| Konu: | |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 25.11.2025 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Sayın Başkan, sayın vekiller; saygıyla selamlıyorum.
Bir kez daha bir torba teklif ve vergi meselesi. Aslında vergiyle ilgili her teklif geldiği zaman önce insan bir heyecanlanıyor, acaba bu sefer vergi reformuna yönelik adımlar gerçekten atılacak mı, gerçekten Türkiye'deki büyük vergi adaletsizliğine yönelik önlemler alınacak mı ve bu adaletsizlik biraz azaltılacak mı diye. Ama yine bakıyoruz, her seferinde aynı şey, ne bir vergi reformu gündemde ne bu vergi adaletsizliğinin giderilmesi gündemde. Daha çok bu torba tekliflerde, vergiyle ilgili tekliflerde olan maddeleri tabii ki eleştiriyoruz, yanlış gördüklerimizi fakat esas konuşulan şey olmayanlar üzerine yani yapılması gerekenler, yazılması gerekenler yazılmadığı için bu vergi paketleri son derece sıkıntılı ve sorunları aşacak özellikler maalesef taşımıyor.
Şimdi, Türkiye'deki vergi adaletsizliğini konuşmayan yok; herkes, buradaki bütün partiler bunu konuşuyor, iktidar da öyle yani AK PARTİ yürütmeye baktığımızda, bakanlar dâhil herkes bir vergi adaletsizliği olduğundan söz ediyor. Nedir bu vergi adaletsizliği dediğimiz şey? Esas itibarıyla emekçiler üzerindeki, dar gelirliler üzerindeki, yoksullar üzerindeki vergi yükünün azaltılması meselesinin gündeme alınmaması konusu yani bu iktidar, bu vergi yükünün azaltılmasıyla ilgili herhangi bir adım atmıyor. Vergi adaletinin güçlendirilmesi konusunda da herhangi bir adım atmadığı için vergi adaletsizliğini konuşmaya devam ediyoruz. Yani "Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmalı." der ya Anayasa ve biz de her birimiz konuştuğunuzda, bizde nasıl oluyor? Az kazanandan çok, çok kazanandan az vergi alıyor, mesele bu kadar basit. Bunu tersine çevirebilecek miyiz, çeviremeyecek miyiz? Tartışma aslında bu ve her seferinde, her paket geldiğinde de burada çok ciddi bir reformun söz konusu olmadığını, köklü adımlar atılmadığını görüyoruz. Neden peki bu böyle oluyor? Çünkü bu iktidarın politik tercihleri bu doğrultuda yani politik tercihleri işçiden, emekçiden, yoksuldan, dar gelirliden, orta sınıftan yana değil, bu iktidarın politik tercihleri sermayenin çıkarlarının korunması doğrultusunda olduğu için bu adımlar atılamıyor, bunun adını koymak gerekiyor. Yoksa kimse bilmediğinden, yapılması gerekenin ne olduğunu anlamadığından değil bu meseleler. Şimdi, bir kez daha böyle bir paketle karşı karşıyayız ve vergi sistemindeki yapısal sorunları çözme doğrultusunda adım attıracak bir teklif değil bu. Biraz evvel konuşan Diyarbakır Vekilimiz Adalet Kaya güzel bir lafla anlattı, bu paketin özelliği sinekten yağ çıkartabilir miyiz çabası esas itibarıyla. Gerçekten yapılan bu. Şimdi, iktidar ve yürütme çok iyi biliyor, asıl vergiyi bu ülkede alnının teriyle geçinmeye çalışan emekçiler, dar gelirliler ödüyor, esas vergiyi ödeyenler bunlar ve bunu değiştirmek doğrultusunda adım atılmıyor. Vergi gelirlerinin yüzde 65'i neredeyse bu ülkede dar gelirlilerden ve ücretli çalışanlardan alınıyor yani sermayeye yönelik, haksız kazançlara yönelik -bakın, haksız kazançların altını çizerek söylüyorum- bir vergilendirme yapılmıyor kesinlikle. Şimdi, bunu hep tartıştık, tartışmaya devam ediyoruz, edeceğiz de bu iktidarın zihniyeti değişene kadar ama öyle bir zihniyet değişikliğinin de kolay kolay ortaya çıkmayacağını biliyoruz. Yani milyonlarca yurttaşın, emeğiyle geçinen, alın teriyle geçinen milyonlarca yurttaşın bu kadar yüksek vergi ödemesine yönelik herhangi bir önlem alınmıyor, mesele çok açık. Yani bu iktidarın denkleştirici bir adalet mefhumu yok, sorun buradan kaynaklanıyor. Sosyal adalet anlayışı yok bu iktidarın, sorun buradan kaynaklanıyor. Karşılaştırmaları yapıyoruz hep. Kiminle karşılaştırıyoruz? OECD ülkeleriyle. Bütün veriler uluslararası alanda da aslında Türkiye'deki vergi adaletsizliğinin ne kadar yüksek olduğunu ortaya koyuyor, OECD raporlarında da bunu görüyoruz ama çok uzağa gitmeye gerek yok OECD raporlarına kadar. Geçtiğimiz yıl Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Şimşek demişti ki burada yaptığı sunumda: "Dolaysız yani doğrudan vergilerin yeterli düzeyde olmaması, vergi sistemindeki adaletsizlik." İşte, bu cümle, olay bu cümle yani neden olduğu bu adaletsizliğin belli. Peki, bunu değiştirme iradesi var mı, bunu düzeltme iradesi var mı? Maalesef yok. Bunun olmadığını da çok net olarak görüyoruz. Doğrudan vergilerin yetersiz olması, tersinden okuduğumuzda dolaylı vergilerin çok yüksek olması. Nedir yani, dolaylı vergilerin çok yüksek olmasının sonucu? Vergi yükünün çalışanların sırtında olması demek. Zaten onların kaynakta kesiliyor vergileri, bir de üstelik tüketimden vergiler ödeniyor. Buraya baktığımız zaman, tüketimden alınan bir vergiyle karşı karşıya kaldığımız zaman tablo çok açık, ortada. Yapılabilecek şey, bunu değiştirmek doğrultusunda adım atılıyor mu, atılmıyor mu bunu tartışmak gerekiyor. Bu vergi kompozisyonu varken hiçbir şekilde, hiçbir gelen vergi paketinde vergi reformundan söz edemeyiz, bunu çok açık söyleyelim. Geçen yıl muhtasar beyannameyle bildirilen 720 milyar liralık gelir vergisinin yaklaşık 449 milyarı yani yüzde 60'ının üzerindeki bir oranı ücretlilerden kesilmiş vaziyette, tablo ortada. Bakın, vergide adalet sağlanmadan sayın vekiller, gelir dağılımında adaletin sağlanması da mümkün değil yani gelir dağılımında da adalet yok. TÜİK verileri ortada yani TÜİK'i eleştirmemize rağmen bu konudaki verileri ortada. Bakın, Türkiye'de en zengin yüzde 20'lik grup, en yoksul yüzde 20'lik grubun gelirinin yaklaşık 9 katı gelir elde ediyor, 9 kat. Avrupa Birliğinde ve OECD ülkelerindeki ortalamalara baktığınızda böyle bir şey görmüyorsunuz; 9 kata en yaklaşan yer Bulgaristan 6,96'da kalıyor, onun dışında hepsi zaten 3-4 kat arasında değişen oranlara sahipler. Dolayısıyla, bu kadar büyük bir gelir dağılımı adaletsizliğinin olduğu bir ülkede yaşıyoruz.
Peki, gelir eşitsizliğinde? Orada da Avrupa'da birinciyiz yani zenginler ile yoksullar arasındaki makasın açılmasına ve orta sınıfın giderek yok olmasına dönük bir ekonomi politikası izlendiği çok açık ve Avrupa'da 1'inciyiz bu konuda. Peki, emek-sermaye gelirleri arasındaki dengesizliğe bakalım: Gayrisafi yurt içi hasıla içerisinde sermayenin payı yüzde 43 civarında, emekçilerin yüzde 37. Bir düzelme olmuş burada, AK PARTİ iktidarı bu düzelmeyi sık sık vurguluyor. Evet, bir düzelme olmuş ama sonuç olarak baktığımızda büyük bir eşitsizlik olduğu ortada, çok açık bir biçimde görünüyor. Şimdi, bu kadar büyük bir adaletsizliğin olduğu yerde bütün bunları tartışıyoruz ve bir kez daha vurgulayayım: Vergideki adaletsizlik aynı zamanda gelir dağılımındaki adaletsizliği de büyüten bir sonuç ortaya çıkartıyor.
Şimdi, kamu harcamalarının şeffaflığı meselesini tartışmaya başladığımızda da vergi politikalarının adil olmadığını konuşmaya başlıyoruz. Kamu harcamalarında şeffaflık yoksa fakire, engelliye, dar gelirliye, çiftçiye gidecek kaynaklar delik deşik olmuş ihale sistemiyle birlikte yandaşa gidiyor; bu da çok açık bir şekilde ortada. Dolaylı vergilere dayalı vergi kompozisyonu adaletsiz bir vergi sistemini ortaya çıkartıyor dedik ve bu durumu da düzeltmek için bu iktidarda herhangi bir irade görmüyoruz gerçekten. Şimdi, atılan her adım gelir dağılımını düzeltici değil, bozucu bir sonuç yaratıyor; bunu da görmek gerekiyor. Aslında bu sistem aynı zamanda vergi ödeyicisi olduğunun farkında olmayan bir yurttaş topluluğun ortaya çıkarılıyor yani hak arama bilinci de gelişmiyor, "Ben vergimi ödüyorum, bu vergileri nereye harcıyor bu iktidar?" sorusunu soran bir yurttaş topluluğuyla karşı karşıya kalamıyoruz; çünkü neden? Çünkü dolaylı vergiler üzerinden bütün her şey sağlanıyor. Yani bir kez daha vurgulayalım: Bu kadar büyük adaletsizliklerin olduğu bir iktidarın ve ülkenin içinde bulunuyoruz; vergide adaletsizlik, gelir dağılımında adaletsizlik, bölgesel adaletsizlik -bunu "bölgesel eşitsizlik" olarak da algılayabilirsiniz- en yoksul ve en zengin arasındaki farkın yarattığı büyük adaletsizlik yani bir adaletsizlikler iktidarıyla karşı karşıyayız. Buradaki sorun bu esas itibarıyla ve bu durumu düzeltmek için...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Devamla) - Teşekkür ederim, toparlıyorum.
Bu durumu düzeltmek için yani Türkiye'deki vergi adaletsizliğini değiştirmek için yapılması gerekenler çok açık; ciddi, köklü bir reforma ihtiyaç var ve esas itibarıyla haksız kazançların vergilendirilmesi, sermayenin daha güçlü bir şekilde vergilendirilmesi gerekiyor ama bu adımları atmak için de politik tercihlerin değişmesi gerekiyor. Bu iktidarın politik tercihlerinin değişmesi de söz konusu değil.
Teşekkür ediyorum dinlediğiniz için. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)