| Konu: | |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 23 |
| Tarih: | 02.12.2025 |
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle 39'uncu Olağan Kongresi'ni yaparak Sayın Özgür Özel'i tekrar, yeniden Genel Başkan yapan, aynı zamanda kongresiyle beraber parti Meclisini oluşturan Cumhuriyet Halk Partisini tebrik ediyorum. Hemşehrim olan Sayın Özgür Özel Bey'e başarılar diliyorum, muvaffakiyetler diliyorum. Türk demokrasisine, Türkiye'de insan haklarının ve hukukun üstünlüğünün zirveleşmesine vesile olmalarını temenni ediyorum.
Diğer bir husus ise 26'ncı Dönemde beraber milletvekilliği yaptığımız Cemal Öztürk Bey Milletvekilimiz vefat ettiler. Her insan ölümü tadacaktır. Allah'tan geldik ve yine Allah'a döndürüleceğiz. Kendisine rahmet diliyorum. Beraber çalıştık; mütevazı, çalışkan, aynı zamanda iyi niyetli bir insandı. Ailesine de sabırlar diliyorum. Adalet ve Kalkınma Partisinin tüm yetkililerine de başsağlığı temennilerinde bulunuyorum.
Namık Kemal'in ölüm yıl dönümü. Namık Kemal bir gazeteci, vatan şairi ve hürriyet şairi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün söylemiş olduğu gibi "Benim bedenimin babası Ali Rıza Efendi'dir fakat duygularımın babası ise Namık Kemal'dir, fikirlerimin babası ise Ziya Gökalp'dir." diyordu.
Kurtuluş Savaşı öncesinde Namık Kemal'e atfedilen şöyle bir söz vardır: "Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini, yoğimiş kurtaracak bahtı kara maderini." Mustafa Kemal de oradan cevap verir: "Vatanın bağrına düşman dayamışsa hançerini, elbet bulunur kurtaracak bahtı kara maderini." diyen bir dönemin insanları bunlar. Beraberce, birlikte Osmanlı'yı yaşatmak, daha sonra ise Osmanlı'nın yaşamayacağını anlayınca da Osmanlıcılık fikirlerinden İslamcılık fikirlerine, İslamcılık fikirlerinden ise Türklük fikirlerine evrilerek bir vatan kurtaran insanlardır.
Değerli milletvekilleri, değerli arkadaşlar; biraz önce Buğra Kavuncu Bey Sayın Grup Başkan Vekilimiz şöyle bir teklifte bulundu ve bir şikâyette, şekvada bulundu, dedi ki: "Millî İstihbarat Teşkilatı Başkanı niye gelir de burada bütçesini savunmaz, gelmez buraya? Diyanet İşleri Başkanı buraya niye gelmez? Sayın Cumhurbaşkanı da şimdi gelmiyor, bunların buraya gelmesi lazım." Evet, doğru söylüyor. Bunların mutlaka buraya gelmelerini temin edecek bir iklimi oluşturmamız gerekmektedir çünkü millet iradesinin üzerinde bir irade yoktur bu ister MİT olsun, ister Diyanet İşleri Başkanlığı olsun, isterse Sayın Cumhurbaşkanlığı olsun. Bu bütçe Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanan bir bütçedir. Sayın Cumhurbaşkanına gelerek her ne kadar yardımcısı gelip savunsa da savunmasında fayda vardır demokrasi adına, millet iradesi adına doğru bir şey olur diyorum.
Diğer bir konuya gelince değerli milletvekilleri, biliyorsunuz, sizler 2018 seçimlerinde Adalet ve Kalkınma Partisi iktidar olmadan önce birinci derecede memur olanlara 3600 ek gösterge vaadinde bulunmuştunuz. Daha sonra ise 2023 seçimleri öncesinde de yine bu vaatte bulunulmuştu ama 4 meslek grubuna bu 3600 verilmişti. Bir, din görevlilerine; iki, öğretmenlere; üç, hemşirelere; dörtte astsubaylara verilmişti ama diğer memurlara verilmemişti. Bu insanlar yeniden bu düzenlemenin yapılmasını bekliyorlar 3600 ek göstergenin bütün birinci derece memurlara verilmesi noktasında.
Bir de bütçe görüşülürken, burada bütçenin son günü burada bir önerge verildi, bu önergeyle beraber üst bürokratlara çok ciddi bir zam getirildi. Burada esas müfettişlerin, uzmanların ve denetçilerin olması gerekirken bir anda bir önerge getirilerek, emrivaki yapılarak "ben yaptım oldu" mantığı içerisinde onlarca, yüzlerce, binlerce, on binlerce üst bürokratlara bir zam yapıldı. Bunlar doğru şeyler değil arkadaşlar, neden doğru değil? Bakın, öğretmenlerle ilgili, doktorlarla ilgili bir problem oluyor. Doktorlar gitmek istiyorlar yurt dışına, Türkiye'deki şartları, iklimi doğru görmüyorlar, hem ücret iklimini hem de çalışma iklimini doğru görmedikleri için. "Giderlerse gidilsin." deniliyor, daha sonra ise "Bunların maaşlarına zam yapalım." deniliyor. Ardından "Hâkimler ve savcılarla ilgili -yaklaşık 20 bin küsur insanla ilgili- bir çalışma yapalım." deniliyor, onlara bir zam yapılıyor. Ardından "Askerlerle ilgili ayrı bir zam yapalım." deniliyor. Şimdi, bu haksızlık. Buradaki, bu üst bürokratların hepsi bir gece yarısı hem de Plan ve Bütçenin son gecesi bunun getirilmiş olmasını ben ciddi şekilde kamu reformuna ciddi bir çarpıklık olarak, kamu reformuna yapılmış olan bir darbe olarak değerlendiriyorum ve bunlarla ilgili bir düzenleme için Genel Kurulda biz önergemizi vereceğiz YENİ YOL olarak. Müfettişlere tamam, uzmanlara tamam, denetçilere tamam ama üst bürokratların maaşlarının bu şekilde bir zama maruz kalmasını ve bir zamla bu insanların taltif edilmelerini doğru bulmuyoruz, eşitlik ilkesine de aykırı değerlendiriyoruz.
Bir diğer yandan, EYT'yle ilgili problem vardı biliyorsunuz. Bu EYT'yle ilgili, problemle ilgili çok sıkıntılar çektiler EYT mağdurları 1999 yılında çıkan bir kanundan sonra. İktidar partisi çok ipe un serdi, arabayı yokuşa sürdü, bunlarla ilgili "Çıkartmayacağız." dedi. Daha sonra, seçim öncesi ise EYT'yle ilgili bir kanun çıktı fakat burada bir eksiklik vardı, 5000 prim günü ve 3600 kısmi emeklilik ve de aynı zamanda kademeli emeklilik meselesi. Bu kademeli emeklilik meselesine çok ciddi şekilde kafa yormamız lazım. Bir günle on yedi yılı kaybedenlerin çok ciddi şekilde hak mağduriyetleri olduğunu görmemiz gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun tamamlayın
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Bir diğer taraftan, şimdi KİT'lerde taşeronlar var, bu taşeronlara, yaklaşık 800 bin taşerona 2016 yılında kadro verildi. O zaman da itirazlarım olmuştu ama genel geçer ve kabul görmüştü ve bunlara kadro verildi. Burada da ciddi şekilde bir haksızlık vardı. Evet, kadro verelim ama bunlarla ilgili bir kriter olmalıydı, bunların bu kadroları hak etmeleri noktasında bir kriter yoktu ama şimdi, burada, taşeronlarda yaklaşık 100 binin üzerinde insan çalışıyor. Aynı zamanda belediye hizmet işçileri var, buralarda da 800 bine yakın insan çalışıyor. Birkaç defa burada dile getirdim, gelin, bununla ilgili olarak iktidar partisinin bir düzenleme yapması lazım. Belediyelerde çalışan bu insanların mutlaka bir defaya mahsus olarak kadrolarını aldıktan sonra bir daha da bu şekilde işçi alımlarının yapılmaması gerekiyor. Neden? Çünkü belediye başkanlarının iki dudağının arasında "Ben seni işe aldım." veya belediye başkanının iki dudağı arasında "Ben seni işten çıkardım." Bu keyfîliklere karşı eğer Türkiye bir hukuk devletiyse, Türkiye bir sosyal devletse, Türkiye demokratik bir devletse burada, bununla ilgili olarak da kriterler konularak...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Tamamlıyorum efendim.
Bu insanlara bir KPSS mi getireceksiniz veyahut da bu insanların mesleklerine göre, ihtiyaçlara göre bir meslekler manzumesi üzerine ilana mı çıkacaksınız, ilana müracaat edenler arasında bir kriter mi koyacaksınız, bunlar üzerine bir çalışma yapılması gerekmektedir ama maalesef bunlarla ilgili de çalışma yok, keyfîlikler var. Bu insanlar da hiç kusura bakmayın çok ciddi problemler yaşıyor.
Bir diğer husus ise yardımcı hizmetler sınıfı. Yardımcı hizmetler sınıfı hepimizin yaşadığı sınıf yani bu arkadaşlarla hepimiz muhatap olduk. Eğer memursak, eğer bir kamuda çalışmışsak veyahut da bir devlet dairesine gittiysek hepimiz bu insanlarla muhatap olduk ve bu insanların çok ağır şartlarda çalıştıkları gördük. 12 ayrı işte çalıştırılıyorlar; sabahleyin kalkarsınız bahçıvan olursunuz, öğleden sonra siz çaycı olursunuz, öbür gün bahçıvan olmaktan çıkarsınız, size temizlikçilik görevi vermiş olurlar. Bunlarla ilgili bir kanuni düzenlemenin yapılması gerekmektedir çünkü bu insanlar -yaklaşık 150 bin civarında bir insandır- statülerini de elde edemiyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Sayın Özdağ.
Son dakikayı veriyorum.
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Eğer bu insanlar burada bir lise mezunu olarak buraya girdilerse, üniversiteyi bitirdiyse zaman zaman bu insanlara böyle haklar tanınıyor ama çok kısıtlı imkânlar tanınıyor. Üniversite bitirdiği zaman, yüksek lisans ve doktora yaptığı zaman bu insanlara tekrar yeniden yardımcı hizmetler sınıfının üzerine atlayarak başka bir sınıfa başka bir meslek grubu ne intisap etmelerini sağlamak noktasında da kanuni düzenlemenin yapılması diyoruz.
İnşallah güzel bir çalışma günü olmasını temenni ediyor, saygılar sunuyorum efendim.