GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:20
Tarih:20.11.2025

SELCAN TAŞCI (Tekirdağ) - Değerli milletvekilleri, Azerbaycan'dan dönarken düşen askeri kargo uçağımızda şehit verdiğimiz vatan evlatlarından birisi de Tekirdağlı hemşehrimiz Astsubay İlker Aykut'tu. Binlerce Tekirdağlı bir insan seli oluşturduk, yekvücut, tekbirlerle, dualarla uğurladık ebediyete şehidimizi. Allah bir kere daha rahmet eylesin. O günden bizlerin hatırasına, Tekirdağ'ın da tarihine kazınması gereken o vakar olmalıyken biz günlerdir kınama mesajları alıyoruz, kınama mesajlarıyla doluyor posta kutularımız "Atatürk'e saygısızlığı kabul etmiyoruz." diyor Tekirdağlılar. "Kim tahammül edemiyor Atatürk'e?" diye soruyorlar, "Şehide saygısızlık bu yapılan." diyorlar. Neden? Çünkü şehidimizin cenazesi başlarken cenazenin kaldırıldığı caminin minaresindeki Atatürk fotoğraflı Türk bayrağı iddia o ki -dilerim ki mesnetsizdir- müftünün talimatı üzerine kaldırıldı, yerine Atatürk'süz bir Türk bayrağı asıldı. Şimdi, bu işin savunmasını biliyoruz biz yani Türk bayrağının şekli bellidir, böyle bir talimat geçmişte verilmişti "Bazı şahsiyetlerin yerleştirildiği bayraklara izin vermeyin." diye. Bir, Atatürk bazı şahsiyet değildir, o bayrağı bizatihi borçlu olduğumuz kişidir. İki, şehit cenazesinin ortasında en hafif tabirle işgüzarlık olan böyle bir şeye ne gerek var gerçekten? Binlerce acılı insanı daha da acıtmak, binlerce öfkeli insanı daha da öfkelendirmek dışında neye yaradı şimdi bu iş, başı göğe erdi mi mesela yapan arkadaşların? Ben hâlâ inanamıyorum, inanmak istemiyorum, konduramıyorum kendi şehrime; cumhuriyete sadakati, Atatürk'e sevgisi tartışılmaz, evladıfatihan Tekirdağ'ın böyle bir rezaletin muhatabı olmasını gerçekten içime sindiremiyorum ve utanç da duyuyorum burada, böyle bir konuşma yapmak durumunda kalmaktan. Türk bayrağını, minarelerden Atatürk posteri sökerek koruyamazsınız arkadaşlar. Dün Yavuz Aydın da bahsetti. Türk bayrağına saygıysa mesele, Türkiye Büyük Millet Meclisine giren vatandaşımızın yakasında Türk bayrağıyla birlikte yer alan, tıpkı al bayrağımız gibi üzerinde ay yıldız bulunan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bayraklı rozeti çıkarttırmazsınız mesela. Türk bayrağına saygıysa mesele, burada, bu kürsüde paçavra açılmasına göz yummazsınız. Zamanlama da çok manidar, daha birkaç gün öncesinde çünkü bu olayın, Atatürk'ün ebediyete intikalinin 87'nci yıl dönümünde, Türk milleti için minnete de vefaya da yasa da denk gelen o anlamlı günün arifesinde, Atatürk'e kurtardığı ülkenin camilerinde, kurtardığı camilerinde ambargo uygulanmasının hemen üzerine yaşandı bu olay. Yapmayın bunu arkadaşlar, Atatürk'ü cami cemaatinden, cami cemaatini Atatürk'ten koparmaya çalışmayın, koparamazsınız; onlar birdir. Atatürk bu milletin ta kendisidir, bütün hasletleriyle kendisidir inancı da dâhil.

Birkaç tarihî hatırlatmayı yapmak lüzumu hissediyorum üst üste yaşanan bu kadar rezalet üzerine: Anadolu işgal edildiğinde, düşmanın ilk hedeflerinden biri, bugün Atatürk'ün adının anılamadığı o camilerdi. Gazi camileri var, bakın, bu ülkenin. Başka izaha hiç gerek yok aslında. Yunan işgali sırasında yakılan Güneyköy Eski Camisi yıllarca "Gazi Minareli Cami" diye anıldı. Yüzyıl geçti, üzerindeki top ve kurşun izleri hâlâ geçmedi. İşgalciler Çanakkale'de boğazladıkları Müslümanları domuzlarla birlikte camilere doldurdular. Karatepe'de Kuvayımilliyeye destek olan köylüleri Sekiyurt ve Ahmetler Camilerini doldurup kurşuna dizdiler. Yetmedi, ölmeyen olursa diye tek tek süngülediler; yetmedi, benzin dökerek içindeki cesetlerle birlikte camiyi ataşe verdiler. İzmir'de kadınları camilere doldurup ne yaptıklarını söylemek istemiyorum, tarih bilen herkesin malumu. Şimdi, Bursa, Manisa, Balıkesir, Aydın, Gaziantep; bu illerin herhangi birinde, herhangi bir sokakta herhangi bir tarihî camiye rastlayamazsınız ki hâlâ duvarları, minareleri top mermilerinin izleriyle bezeli olmasın. Ben demiyorum, Yunan kaynakları diyor; Kurtuluş Savaşı verilmemiş ve kazanılmamış olsaydı Anadolu'da ne İslam'dan, numune ne İslamiyet'ten nişane kalacaktı, pek çok minare çan kulesi olacaktı Yunan kaynaklarında geçen ifadeyle.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

SELCAN TAŞCI (Tekirdağ) - Bitiriyorum.

Velhasıl, bugün, camilerimizde, o camilerde ezanın okunmasını, okunabilmesini de borçlu olduğumuz Mustafa Kemal Atatürk'e rahmet okuyamayanlara bakınca ben tek bir şey diyebiliyorum: Biz "Keşke Yunan kazansaydı." diyen, ömrünü Atatürk'e hakaretle geçiren meczupları öldü biliyorduk, bazılarının zihninde yaşıyormuş meğer; yazık gerçekten.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)