| Konu: | Kocaeli’nin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 15 |
| Tarih: | 11.11.2025 |
NAİL ÇİLER (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi sevgi, saygıyla selamlıyorum.
Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü 87'nci ölüm yıl dönümünde saygı ve rahmetle anıyorum.
Son günlerde Gebze, Darıca, Dilovası'nda yaşanan acı olayları konuşmak ve iktidara sorumluluklarını hatırlatmak için söz aldım. Gebze ve Darıca'daki doğal gaz patlamalarında 3 kişi yaşamını yitirdi, 50'ye yakın kişi yaralandı. 29 Ekimde Gebze-Darıca metro inşaatı üzerinde çöken binada Bilir ailesinden 4 kişiyi kaybettik. 8 Kasım 2025'te Dilovası'nda kaçak kozmetik atölyesinde meydana gelen patlamada 6 canımızı yitirdik, 7 ağır yaralı var. Bu olaylar, kent güvenliği, işçi sağlığı ve insan hayatına verilen değerin aynasıdır.
Değerli milletvekilleri, 29 Ekim 2025, on dört gün önce Gebze'de metro inşaatının olduğu yerde bir bina kendi kendine çöktü. 5 kişilik Bilir ailesinden sadece geriye Dilara kızımız kaldı. 22 bina, 55 iş yeri, 91 bağımsız konut tahliye edildi. "Türkiye Büyük Millet Meclisinde araştırma komisyonumuz kurulsun." dedik, talep reddedildi. Sorumluların eksiksiz şekilde tespit edilmesi, soruşturma yürütülürken kamunun düzenli şekilde aydınlatılması için Gebze Cumhuriyet Başsavcılığına bizzat suç duyurusunda bulundum. Yasal süreçlerin elbette takipçisi olacağız. Gebze halkı yalnız değildir. Bugün bu kürsüye bir milletvekili olarak değil, bir baba, bir evlat, bir insan olarak çıktım çünkü Kocaeli'nin yüreği yanıyor, hepimizin yüreği yanıyor. 8 Kasım 2025 sabahı Dilovası'nda bir parfüm atölyesinde ihmaller sonucu yaşanan o patlama 6 canımızı, 6 genç kadını aramızdan aldı, hastanede ağır yaralılar var. Kaybettiğimiz canlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Geriye yanık duvarlar değil, annesiz kalan çocuklar, evlatsız kalan anneler, yarım kalmış hayatlar Dilovası'nda küllerden yükselen çığlık oldu. Bir anne yavrusunu nereden tanır? Kokusundan, değil mi arkadaşlar? Bir anne "Kızımı kokusundan tanıyamadım." dedi, feryat etti. Biz neyi başardık, neyi kaybettik, bir düşünelim. İş yerinde can veren kadınlar ve çocuklar var. Tuğba Taşdemir, 17 yaşında; Nisa Taşdemir, 17 yaşında; Cansu Esatoğlu, 16 yaşında; Esma Dikan, 31 yaşında; Hanım Gülek, 65 yaşında; Şengül Yılmaz, 55 yaşında. Bu tablo bir kaza değil, büyük bir ihmal ve büyük bir sorumsuzluktur.
Şimdi sizlere soruyorum değerli arkadaşlar, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'na göre bu iş yerinin iş sağlığı ve güvenliğini yapan firma nerede? Şehrin göbeğinde böyle bir iş yeri var. Okulda okuyan çocuklar harçlığını kazanmak için kaçak olarak burada çalışıyor ve Sosyal Güvenlik Kurumu ve yanı başındaki İŞKUR'un, Kaymakamlığın nasıl haberi olmuyor, Belediyenin bu kaçak yapıdan nasıl haberi olmuyor? Yoksa oluyor de gereği yapılamıyor mu? CİMER'e yapılan başvurular var; "Çocuk işçi çalıştırılıyor, kaçak işçi çalıştırılıyor." diye şikâyetler yapılıyor, bunların elinde belgesi var. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından neden iş yeri denetlenmedi? Sormanız gerekmiyor mu? Bu bir kaza değil göz göre göre gelmiş bir ihmaller zincirinin son halkasıdır çünkü o atölye denetlenmemişti, orada sigortasız işçiler ve çocuklar çalıştırılıyordu. Çalışanlar kimyasal maddelerin, bidonların arasında hayata tutunmaya uğraşıyordu; sanki birer modern köle gibi çalıştırıyorlardı.
Şimdi, kimse "kader" demesin. Bu ülkede iş cinayetlerine "kader" diyenler, sorumsuz kurumların sessiz ortaklarıdır. "Kader" değil denetimsizliktir, vicdansızlıktır. Dilovası'ndaki o parfüm atölyesinde yaşamını yitiren her kadının, her işçinin hesabını sormak bu Meclisin borcudur. Öncelikle bu cinayetin takipçisi olacak ve sorumluların adalet önünde hesap vermesini sağlayacağız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
NAİL ÇİLER (Devamla) - Bu ülkede hiçbir işçi, hiçbir evlat ekmek uğruna ölmesin, suçlular cezasını çeksin. Bu kürsü acı haberlerle değil Hazreti Ömer'in Şam Valisine "Camiyi yık, adaleti yıkma!" dediği gibi adaletin sağlandığı gün alkışlarla Meclis yankılansın istiyoruz.
Dilovası'nın o sessizliğinden yükselen çığlığı duymazdan gelmeyelim çünkü o çığlık hepimizin vicdanında yankılanıyor. Bu ülkede her yangının, her doğal gaz patlamasının, her enkazın, her can kaybının altındaki imza aynı: İhmal, vurdumduymazlık, denetimsizlik. Artık yeter! Bu Meclis, ya sorumluluk alacak ya da o ihmallerin ortağı olacak.
Bugün Gebze'de, Dilovası'nda, Darıca'da yanan ateş yarın başka bir kentte yanmasın. Meclis kürsüsünden söz veriyorum; bu ihmalin, bu cinayetin hesabını birlikte soracağız diyorum.
Hepinize teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)