GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:11
Tarih:23.10.2025

SALİHE AYDENİZ (Mardin) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; ben de Genel Kurulu ve televizyonları başında bizi izleyen halklarımızı saygıyla selamlıyorum.

Evet, bugün 23 Ekim ve Van'da 7,2 ve 5,6 olarak gerçekleşen depremin 14'üncü yılı. Van depremi bu ülkenin deprem gerçekliğini bir kez daha acı biçimiyle yüzümüze vurmuştu. 1941 Erciş'ten 1976 Çaldıran'a kadar yaşanan depremler Van'ın bir deprem bölgesi olduğunu defalarca hatırlatmıştı ancak bu acı tecrübelerden yeterli ders çıkarılmadı, gerekli önlemler zamanında alınmadı; bu ihmallerin sonucu olarak binlerce yurttaşımız hayatını kaybetti ve on binlercesi de yaralandı. Yardımların dağıtımında, yeniden inşada ve istihdamda eşitlik gözetilmedi. Bazı bölgeler görmezden gelindi, uzatılan ellerin birçoğu boş çevrildi. Halk o gün kimin gerçekten yanında olduğunu, kimin gerçekten uzaktan acılarını izlediğini gördü ve hiçbir zaman unutmadı, unutmayacak. Sonraki yıllarda Van halkının iradesine el konularak belediyelere atanan kayyumlar da depreme hazırlık konusunda hiçbir adım atmadı; deprem toplanma yerleri imara açıldı, afet komisyon birimleri dağıtıldı, dayanışma ağları parçalandı. Van depremi üzerinden on dört yıl geçti ama zihniyet değişmedi. Sonrasında Bingöl'de, Elâzığ'da, İzmir'de ve yine, en son 6 Şubatta Pazarcık ve Elbistan depremlerinde aynı acılar tekrarlandı; yine yıkım, yine ihmalkarlık, yine rant politikaları, yine "kader" denilerek üstü örtülen ölümler oysa bu ülkenin kaderi yıkım olmamalı, oysa bu halkın, insanların kaderi ölüm olmamalı, ölüm değildir. Bilimle, dayanışmayla, yerel yönetimlerin yetkileriyle ve halkların iradesiyle depreme hazırlıklı olmak mümkündür ama kayyum rejimiyle, rant düzeniyle, merkeziyetçi anlayışla bu mümkün değil. Bunu bir an önce gündemimize almamız gerektiğini belirtmek istiyorum. Bu vesileyle, Van halkını, dayanışmayı büyüten tüm emekçileri ve 2011 ve sonrasında yaşanan depremlerde yaşamını yitiren bütün yurttaşlarımızı bir kez daha saygıyla, rahmetle anıyorum.

Dün Kürt halkının büyük şairi, yazarlarından, halkının diliyle, acısıyla ve direnişiyle yoğrulmuş bir isim olan Cegerxwin'in aramızdan ayrılışının 41'inci yıl dönümüydü; saygıyla, minnetle anmak istiyorum. Cegerxwin halkının diliyle nefes almış, kalemiyle direnmiş bir şairdir. O, ömrünü Kürt diline, kültürüne ve özgürlük mücadelesine adamış, sözüyle halkının sesi, şiirleriyle halkının umudu olmuştur. Irak'ta, Suriye'de, İsveç'te geçen yılları sadece bir sürgünlük değil halkının varlığına, kimliğine ve özgürlüğüne adamış bir direnişin hikâyesidir. Cegerxwin dilin bir halkın ruhu olduğunu çok iyi bilirdi, bu yüzden her dizesinde halkına ses oldu. Bizler, bugün için Cegerxwin'in mirasına sahip çıkmak, Kürt diline, kültürüne ve halkımızın hafızasına sahip çıkmak istiyoruz çünkü onun mirası bu topraklarda on yıllardır süren bir halkın hafızasıdır. Bizler Cegerxwin'in yolunda halkların kardeşliği, dillerin eşitliği ve onurlu bir barışın mücadelesini büyütmeye devam edeceğiz. Büyük usta Cegerxwin'i bir kez daha saygıyla, minnetle anıyorum.

Yine, birkaç gün öncesi itibarıyla Muğla Ula Geri Gönderme Merkezinde aralarında çok sayıda çocuğun ve Alevi inancına mensup kişilerin de bulunduğu 22 Suriyeli sığınmacı tutuluyor. Bu insanlar hakkında sınır dışı işlemlerinin başlatıldığı yönünde ciddi iddialar var. Suriye'de Alevi topluluğuna yönelik süregelen hak ihlalleri ve güvenlik riskleri ortadayken bu kişilerin geri gönderilmesi ölüm, işkence ve insanlık dışı muamele anlamına gelir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

SALİHE AYDENİZ (Mardin) - Türkiye hem kendi yasaları hem taraf olduğu uluslararası sözleşmeler gereğince kimseyi işkence ve zulüm riskinin altında bir ülkeye gönderemez. Ula'daki bu tablo yalnızca hukukun değil insanlığın da sınavıdır. Çocukların, inançları nedeniyle ayrımcılığa uğrayanların ve savaş mağduru insanların korunması hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu geri gönderme işlemlerinin derhâl durdurulması, her bir dosyanın bireysel olarak değerlendirilmesi çağrısında bulunmak istiyoruz.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)