre dizayn edilmeye çalışılmaktadır.

Sayın vekiller, doğayı talan eden maden yasaları derhâl durdurulmalıdır. Munzur'da ekolojik florası ve su havzalarıyla pek çok endemik bitkiye ve yaban hayatına ev sahipliği yapan doğamızın yok olmasına biz asla izin vermeyeceğiz. Ormanları, vadileri "turizm şehri" reklamları yapılarak işletmelere açık açılmak istenmesi, şehrin altyapısızlığıyla birleşince iki önemli vaadinin sularının ciddi anlamda kirlenmesine yol açmaktadır.

İşsizlik ve baskı politikaları genç nüfusu yerinden etmiş, sosyal ve kültürel alanlar yaratılmadığı için gençlik TÜRGEV gibi cemaatçi yapılarla kuşatılmaya çalışılarak uyuşturucu ve çetevari güç odakları yaratılmasının önü açılmak istenmektedir. Gençlerin kendi kimliğine ve yaşamına uygun alanlar engellenmiş, geliştirilmemiştir.

Gülistan Doku'nun kaybettirilmesinin üzerinden beş yıl geçmesine rağmen hâlâ akıbetine dair açıklama yapılmamaktadır. Kadınların yaşam hakkının tehlike altında olduğunun en çıplak hâlidir. Israrla ve inatla "Gülistan Doku'ya ne oldu" diye sormaktan biz kadınlar asla vazgeçmeyeceğiz.

Munzur Üniversitesi sürekli liyakatsız atamalar ve rektörün keyfî uygulamalarıyla gündeme gelmektedir. Son olarak adliye binasının güçlendirilmesi sebebiyle üniversite kütüphanesi boşaltılarak adliyeye tahsis edilmesi gençliğe ve bilime verilen özensizliği bir kere daha göstermiştir. Yurtların yetersizliğiyle öğrencilerin eğitim hakkının elinden alınması, barınma ve yol ücretlerini karşılamak zorunda bırakılmaları pek çok öğrencinin okulu yarıda bırakmasına sebep olmaktadır. Eğitime yaklaşım bilimsel, eşitlikçi, cinsiyetçilikten arındırılmış ana dilde eğitim hakkıyla sağlanmalıdır.

Sayın vekiller, yerinde yaşam, yerinde ekonomi desteklenmelidir. Çiftçi ve tarım politikaları yeterince desteklenmemiş, hayvancılıkta yaşanan kayıplarda üreticiler yalnız bırakılmıştır. Aşılama, veteriner hizmetleri mutlaka ücretsiz olarak karşılanmalı; mazot, gübre gibi giderler için destekleyici politikalar hayata geçirilmeli, kenti üretime teşvik ederek bürokratik zorlayıcı uygulamalar kaldırılmalıdır. Don gibi doğal afetlerde çiftçilerin ürünleri zarara uğrarken destek kapsamı dışında bırakılan üreticilerin mutlaka destek programına dâhil edilmeleri sağlanmalıdır.

Büyük marketler karşısında küçük esnaf desteklenmemiş, adil olmayan vergi yükü esnafı giderek zor durumda bırakmıştır. Büyük tekellere karşı küçük esnafı destekleyen politikalar daha fazla desteklenmelidir. Yoksulluk her geçen gün artarken kadınlar başta olmak üzere emekliler, emekçiler ciddi sorunlar yaşamaktadır. Barınma sorunları bunların başında gelmektedir. Ev kiraları asgari ücretin üzerinde seyrederken açlık sınırı altında ücretlerle geçinilemez hâle gelinmiştir. Bugün kırsal bölgede altyapı hizmetleri dahi sağlanmamaktadır. Bütçe yetersizliği bahanesiyle köyler susuz, yolsuz, elektriksiz bırakılmakta, ambulans yol bulamadığı için hastasına ulaşamamaktadır. Virajlı yollarda bariyer çalışmalarının yetersizliği, sürekli yollara düşen kaya parçalarıyla yaşanan kazalar, tünellerin ışıklandırılmaması ve bakımsızlığı can almaya devam etmektedir.

Dersim'de en ağır demokrasi ihlallerinden birisi Dersim merkez ve Ovacık Belediyelerine kayyum atanmasıdır. Halkın iradesinin hiçe sayılması yerel demokrasinin ortadan kaldırılmasıdır. Yerelin gelişiminin önüne geçildiği, tüm kararların merkezî idarenin anlayışına göre dizayn edildiği bir düzende halkın demokratik katılımı mümkün değildir. Her yerde kayyum politikalarına son verilmeli, halkın seçtiği belediye eş başkanları ve başkanları derhâl görevlerine dönmelidir.

Ayrıca, siyasi saiklerle işten çıkarılan emekçiler işe geri alınmalıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun tamamlayın.

AYTEN KORDU (Devamla) - Yerel demokrasinin yeniden tesis edilmesi sadece Dersim halkının değil, bu ülkenin demokrasiye inanan her yurttaşın ortak talebidir.

Sayın Vekiller, Dersim halkı sesinin duyulması, tarihsel kıyımlarla yüzleşilmesi, eşit yurttaşlık hakkının, kimliğinin, ana dilinin, inancının tanınması için mücadelesini sürdürecektir. Bu kadim coğrafya barışın, demokrasinin ve özgür bir yaşamın inşası tamamlanıncaya kadar tarihsel olarak dervişane yolculuğuna devam edecektir.(DEM PARTİ sıralarından alkışlar)