| Konu: | Vakıflar Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 14 |
| Tarih: | 06.11.2025 |
CHP GRUBU ADINA HÜSEYİN YILDIZ (Aydın) - Sayın Başkanım, değerli milletvekillerim; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu yasa Komisyona geldiğinde oradaki bütün muhalefet milletvekilleri, hepimiz ayrı ayrı orada konuştuk; Sayın Bakan Yardımcımıza ve Komisyon Başkanına bunları tek tek anlattık. Bu kanun, sadece yerel yönetimlerdeki vakıfların yerlerini alarak genel merkeze yani Bakanlığa yani Vakıflar Genel Müdürlüğüne devrediyor. Şimdi, Sayıştay raporu var, Sayıştay raporunda şunu söylüyor, diyor ki... 64 bin gayrimenkulü var Vakıfların, bunun 9 bin tanesi işgal edilmiş arkadaşlar, 9 bin tane yani Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait olan 64 bin taşınmaz malın üzerine 9 bin tanesine el konulmuş, mafya tarafından veya yandaşlar tarafından, kiralar ödenmiyor. Peki, 1.300 tanesi de şu an mahkemelik. Vakıflar Genel Müdürü 64 bin tane gayrimenkulü denetleyemiyorsa, 9 bin tanesi de işgal altında ise geri kalan, belediyelerin ve özel idarelerin elindekileri neden alıyorsunuz? Bana bir açıklamasını yapın arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar) Ve bunu defalarca gündeme getirmemize rağmen, Ankara'daki Vakıflar Genel Müdürü Urfa'daki, Mardin'deki, İstanbul'daki, İzmir'deki vakıfların yerini, belediyeye ait olan vakıfların yerini denetleyemez zaten. O yüzden, bu kanun gerçekten -samimiyetimle söylüyorum- iktidar partisine de yaramayacak. Siz yarın, ömür boyu iktidarda kalmayacaksınız ve yanlış bir madde olarak getirdiniz buraya değerli arkadaşlar.
Tabii ki bu Turizm Bakanlığı Komisyonu olduğu için, önemli olan bir de bunun turizm ayağı var değerli arkadaşlar. Yani vakıfların, bu maddenin buraya getirilip bütün yetkileri merkeze çekmek her şeyden önce Anayasa'ya da aykırıdır. Ve yönetemezsiniz de çünkü elinizdeki mallara bile sahip çıkamadınız.
Değerli arkadaşlar, onun için, defalarca söylememize rağmen bir gram dahi değişiklik yapılmadan Genel Kurula getirdiniz, bunu yasalaştıracaksınız. İnşallah, Grup Başkan Vekilim burada, bunu Anayasa Mahkemesine götürerek... İptali olacaktır illaki, Anayasa Mahkemesi de iptal edecek yani onu da baştan söyleyeyim.
Değerli arkadaşlar, ikinci bir husus, Turizm Komisyonu olarak... Bugün Hazine ve Maliye Bakanlığının bütçesi görüşülüyor Plan ve Bütçede, orada da Mehmet Şimşek herhâlde bizi dinliyordur veya kulağına gitmiştir; ekim ayındaki ithalat ve ihracat arasında 6,5 milyar ekside olduğunu söyledi kendisi ve yılda ortalama -12 ayla çarptığın zaman- 70-80 milyar dolarlık dış açığın olduğunu... Bu dış açığın da turizm gelirlerinin yüzde 99'u tarafından ödendiğini hepimiz biliyoruz arkadaşlar. On yıldan beri, burada aynı Komisyonda olmama rağmen, her türlü eleştiriyi ve öneriyi getirmemize rağmen, maalesef, iktidar partisi -üzülerek söylüyorum- muhalefet partisinin önerilerini hiçbir zaman göz önüne alamadı. Eğer bugün yani 2025'te siz turizmde 100 milyar dolarlık bir ciro elde etseydiniz bugün kapı kapı dolaşmazdı Maliye Bakanınız arkadaşlar.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Kapı da kalmadı, gidecek kapı da kalmadı.
HÜSEYİN YILDIZ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, sorun burada.
Hatırlıyorsanız 1983'te, Özal döneminde turizmi geliştirmek için özellikle Antalya bölgesinde korkunç derecede teşvikler verildi ve o dönemde adım atıldı. Sonra, SHP ve Doğruyol iktidarı da bu atılan adımları daha da ileri götürdü, turizm başkenti yaptı Antalya'yı. Size bir örnek vereceğim. Eskiden Millî Emlakta, yatırımcılar gittiğinde yatırımın maksimum yüzde 5'ini yatırıyorlardı. Arkadaşlar, Aydın Milletvekili olarak, Didimli olarak ben size bir örnek vereceğim. Şimdi, Turizm Bakanı ihaleye çıkarıyor, diyor ki: "200 yataklı bir yer yapacaksın, 13 dönüm yer, bunun 3 dönümü günübirlik, 10 dönüm..." Yani "200 yatak" dediğine göre 100 oda oluyor. Bunun bedeli 267 milyon. Peki, avantada "sorma, ver" parası kaç para biliyor musunuz arkadaşlar? 300 milyon. Ne diye alıyorsunuz? Alt yatırım parasını alıyorsunuz değil mi? 300 milyon, iş adamı gelip 267 milyon orada yatırım yapacak, 300 milyon lira inşaata başlamadan para ödüyorsunuz. Peki, size, AK PARTİ'nin değerli vekillerine soruyorum: Siz iş adamı olarak 300 milyon götürüp de verir misiniz? Niye veresiniz ki zaten o arsanın değeri 300 milyon lira. O yetmiyormuş gibi, ne oluyor biliyor musunuz değerli arkadaşlar? Cironun yüzde 1'ini kira bedeli olarak her sene yatırıyorsunuz zaten. Vergini yatırıyorsun, o yetmiyormuş gibi, cironun yüzde 1'ini Turizm Bakanlığına yatıyorsun, Tanıtma Fonu'na veriyorsun. Peki, hangi yatırımcı gelecek buraya yatırım yapacak değerli arkadaşlar, soruyorum size. İşte, sorun şurada başlıyor: Siz bu ülkenin turizminin ilerlemesini gerçekten istiyor musunuz? İstiyorsanız bizim önerdiğimiz şeyleri getirip uygulayacaksınız. Eğer uygulasaydınız bugün 100 milyar dolar ciro yapıyordunuz; bugün İspanya 150 milyar dolar yapıyor arkadaşlar, 150 milyar dolardan bahsediyorum. İşte o zaman Maliye Bakanınız Katar'a, İngiltere'deki tefecilere gitmeyecekti. Sorun burada başlıyor zaten. O yüzden, işsizlik bu kadar artmayacaktı. Burada 2015'ten beri arkadaşlarımız var. O zaman Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri il il dolaştık, dedik ki: "Bu şeker fabrikalarını özelleştirmeyin." Soğuk çamur demeden mücadele ettik, özelleştirdiniz. Kaç paraya? Toplam 612 milyon dolar arkadaşlar. Peki, sonra ne oldu? Sonra ne oldu biliyor musunuz... Türkiye Cumhuriyeti devleti o zamana kadar hiçbir zaman şeker ithal etmemiştir. Sonra ne oldu biliyor musunuz? Yılda 1 milyar dolar şeker ithal ettiniz arkadaşlar bu ülkeye. 612 milyona 12 tane fabrikayı sattınız, döndünüz yılda 1 milyar dolar şeker ithal ettiniz bu ülkeye ya. Çiftçiyi, pancarcıyı yok ettiniz arkadaşlar. Biz doğruları savunuyoruz burada. (CHP sıralarından alkışlar) Biz gerçekleri size öneriyoruz, yapınız diyoruz. Bizim burada muhalefetimiz, eleştirirken öneriyoruz. Siz bizim söylediklerimizin, önerilerimizin yüzde 10'unu yapsaydınız bu ülke buraya gelmezdi arkadaşlar.
Özellikle burada Turizm Bakanına sesleniyorum arkadaşlar ben bir Didimli olarak, Aydın Milletvekili olarak: Lütfen ve lütfen elini Didim'den çek. Eğer gerçekten yatırım yapmak istiyorsan buyur gel, şöyle bir teklifte bulunacağım: Gelin, siz Antalya'da yapacağınıza, Bodrum'da otel yapacağınıza Didim'e yatırım yapın. Vallahi de billahi de oradaki esnafı toplayacağım, var ya, senin ruhsat paranı Didimliler olarak ödeyeceğiz, Antalya'da kurduğun o otelin aynısını Didim'e yap. Yap, o parayı da verme bize, istemiyoruz ama maalesef, üzülerek söylüyorum bunu değerli arkadaşlar, yanlış planlama yapıyorlar.
Size bir örnek daha vereyim: Aydın Havaalanı 1960'ta açılmış, -Aydın Büyükşehir Belediyesi- Aydın büyükşehir ve 30 büyükşehirde havaalanı olmayan tek il biziz. Var havaalanı ama yok. O havaalanının yerini vatandaş bağışlamış, vatandaş; sivil havacılığa açılsın diye yerini bağışlamış, 70 bin dönüm yeri. Türk Hava Yollarına kiraya vermişler. Ya, turizm bölgesi arkadaşlar. Sen benim yerimi götürüp kiraya veriyorsun, Bayburt'a gidiyorsun 2 milyar dolarlık yatırım yapıyorsun, havaalanı yapıyorsun; 80 bin kişilik nüfus. Yapılmasın demiyorum ama planlama yanlış, yer yanlış, uygulama yanlış. Bu yüzden turizmi siz geliştiremezsiniz, geliştirme şansınız da yok çünkü planlama olmayan bir yerde geleceği göremezsin ki. Planlama yapmadığın sürece...
ORHAN ATEŞ (Bayburt) - Bayburt'ta havaalanı niye olmasın?
HÜSEYİN YILDIZ (Devamla) - Var mı havaalanı?
ORHAN ATEŞ (Bayburt) - Niye olmasın, Bayburt'ta niye olmasın havaalanı?
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - "Olsun." dedi, konuşmayı dinleyememişler.
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - "Aydın'da niye yok?" diyor.
HÜSEYİN YILDIZ (Devamla) - Olsun Bayburt'ta, olmasın demiyorum ki arkadaşlar; planlamayı yanlış yapıyorsunuz. Tekrar ediyorum: Turizm bölgesi olan, tarım bölgesi olan bir ilde -büyük şehir olmasına rağmen- oranın havaalanını Türk Hava Yollarına kiralıyorsunuz, orada pilot yetiştiriyorsunuz ama diğer tarafta 80 bin nüfuslu bir ile de 2 milyar dolarlık havaalanı yapıyorsunuz. Sorun burada.
ORHAN ATEŞ (Bayburt) - Bak, yine Bayburt.
HÜSEYİN YILDIZ (Devamla) - Bizim planlamada bir yanlış var. He, doğru, şöyle yapalım: Uşak'ta yapmışız havaalanı da şimdi orada hayvanlar otlanıyor.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Niğde'ye de yaptıralım, Niğde'ye.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen tamamlayın.
HÜSEYİN YILDIZ (Devamla) - Değerli vekillerim, tekrar ediyorum; yaptığınız planlamalar yanlış. O zaman, gideceksiniz, Afyon'daki, Uşak'taki havaalanında pilot yetiştireceksiniz; Aydın'a da havaalanı yapacaksınız, sivil havacılar yani uçaklar inip kalkacak orada. Ben tarım ülkesiyim, ben turizm bölgesindeyim; işte, onun için isyan ediyorum. 100 milyar dolarlık turizm potansiyelini 40 milyar dolara düşürdünüz. Siz yaptınız, ben değil. Yirmi üç yıldan beri siz yönetiyorsunuz bu ülkeyi ama bizim dediğimizi yapmıyorsunuz arkadaşlar. Yapın, başarılı olun. Size öneriyoruz.
Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)