| Konu: | |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 25.11.2025 |
CEVDET AKAY (Karabük) - Sayın Başkanım, kıymetli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda ve 631 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'yle ilgili olarak Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Söz konusu kanun teklifiyle Harçlar Kanunu'nda, Gelir Vergisi Kanunu'nda, Katma Değer Vergisi Kanunu'nda, Kurumlar Vergisi Kanunu'nda değişiklikler yapılıyor.
Bu kanun teklifiyle amaç, verimsiz istisnaların ortadan kaldırılması, kayıt dışı ekonomiyle mücadele, vergilenmeyen alanların vergilendirilmesi, vergide adaletin güçlendirilmesi gibi etkiler bekleniyor. Öyle mi? baktığımız zaman öyle olmadığını görüyoruz. Gayrimenkul sermaye iradı istisnası vardı 47 bin lira; tek evi olanlardan indirilen istisnadan bahsediyorum. Bu kanun teklifiyle, emekliler hariç bu istisna ortadan kalkıyor, buradan da 22 milyarlık bir gelir bekleniyor. Hâlbuki asgari ücretle çalışıp evine ekmek getirmeye çalışan, hasbelkader bir ev almış veya borçlanmış, bankadan kredi kullanmış, almış kişiler evlerini kiraya verdiklerinde bu istisnadan yararlanamayacaklar; aynı zamanda, bankadan kredi kullandığı için faiz gideri ödüyorlar, bu faiz giderini de düşemeyecekler ama bir taraftan bakıyoruz biz, muafiyet; istisna ve indirimlerle ilgili olarak vergi harcamalarıyla ilgili bir kalem var; geçen yıl bu 3 trilyon 5 milyardı, bunun da 701 milyarı kurumlar vergisiyle ilgiliydi. Bu sene 3 trilyon 597 milyar; 768 milyarı bunun vergi muafiyet, istisna ve indirimler yoluyla kurumlar vergisi tahsilatından vazgeçilen kısım, bunlar da KÖİ ve yap-işlet-devret projeleri yapan firmalar. Hani diyoruz ya "44 firma, 37'si vergi ödemedi, 4 tanesi vergi ödedi." Geçen yıl, 2024'te 2,8 milyarlık bir vergi tahakkuku var, bu yıl 3,6 milyar, hani oranını da yüzde 25'ten 30'a çıkarmıştık, yüzde 5 artırmıştık, gelir bekliyorduk yani topu topu 680 milyonluk bir gelir elde edilecek. Bunlar 128 kez vergi, harç, istisna belgesi yoluyla vergi muafiyeti indiriminden yararlanmışlar; efektif vergi yükü yüzde 10'un altında. Siz bunları vergilendirilecekken, bu muafiyet, istisna ve indirimleri ortadan kaldıracakken, bırakın kaldırmayı, 701 milyarı, 768 milyara çıkarıyorsunuz; bir taraftan da garibanın bir tane evi var, kiraya vermiş, ondan istisnayı kaldırıyorsunuz. "Verimsiz istisna" bu mu yani burada "vergide adalet" diye bir şey var mı? Yok. (CHP sıralarından alkışlar) Vergi yükü maalesef yine dar gelirlinin üstünde. hâlbuki burada kaldırılacak olan, 67 milyarı artırmayacağız, daha da aşağıya indireceksiniz ki emeklilere, dar gelirlilere verebilesiniz.
Şimdi, geçici vergi beyannamelerini 3'ten 4'e çıkarıyorlar; 3 dönemde bu yıl sonundan itibaren de 4'üncü beyanname dönemi uygulayacaklar. Buradan da 2 milyarlık bir gelir bekleniyor, 15 Şubatta en son zaten tahsilatı yapılacak. Yani buradaki verginin bir buçuk ay öne alınmasıyla ilgili zamanı dikkate alıyorsunuz ama başka taraflarda tasarruf tedbirlerine ve genelgelerine uymayıp fütursuzca harcamalar yapıyorsunuz. Bütçe kanunu, işte, önümüzde, geliyor bakanlar, bakanlık bütçeleri; görüyoruz. Ya, orada bir kaleme baktım ben yolluklarla ilgili, bütün bakanlıklarda yolluk giderlerinde başlangıç ödeneğe göre ekseriyetle aşım var. Topladığımız zaman 2025'in Ekim sonu itibarıyla 25,9 milyara ulaşmış yolluk giderleri, 2019'da 2,2 milyarmış; tam yüzde 1.076 artış var. E, siz lüksten, şatafattan, araç kiralamalarından, kira giderlerinden, organizasyon toplantılarından vazgeçmiyorsunuz, reklam giderlerinden vazgeçmiyorsunuz, böyle burada dolaylı vergileri düşüreceğinize hâlen vatandaşın, emeklinin, asgari ücretlinin üstüne vergi yüklemeye devam ediyorsunuz. Dolaylı vergilerin oranı yüzde 63, ret ve iadeleri düşerseniz yüzde 67-68'e kadar dayanıyor; dolaysız vergilere oranı hâlen çok düşük. Dolayısıyla da vergide adalet yok, gelir dağılımında da bozukluk var. Bir de binde 2 harcı işte, Hocam da anlattı, az önce bahsetti birinci el, ikinci el motorlu taşıtların alım satımıyla alakalı; asgaride bin TL'nin altına düşemeyecek. Buradan da beklediğiniz gelir çok cüzi bir gelir ama bir taraftan da alım satımda da yine vergiyi insanların üzerine yüklüyorsunuz.
Şimdi, net borçlanma limiti, bu teklifte önemli bir madde. Gelir ile gider arasındaki farkın belirli bir oranı kadar borçlanma yetkiniz var. 1 trilyon 935 milyar, yüzde 5 Hazine ve Maliye Bakanına yetki verilmiş, onun üstüne yüzde 5 de Cumhurbaşkanına yetki verilmiş, eylül sonu itibarıyla yani şu anda bu yetkiler aşılmış, aşağı yukarı 2 trilyon 360 milyar civarını bulmuş, 137 milyarın üzerinde bir aşım var. Şimdi de bir 595 milyar borçlanma yetkisi daha alıyorsunuz. Yani, bunun faiz yükü bir taraftan, faiz giderleri bir taraftan, bütçe açığının da 2,2 trilyona geleceği tahmin edildiğinde zaten 2 trilyon 741 milyardı, 520 milyar ekstradan borçlanma var. Bu borçlanmayı ne yapacaksınız? Niçin borçlanılıyor? Biz sorduğumuz zaman "Kurumlar vergisi tahsilatında beklediğimiz tahsilat olmadı." diye ifade edildi. 420 milyar daha az tahsilat var ama bir taraftan 19 Mart siyasi operasyonlarını biz biliyoruz, faiz giderlerinin, kur artışının ve döviz rezervlerinin kaybı olmuştu; acaba olağanüstü durumlar için de bir hazırlık mı var diye sorduk, bu konuyla ilgili de net cevabı almadık. Bakın, Bütçe Kanunu'nun 11'inci maddesi borçlanmayla ilgili yetkileri veriyor, işte, borç üstlenim taahhütleri, Hazine garantileri, ikrazen borçlanmalar gibi; buradaki yetki 732 milyar, yıllık, TL bazında, siz bir kalemde 595 milyar yetki alıyorsunuz, bir taraftan da borçlanma yetkinizi zaten aşmış durumdasınız, kanunsuz işlem yapılıyor şu anda yani eylül sonu itibarıyla bu yetki aşılmış durumda; bunu da takdirlerinize, Genel Kurula sunuyorum.
Burada, yine, kentsel dönüşümle ilgili bir olay var, Kentsel Dönüşüm Başkanlığına kamu bankalarından borçlanma yetkisi veriliyor. Şimdi, borçlanma yetkisi, bizim bildiğimiz, kimin? Hazinenin. Hazinede birlik var değil mi? Borçlanma olarak bir de Türkiye Varlık Fonu borçlanabiliyor, bunun haricinde kamu bankalarından veya dışarıdan borçlanan bir kamu kurumu ve kuruluşu yok. Şimdi, siz bu kanun teklifiyle Kentsel Dönüşüm Başkanlığına vadeli alacaklarının yüzde 25'i kadar... Ki sorduk "Ne kadar?" diye, 96 milyar olduğu söylendi yani 24 milyar kamu bankalarından borçlanma yetkisi veriliyor. Hangi faiz oranıyla kullanılacak, kamu bankalarına bunun için hazineden ne kadar transfer yapılacak -çünkü görev zararı oluşacak, faiz oranı düşük kullanacaktır mutlaka- hangi kentsel dönüşüm projeleri için hangi firmalara bu kaynak aktarılacak, bu projelerin son durumu nedir? Bunlarla ilgili net açıklamayı duymak bu Genel Kurulun hakkı, siz değerli milletvekillerinin hakkı. Bu konuyla ilgili açıklayıcı notlar sorduk Plan ve Bütçe Komisyonunda, henüz cevaplar gelmedi, bu cevapları bekliyoruz. Umarım, bütçe görüşmeleri bitmeden bu cevaplar mutlaka elimizde olur.
Baktığımız zaman, burada, yine, özel proje hesabıyla ilgili proje özel hesabı var Kentsel Dönüşüm Başkanlığıyla ilgili, bir özel hesap. Muhtemelen bu kamu bankalarından borçlanılan tutarlar da buraya gelecek. Bu özel hesabın uzatımı da 2027 yılı sonuna kadar yapıldı. Biz bu hesabın nasıl kullanıldığını bilmiyoruz, bu hesabın nasıl denetlendiğini bilmiyoruz. "Sayıştay denetliyor." deniyor ama bu raporları biz göremiyoruz. Bu hesaba gelen paraların miktarı nedir, giren, çıkan nedir, büyüklüğü nedir, hangi projelere harcanmıştır, nasıl harcanmıştır? Bunlarla ilgili de açıklamayı duymak bu Genel Kurulun hakkı, bu konuyla ilgili de mutlaka aydınlatıcı cevap bekliyoruz.
Aydınlatıcı cevap derken bir de genel aydınlatma giderleri var tabii, belediyelerin üstüne binen çok muazzam bir yük 3 katı kadar artıyor yani kanunda yüzde 10 olan, şu anda yüzde 20 olarak uygulanan oran yüzde 30'a çıkacak, Cumhurbaşkanın da 2 katına kadar artırma yetkisi var, yüzde 60... Enerji Bakanlığının bütçesi yıllar itibarıyla genel aydınlatma giderleri rakamı düştüğü için sürekli aşağı doğru düşmüş yani kendisi belediyelerin, il özel idarelerin üstüne yıkmaya zaten karar vermiş. Zaten belediyelerin yükü ağır, SGK borçlarıyla bir taraftan uğraşıyor bir taraftan alınan uygulamalar, tedbirler TMSF'nin kayyum olarak atanabilmesi, Devlet Denetleme Kurulu denetçilerinin hem belediyelere hem belediye iştiraklerine incelemeye gidip gerekirse görevden alabilme yetkileri gibi birtakım yetkiler varken il özel idaresinden belediyelerin hak ettiği vergilerden gelecek gelir paylarını düşürmek ve yüzde 60'a kadar çıkarmak çok çok problem.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun tamamlayın.
CEVDET AKAY (Devamla) - Teşekkür ederim Başkanım.
Bu hatalı uygulamadan mutlaka vazgeçilmesi gerekiyor. En azından eski oranında şu anda kalsın. Biz tamamen indirilsin istiyoruz ama eski oranında kalmalı.
Bir de burada bir problem de şu: Bu, genel aydınlatma giderleriyle ilgili müteahhitler var, dağıtım firmaları var biliyorsunuz, bunların TEDAŞ'tan olan alacaklarını Bakanlık ödüyor ama TEİAŞ'a olan borçları var, bu borçlarını TEİAŞ tahsil edemiyor. Yani siz bir kurumsunuz, devletsiniz, bir taraftan borcunuz var, bir taraftan alacağınız var, siz borcunuzu öderken alacağınızı aynı müteahhitten almıyorsunuz. Bunun da ortadan kaldırılması, bir kanun yoluyla düzenlenmesi, mahsuplaşma işlemine gidilmesi gerekir.
Açıkçası bu kanun teklifinde vergide adalet yok, istisnalarla ilgili verim yok, kayıt dışıyla mücadele yok, verimsiz alanların vergilendirilmesi yok. Bu yüzden bu kanun teklifine biz karşı oy vereceğiz.
Teşekkür ediyorum. (CHP ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)