| Konu: | DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 12 |
| Tarih: | 04.11.2025 |
CHP GRUBU ADINA MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 4 Kasım 2016'dan bu yana dokuz yıllık bir zaman geçti, dokuz yıl sonra tekrar burada, 4 Kasımda gerçekleştirilen o operasyonu konuşuyoruz. Beni, bu Parlamentonun üyesi olarak, bir avukat olarak en fazla üzen mesele şudur: Bu Parlamentonun Anayasa'ya uygun davranmaması ve kendi milletvekillerinin hukukuna saygı göstermemesi. 4 Kasımda bu olmuştur. İlk önce, 20 Mayıs 2016 tarihinde, bu Parlamento, Anayasa'ya aykırı bir biçimde, milletvekillerinin tümünün dokunulmazlığını geçici bir Anayasa maddesiyle kaldırmıştır Anayasa'ya aykırı olarak. Yani bu Parlamento, bu Anayasa'yı koruyacağına Anayasa'ya aykırı davranmıştır ve sonrasında da 4 Kasım 2016 tarihinde, bu Parlamentoda 3'üncü büyük partinin genel başkanlarına, eş başkanlarına operasyon yapmıştır; eş zamanlı yapmıştır, farklı illerde yapmıştır, aynı zamanda yapmıştır, aynı zamanda ve bunun da Ankara'dan siyasi talimatla yapıldığı çok açık bir biçimde göstere göstere, herkesin gözünün içine sokulmuştur. Bu Parlamento eğer bu zaman içerisinde bir öz eleştiri yapacaksa bu süreç bakımından, ilk önce bu kürsülerden yaptıklarımızın, o dönem yapılanların, ben kendi adıma yani bunu söyleyemem... O zaman burada da mücadele ettik bu dokunulmazlığın kaldırılması meselesi konusunda ama talimat gelmişti saraydan ve yapılacaktı o mesele, dolayısıyla böyle bir durumla karşı karşıyayız. Şimdi, yapması gereken ne? Aradan dokuz yıllık zaman geçmiş ve dokuz yıl bu Parlamentonun üyelerini hapiste tutmuşuz, dokuz yıl siyasetçileri hapiste tutmuşuz. Anayasa Mahkemesi kararları var, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları var ve sonuçta sizlerin siyasi lideri, o Anayasa Mahkemesi kararlarının ve AİHM kararlarının uygulanmayacağını söylemiş ve insanları kendi ortamlarından, kendi aile ortamlarından, kendi siyasi ortamlarından hapsetmişiz. Ben biraz sonra konuşacak Adalet ve Kalkınma Partisi temsilcisinin burada bir öz eleştiri yapmasını ve en azından kendi adına, kendi partisi adına burada özür dilemesini beklerim bu ağır durum karşısında. Gerçekten, bakın, önemli bir süreçten geçiyoruz. Eğer bu öz eleştiri mekanizmalarını birlikte kullanmazsak, burada kullanmazsak, bu kürsüyü aynı zamanda bir yüzleşme, geçmişle hesaplaşma kürsüsü olarak kullanmazsak gerçek barışı da gerçek barışı da inşa edemeyiz.
Şimdi, dün itibarıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Selahattin Demirtaş'la ilgili olarak sonuçta Adalet Bakanlığının yaptığı başvuruyu reddetti ve karar kesinleşti. Sizin demeniz lazım burada, bakın, Adalet ve Kalkınma Partili milletvekillerinin demesi lazım, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararına uyulması lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Tanrıkulu, lütfen tamamlayın.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Sadece Demirtaş'la ilgili değil, bu karar Demirtaş'la ilgili olabilir ama aynı zamanda o davada yargılanan herkesle ilgilidir, herkesin tutuklanmasıyla ilgilidir. Eğer siz burada yargının önünü açarsanız yargı da gerçekten dosya kapsamına göre belki karar vermek için bir adım atabilir. Bunu ama sizin söylemeniz lazım burada, Adalet ve Kalkınma Partisinin söylemesi lazım. O dokuz yıldır, altı yıldır, yedi yıldır cezaevinde olan ve bu nedenle yurt dışında sürgünde yaşayan siyasetçilerin önü bu kürsüden açılmalıdır. Bakın, onlar hukuken tutuklu değiller, siyaseten tutuklular. İlk önce siyaset burada onların tutuklanmasına karar verdi, sonra yargı tutukladı. O nedenle ilk önce siyaset kendi kararını verecek, siyaset özgürlük kararını verecek ki yargı ona uygun davransın. Ben biraz sonra Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekillerinden ve grubundan böyle bir tutum bekliyorum ve hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)