GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bugün gazetecilere uygulanan gözaltı sürecine ve Türkiye'deki hukuka, AK PARTİ’nin yaptırdığı billboard çalışmasına ve sosyal medya hesaplarındaki çalışmaya ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:4
Birleşim:14
Tarih:06.11.2025

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Evet, bugün yine bir gözaltı dalgasına uyandık. Artık Türkiye'nin bu, rutini oldu. Sabah kalktığımızda sosyal medyaya bakıyoruz "Acaba bugün kim gözaltına alındı?" diye. Bu sabah da menüde Şaban Sevinç, Batuhan Çolak, Ruşen Çakır, Yavuz Oğhan ve Soner Yalçın var. Buradaki isimlerin bir kısmıyla bizim ideolojik anlamda, fikri anlamda çok farklı bakış açılarımız olabilir. Bunu söylemeye bile de aslında hiç gerek yok yani görüşlerimiz aynı olsun, farklı olsun, burada bu konunun hiçbir önemi yok. Gözaltı süreci, kapsamı ne olursa olsun soru işaretleriyle dolu. Çünkü en baştaki soru işareti geçmişten gelen bir sicil var; Ergenekonları hatırlıyoruz Balyozları hatırlıyoruz, kumpas davalarında imza atıp sonradan "Bu davaların altında benim imzam var." denilip sonradan "Yanıldık." denilmesini çok iyi hatırlıyoruz. Geçmişte birilerine "Terörist." deyip "Yok, öyle değilmiş." diyen Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarını tanımayan yapının arkasında da yine aynı zihniyet var. Nedir bu zihniyet, nedir bu yapı? 2018 Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle beraber aslında otokratikleşen bir yapıyı kurumsallaştırmaya çalışan bir kafa ve bir bakış açısı var. Hatta bu, dünyadaki başka lider profilleriyle, otokratik lider profilleriyle de tamamen örtüşüyor. Âdeta da biz aslında oralara artık fikir ihraç edecek hâle gelmişiz yani bizden artık örnek almaya başlamışlar. Mesela, yeni New York Belediye Başkanı seçildi değil mi? Bütün dünya bunu konuşuyor. Ona karşı olan iktidarın seçim kampanyası döneminde en çok kullandığı argüman neydi biliyor musunuz? "Eğer bu adam kazanırsa belediye Hamaslı teröristlerle dolacak." Hatırlıyor musunuz bunu bir yerden? Eğer bunlar kazanırsa PKK'lı teröristler su sayaçlarını okuyacaktı. Şimdi o teröristlere siz bir gelecek projeksiyonu çiziyorsunuz, bunun üzerinde duruyorsunuz. O kadar ilham verecek hâle geldiniz ki...

Seçilmiş belediye başkanları, seçilmiş milletvekilleri de hâlen cezaevinde. Dün bahsettim Tayfun Kahraman'dan. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi "Tayfun Kahraman hakkında Anayasa Mahkemesinin verdiği hak ihlali kararını reddettim." dedi. Ya, artık Türkiye'de hukukla ilgili skandallar normalleşmeye başladı. Bakın, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığıyla ilgili, işte, az önce diğer Grup Başkan Vekili de söyledi; Lüksemburg'da Eti Madenin Yönetim Kurulu Üyesi olduğuna dair birçok bilgi var, net bilgi ve bununla ilgili de hiçbir şey yapılmıyor.

Bir başka konu: Yargıtay Hukuk Dairesi Başkanı ile iktidarın yayın organı Yeni Şafak arasında da haftalardır süren bir tartışmayı biz hep beraber takip ediyoruz. Türkiye'de Türk milletine hukuk şoku yaşatıyor bu iktidar. Millet hukukla ilgili skandallarla âdeta boğulmuş durumda ve artık ülkemizin maalesef yeni normali bu. Ben bugün ifadesi alınan gazetecilere tekrardan geçmiş olsun diyorum. Tabii, gazeteci, basın biz iftiraya uğradığımızda, bizle ilgili çok alçakça, adice iftiralar atıldığında bizler de hukuka gittik; o zaman ne denildi biliyor musunuz? Basın hürriyeti. Basın hürriyeti bu ülkede sadece iktidarı öven, iktidarın yanındaki basın mensuplarına uygulanıyor. Bu arkadaşların bugün sabah alınıp sorgulanmasının tek sebebi yapmış oldukları haber ama iktidarın aleyhine bir haber yaparsanız başınıza gelecek bu, bu aşikâr. Bakın arkadaşlar, bizim inancımızda da bizim dışımızdaki diğer bütün inançlarda da hep aynıdır, aynı felsefe vardır. Hazreti Ali'nin "Devletin dini adalettir." sözü vardır; işte, dün Sayın Gökhan Günaydın da söyledi, Roma İmparatorluğu döneminde yaşamış bir ilahiyatçı, onun da bir başka sözü aynı şeyi söyler, der ki: "Eğer bir devlette adalet yoksa bu devlet artık çeteleşmiş devlettir." Hukuk hepimiz için, yarın en çok size lazım olacak arkadaşlar.

Şimdi, bir billboard yaptırmışsınız ve bu billboardlara da bir güzel böyle barkod, karekod koymuşsunuz, demişsiniz ki: "Siz bunu okurken biz şunları şunları yaptık, AK PARTİ iktidarı bunu yaptı."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen tamamlayın.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Bu, sizin billboardlarda paylaştığınız karekod; açın bakın, yaptıklarını anlatıyorlar. Biz de ne yaptık? Biz de böyle bir çalışma yaptık ve diyoruz ki burada: Siz bunu okurken bakın Türkiye'de neler olmuş? Çünkü orada yaptıklarınızı anlatıyorsunuz; yapmadıklarınızı, gerçekleri de buradan bütün milletimiz bulabilir, bunu bizim sosyal medya hesaplarımızdan indirsinler. Burada ne görecekler biliyor musunuz? Burada acılı bir annenin adaletsizliğe isyanını görecekler. Burada ülkemizi terk eden binlerce, yüz binlerce gencin neden ülkemizi terk ettiğini görecekler. Garantili projelerle milletin hazinesinden ödenen milyonlarca liranın nasıl ödendiğini görecekler burada.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Son kez uzatıyorum, lütfen tamamlayın.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Harçlara, vergilere, cezalara gelen zamları burada göreceksiniz arkadaşlar, bunlar AK PARTİ'nin yaptığı o çalışmada yok. Oraya bakın ama sonra da muhakkak bunu okuyun. Şımarttığınız teröristlerin yüzsüzlüğünü de burada göreceksiniz, Dünya Sefalet Endeksi'nde Türkiye'nin bir sıra daha düştüğünü göreceksiniz; tutuklu durumdaki seçilmişleri, gazetecileri, gençleri göreceksiniz; gençleri zehirleyen uyuşturucu belası sanal bahis tuzağını göreceksiniz; önü alınamayan enflasyonu, evladının istediğini alamayan babaları göreceksiniz ve milleti tüketen bu iktidarın 2026 yılı için yapmış olduğu tükeniş bütçesini göreceksiniz diyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.