GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vakıflar Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:12
Tarih:04.11.2025

HÜSMEN KIRKPINAR (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun teklifi üzerine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Bugün burada yalnızca bir yasa teklifini değil Meclisin asli görevinden nasıl uzaklaştırıldığını, yerel yönetimlerin nasıl sistematik biçimde etkisizleştirildiğini ve kamu mülkiyetinin nasıl sessizce el değiştirdiğini konuşmak zorundayız. Bu teklifin doğal adresi İçişleri Komisyonudur ancak iktidar bu Komisyonu devre dışı bırakmış, görüşmeleri Bayındırlık Komisyonuna yönlendirmiştir. Neden? Cevabı çok açık aslında çünkü İçişleri Komisyonu bilinçli olarak çalıştırılmıyor, çünkü orada sorular sorulur ve gerçekler ortaya dökülür diye; bu Komisyonun Başkanı -biliyorsunuz- eski İçişleri Bakanıdır. Bu zamana kadar yalnızca bir kez toplanan İçişleri Komisyonunun görev alanına giren düzenlemelerin başka komisyonlara yönlendirilmesi teknik bir tercih değil siyasi bir manevra, siyasi bir kaçıştır. Bu kaçış, denetimden, tartışmadan ve kamuoyunun vicdanından uzak durma çabasıdır. Bu Komisyonun çalışmaması sadece bir usul hatası değil bu halkın temsil hakkının gasbıdır.

Değerli milletvekilleri, bu teklif, vakıf taşınmazlarının kira sürelerinin uzatılmasından kültürel mirasın devrine, depremzede esnaf arasında ayrım yapılmasından kamu taşınmazlarının rekabetsiz biçimde dağıtılmasına kadar birçok düzenlemeyi içeriyor.

Görüştüğümüz 6'ncı maddeyle ise Döner Sermaye İşletmesi Merkez Müdürlüğünde görevli memur ve işçilerden fiilen Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğünde ses ve saz sanatçısı olarak çalışan 72 kişinin sözleşmeli sanatçı kadrosuna atanması öngörülmektedir. Ancak düzenlemenin gerekçesinde bu ihtiyacın neden doğduğu açıklanmamıştır? Ayrıca, atama sayısının 72 kişiyle sınırlandırılması ve yalnızca Müdürlük çalışanlarını kapsaması kanunların genellik ilkesine de aykırılık teşkil etmektedir.

Her ne kadar teklifte olumlu karşıladığımız bazı maddeler bulunsa da akla, tecrübeye ve hukukun açık hükümlerine uymayan maddeler de vardır. Mesela, kültürel mirasın korunması gibi uzmanlık ve köklü bir birikim gerektiren bir alanda yılların birikimine sahip Kültür ve Turizm Bakanlığı devre dışı bırakılmıştır; yerine, bu alanda tecrübesi olmayan bir Millî Saraylar İdaresi Başkanlığı getirilmektedir. Bakanlığın saf dışı bırakılması sadece mantıksız değil aynı zamanda kültürel mirasımız için de ciddi bir tehdittir.

Değerli milletvekilleri, yalnızca bir mülkiyet düzenlemesi olmayan bu teklifte, sandıkta kaybedilen belediyelere ait varlıklara kanun kisvesi altında el konulmak istenmektedir yani yerel demokrasinin altı oyulmaktadır. Bir binaya geçmişte yapılan küçük bir bağış, bir onarım, bir kiralama ilişkisiyle artık o bina vakıf kültür varlığı sayılabilir ve devredilebilir. İzmir'de de bu devredilme riski taşıyan tarihî yapılar var. Örneğin, restorasyonları Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılmış olan Kemeraltı Çarşısı içindeki tarihî hanlar ve bedestenler, Hisar Camisi ve çevresindeki taşınmazlar, Kestane Pazarı Medresesi ve çevresi, Konak ilçesindeki Ayşe Hanım Konağı, tarihî Asansör Binası çevresindeki taşınmazlar, Basmane bölgesindeki tescilli konaklar ve oteller ve Alsancak'ta bulunan İzmir İktisat Kongresi Binası gibi yüzlerce taşınmazın devri. Yerel yönetimlerin sosyal hizmet, kültür ve turizm alanlarında kullandığı bu yapılar merkezî idarenin kontrolüne geçerek halkın erişiminden uzaklaştırılabilir.

Değerli milletvekilleri, bu teklif, hukukun sınırlarını zorlamaktan öte, onu bilinçli bir şekilde aşındıran bir iktidar mühendisliğinin ürünüdür. Bu Meclis vitrin değil millet iradesinin temsil edildiği yerdir. Bizlerin bu hukuksuzluğu, bu keyfîliği, bu sessiz tasfiyeyi kabul etmediğimizi bir kez daha ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)