GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İstanbul iddianamesine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:4
Birleşim:16
Tarih:12.11.2025

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bugün bir savcı çıkıp İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanını yani kanunen ita amiri sıfatıyla kamu düzenini yöneten bir kişiyi "suç örgütü lideri" olarak tanımlayabiliyorsa yarın aynı mantıkla İçişleri Bakanını, Millî Eğitim Bakanını, bir valiyi, bir kaymakamı da örgüt yöneticisi ilan edebilir. Oysa hukuk çok açıktır. Türk Ceza Kanunu'nun 220'nci maddesi suç örgütünü suç işlemek amacıyla kurulan, süreklilik gösteren hiyerarşik yapı olarak tanımlar. Bir belediye başkanının görevi ise kamu hizmeti sunmak, yerel yönetimi koordine etmek, kamu kaynaklarını yönetmek ve yasal görev zincirini işletmektir. Belediye içindeki başkan, müdür, personel ilişkisi idari bir hiyerarşidir, ceza hukuku anlamında örgütsel hiyerarşik bir bağ değildir. Bu fark hukuk devletinin temelidir. İdari görevi suç örgütü gibi göstermek sadece bir kişiyi değil hukuku hedef almaktır. Ekrem İmamoğlu'nun görevi kanunla belirlenmiş sınırlar içerisinde kamu yararına hizmet üretmektir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Belediyedeki idari yetkiyi örgüt faaliyeti gibi göstermek Ceza Kanunu'nun 170'inci maddesindeki tarafsızlık ilkesine, masumiyet karinesine, hukukun evrensel sınırlarına aykırıdır. Hukukun görevi siyasal öfkeye kılıf bulmak değil adaleti korumaktır. Belediyedeki idari hiyerarşiyi suç örgütü gibi göstermek yalnızca bir belediye başkanını değil Türkiye'deki tüm kamu yönetimini suçlu ilan etmektir. Bu anlayış hukuk devletine değil siyasal tasfiye düzenine hizmet eder. Oysa örgütlü tehlike işte tam da budur.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.