GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:20
Tarih:20.11.2025

İYİ PARTİ GRUBU ADINA SELCAN TAŞCI (Tekirdağ) - Değerli milletvekilleri, Meclis gündemine defalarca gelmiş ama araştırılması reddedilmiş bir konunun Türkiye'nin gıda güvenliğinin aslında halk sağlığına yönelik tehdit unsurlarının araştırılması için bir kere daha çağrı yapma ihtiyacı duyuyoruz, bir kere daha vicdanınıza duyurmaya çalışıyoruz sesimizi ki pisi pisine ölen insanlar ülkesi olmanın vebali yapışmasın üzerimize. Zira, tatil için güle oynaya geldikleri memleketleri, vatanları üç yaşında bir çocuğa mezar oldu. Bir aile göz göre göre yok oldu gitti gözümüzün önünde ve Sayın Sağlık Bakanının açıklaması "Gerekli müdahaleleri arkadaşlar yapmışlar, ilk intiba olarak orada bir eksiklik olduğunu düşünmüyoruz." Bu açıklama bile mevzu bahis insan hayatı, alt sağlığı olduğunda aslında ne büyük bir eksikliğimiz olduğunu ortaya koyuyor. Sağlık Bakanlığından ruhsatlı ürünlerle ruhsatlı firmalarca yapılması gereken ilaçlama, gelişigüzel şekilde, ruhsatsız kimyasallarla yapılmış. Bu sebeple yaşanmış bir faciada eksikliğin denetimi hastane müdahalesiyle sınırlı olabilir mi? Zehirlenme olayının zaten önlenememiş olması bizatihi eksiklik değil midir?

Bakın, gencecik mühendisimiz akabinde bir kafede içtiği kahveden zehirlendi çünkü deterjanlıymış; yoğun bakımda. 4 yaşında bir çocuk nardaki pestisitten öldü bu ülkede, 4 yaşında pestisit yüzünden yediği meyveden öldü 2021 yılında. Trabzon ve Zonguldak'taki düğüncüler, Kayseri'de 23 öğrenci, Mardin'de 67 öğrenci; son birkaç gün içinde sadece yaşananlar. Bir gıdanın tüketilemeyecek hâle gelmiş olması için ya ham madde temininde, ya taşınmasında, ya işlenmesinde, ya depolanmasında bir uygunsuzluk yaşanmış olması gerekir. Bu uygunsuzluk ihmalden ise de eksikliktir, denetimsizlikten ise de eksikliktir, cezasızlıktan ise de öyledir. Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü neden var? Ben bunu sorguluyorum artık. Yani, genel olarak halk sağlığını tehdit eden unsurların ortadan kaldırılması için gerekli denetimlerin yapılmasından sorumlu olan kurum ne yapar ya da ne yapmaz, neyi eksik yapar da yaşanır bütün bunlar? Bizim, kâğıt üzerinde her şeyimiz çok şahane. Bir Ulusal Zehir Danışma Merkezimiz var mesela, bir de acil iletişim hattı var 114. Peki, kim biliyor, kaç kişi biliyor bunu? Gerekli olduğunda kaç kişi kullanabilir? Birazdan buraya belki bir arkadaş gelecek iktidar sıralarından ve tehlike analizleri ve kritik kontrol noktalarını anlatacak; belki iyi tarım, iyi üretim, iyi hijyen uygulamalarını anlatacak. Dediğim gibi, kâğıt üzerinde şahaneyiz, sıkıntı yok orada. Peki, sonuç? Türkiye toksikoloji istatistiklerine göre, 40 yaş altı ölüm nedenlerinin yüzde 5-6'sı zehirlenmeye bağlı ölümler ülkemizde. Toplu gıda zehirlenmeleri dünyada kimin meselesidir aslında biliyor musunuz? Az gelişmiş ülkelerin meselesidir. Mesela, Vanuatu gibi belki adını bile duymadığımız ülkelerin, mesela Butan gibi, Bangladeş gibi, Uganda, Somali, Tanzanya gibi ülkelerin meselesi olması beklenir, varsayılır bu tür toplu zehirlenmelerin çünkü gelişmiş ülkelerde, refah ülkelerinde, hukuk devletlerinde insan hayatının bu denli ucuz olmaması beklenir. Onu ucuzlatmaya çalışmanın bir yaptırımı olması beklenir ve bu yaptırımın da caydırıcı olması beklenir.

Şimdi, biz, yediğimiz meyveden zehirleniyoruz, içtiğimiz sütten, tarım yaptığımız sudan, topraktan, soluduğumuz havadan etten, balıktan, tavuktan. Okulda zehirleniyoruz, yurtta zehirleniyoruz, otelde zehirleniyoruz, düğünü cenazeye çeviriyoruz, düğünde zehirleniyoruz. Oysa, gıda güvenliği bir lüks değildir, haktır ve -yani bunların tamamının neredeyse üstü bir şekilde kapatılabildiğine göre, caydırıcı olmadığına göre en azından cezalar, sonuç bu- hiçbir markanın otelin, okulun, yurdun, işletmenin değeri bir tek insanın canından kıymetli değildir. Anayasa madde 17: "Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir." Anayasa madde 56: "Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak amacıyla sağlık kuruluşlarını planlayıp hizmet vermesini düzenler." Bu hakların anayasal güvence altında olduğu hiçbir ülkede insanlar yoksul oldukları, gelirleri açlık sınırını aşamadığı, doymak için sağlıklı değil de ucuz gıda aramak zorunda oldukları için bir grup fırsatçı tarafından katledilememelidirler ama katlediliyorlar işte maalesef.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

SELCAN TAŞCI (Devamla) - Hem ham maddesini bile satın almanın mümkün olmadığı fiyata satılan gıdalar ölümcül birer silaha dönüşüyorlar. Gıda değil bu durumda aslında ucuzlayan, canımız her birimizin. Dolayısıyla açıklanmayan pestisit analiz sonuçlarından taklit, tağşiş listelerinde yer alan firmalara uygulanmayan yaptırımlara, endüstri ile pazar, pazar ile tüketici arasındaki hattın güvenliğine kadar geniş yelpazede çalışacak bir araştırma komisyonu kurmak Türkiye için, bu Meclis için kaçınılmazdır. Altı ay sonra, bir yıl sonra dün çocuklar için kurduğumuz gibi bunu da kurmak zorunda kalacağız. Gelin, bunun için başka faciaları, başka insanların ölmesini beklemeyelim.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)