GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vakıflar Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:14
Tarih:06.11.2025

AYHAN GİDER (Çanakkale) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Vakıflar Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine söz almış bulunmaktayım. Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu kanun, deprem bölgesindeki esnafımızın mağduriyetlerinden, turizmin daha etkin ve verimli bir şekilde yönetilebilmesi adına birçok alanda yeni düzenlemeleri getirmektedir. Aynı zamanda, Çanakkale Tarihi Alan Başkanlığı kapsamındaki işlerin de ihtiyaç duyulan yeni bölgelerini eklemektedir.

Çanakkale tarihte 2 kez emperyalizme kafa tutmuş bir coğrafyadır. Bu anlamda da Çanakkale'yi yalnızca bir il ya da bir bölge olarak anmak doğru değildir. Çanakkale'yi geçmişi ve bugünü itibarıyla bir duruşun, bir tavrın adı olarak kabul etmek zorundayız. Bu anlamda da bizlerin görevi, bu duruşu gelecek nesillere en net bir şekilde aktarabilmek adına gerekli yatırımları yapmak, kurum ve kuralları tesis etmek, bu kurumların bu kuralları en rasyonel şekilde uygulayabilmeleri için gerekli düzenlemeleri yapmaktır.

1915 Türk milleti, Osmanlı bakiyesi topraklar ve İslam âlemi için Çanakkale demektir. Mustafa Kemal'in tarih sahnesine çıktığı yerin adı Çanakkale, zaman da 1915'tir. İmanın imkâna galebe çaldığı yerin adıdır Çanakkale. Çanakkale bir ruhtur. "Ben size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum." diyen komutanın kararlılığıyla, gözünü kırpmadan, bir an olsun tereddüt etmeden "Allah Allah" nidalarıyla ölüme koşan Mehmetçik'in adanmışlığının adıdır.

Çanakkale savaş alanları sadece Gelibolu Yarımadası değil bu savaşın cereyan ettiği tüm bölgedir. Uzun yıllar Orman Bakanlığı tarafından millî park olarak kullanılan alanda en büyük yatırım ve düzenlemeler de Recep Tayyip Erdoğan hükûmetleri döneminde hayata geçirilmiş ve nihayet 2014 yılında Tarihi Alan Başkanlığı statüsüne kavuşturulmuştur. Bu düzenlemeyle alan, koruma ve ihyanın ötesinde ciddi bir yönetim planına kavuşarak çok başlılığın da önlenmesiyle hem ulusal hem uluslararası arenada gurur tablomuz olmuştur.

Ben bu vesileyle, dönemin Kültür Bakanı Ömer Çelik'e ve düzenleme için büyük mücadele veren milletvekillerimiz Mehmet Daniş ile İsmail Kaşdemir'e şükranlarımı sunuyorum. O dönem kanunlaşan düzenlemeyle savaş coğrafyasının tamamı değil ancak millî park ilan edilen yerler Alan Başkanlığı sistemine dâhil edilmiştir. Oysa savaş, düşman askerlerinin üs olarak kullandığı Gökçeada ve Bozcaada'dan tutun, yaralıların tedavi gördüğü hastane merkezi olarak kullanılan Biga'ya, Şarköy'e hatta Edremit'e ve Körfez'e kadar geniş bir coğrafyada cereyan etmiştir. Dolayısıyla bu yönetim planı bütüncül yaklaşımla çok daha verimli, araştırma geliştirme faaliyetlerinin önünü açacak şekilde genişletilmek zorundaydı. İşte, bugünkü gelen düzenleme bunu vazetmektedir. İnanıyorum ki bugün getirdiğimiz değişiklikle bizler, çalışmaların eski millî park alanı sınırlarından kurtarılıp savaşın cereyan ettiği -lojistik dâhil- tüm alanlarda bütüncül bir şekilde ele alınmasını sağlayacak ve şühedaya bir nebze olsun yaraşır işler yapabilmenin gururunu taşıyacağız.

Kanunun, milletimiz ve gönül coğrafyamız için hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, başta Anafartalar kahramanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi minnetle yâd ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)