GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:14
Tarih:06.11.2025

CHP GRUBU ADINA DENİZ DEMİR (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum.

Bugün, burada, artık hepimizin hayatının bir parçası hâline gelen, sokak sokak ekmeğini kazanan motokuryelerin sesi olmak için söz aldım. Sözlerime bugün Nefes gazetesine konuşan İsmail Salih Hızarcı'nın öyküsüyle başlamak istiyorum. Şöyle diyor genç kardeşimiz: "Çiftçi bir ailenin çocuğuyum. Akdeniz Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi mezunuyum. İl 1'incisi oldum, Türkiye 6'ncısı oldum ama mülakatta elendiğimi görünce yıkım yaşadım. Şimdi, parasızlıktan kurye olarak çalışıyorum. Erzurum’da iş bulamadım, İzmir’de teyzemin yanına geldim, yirmi aylık emeğim hiç edildi. 60 sorudan 50’sini doğru yaptım, elendim. Cumhuriyete ve liyakat ilkelerine inanarak dersime çalıştım ama hayatım zehir oldu. Sonuç ortada, 26 yaşında bir erkek olarak gizli gizli ağlıyorum, dava açacağım." Evet, sadece içlerinden birinin öyküsü bu. Belki hepimizin kapısına geliyorlar ama çoğu zaman onların yaşam koşullarını, risklerini, çaresizliklerini görmüyoruz. Oysa her teslim edilen siparişinin ardında bir gencin hayali, bir babanın sorumluluğu, bir annenin duası var. Her gün önümüzden geçen, yağmurda, karda, fırtınada sipariş yetiştirmeye çalışan bu genç insanlar Türkiye'nin en görünür ama en güvencesiz çalışan kesimlerinden biri. Sadece son bir yılda motokurye kazalarında 69 canımızı yitirdik. Yani neredeyse beş günde bir genç emekçi, bir baba, bir evlat trafikte hayatını kaybediyor. Bu insanlar, teslimat birkaç dakika gecikmesin diye bedelini canıyla ödüyor. Türkiye genelinde 1 milyonun üzerinde kurye bulunuyor. Bunların çok büyük bir kısmı sigortasız, güvencesiz ve asgari ücret geliriyle çalışıyor. Bazı şirketler, kuryeleri "bağımsız çalışan" adı altında gösterip sosyal güvenlik primini ödemekten kaçınıyor. Kuryeler ise hem kendi araçlarının masrafını hem benzinini hem de bakımını cebinden karşılıyor. Bir siparişten aldıkları ücret bazen 30 lirayı, bazen 40 lirayı geçmiyor. Günde on iki-on dört saat direksiyon başında kalıyorlar ama ay sonunda ellerine geçen para oldukça küçük miktarda oluyor. Bu tablo sadece kuryelerin değil bu ülkede tüm emekçilerin yaşadığı derin geçim krizinin bir yansımasıdır. Motokuryeler bu ülkenin sessiz kahramanlarıdır; birçoğu üniversite öğrencisi, birçoğu ailesine destek olmaya çalışan gençlerdir. Bir kısmı sabah başka işte çalışır, akşam motora atlar; bir kısmı gün boyu trafikte sipariş yetiştirir, eve döndüğünde hâlâ borç hesaplar. Bu gençler sadece sipariş taşımıyor, umut taşıyor, sorumluluk taşıyor, onur taşıyor ama sistem onların sesini duymuyor. Motokuryeler diyor ki: "Emek benim, risk benim, motor benim, masraf benim, kazanan kim?" Evet, kazanan kim? (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, artık lafla, yasayla, denetimle, kararlılıkla adım atmak zorundayız. Motokuryeler için atılması gereken adımlar bellidir. Zorunlu sigorta sisteminin hayata geçirilmesi, çalışma saatlerinin yasal sınırlarla düzenlenmesi, trafikte koruyucu ekipman desteğinin ve özel eğitim programlarının zorunlu hâle getirilmesi, motokuryelerimizin dinlenebilmesi, ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için yeni yapılacak tüm imar planlarında yol kenarında dinlenme alanları ayrılması ve şirketlerin taşeronla sorumluluktan kaçmasının önlenmesi artık bir zorunluluktur.

Bu gençlerin çoğu aslında bir üniversite öğrencisi, bir baba, bir hayat sahibi ama sistem onları güvencesizliğe, ölüme ve sessizliğe mahkûm ediyor. Bunlar lütuf değil hak. Bu düzenlemeler yapılmadığı sürece her gün başka bir kardeşimizin acı haberi gelecektir ve o zaman hepimiz bu kürsüde ne söylersek söyleyelim geç kalmış olacağız. Emeğin hakkını savunmak bir partinin değil bir vicdan meselesidir. Bu ülke, birkaç şirketin değil milyonlarca emekçinin alın teriyle ayakta duran bir ülkedir. Bu ülkenin sokaklarını, caddelerini, ekonomisini ayakta tutan işte o motorun üzerindeki gençlerdir. Gelin, o gençlerin seslerine kulak verelim; gelin, onların güvenceli bir yaşam sürebilmesi için bu Mecliste güçlü bir irade ortaya koyalım; gelin, emekçinin hakkını siyasetin ötesine taşıyalım; gelin, bu ülkenin alın terine, emeğine sahip çıkalım; gelin, motokuryelerin haklarını alabilmesi ve kayıt dışılığın önüne geçmek için bu önergemize destek verin çünkü bu ülke ne patronların ne şirketlerin.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen tamamlayın.

DENİZ DEMİR (Devamla) - Bu ülke çalışanların, emekçilerin, alın teriyle yaşayanların ülkesidir.

Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum. (CHP, İYİ Parti ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)