GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:23
Tarih:02.12.2025

HASAN TOKTAŞ (Bursa) - Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; teklifle, 492 sayılı Kanun'un 63'üncü maddesinin 4'üncü fıkrasında yer alan vergi ziyaı cezası oranının yüzde 25'ten bir kata yükseltilmesi ve 4 sayılı tarifenin tapu işlemleri bölümünün 20 numaralı fıkrasının a bendinde yer alan ibarenin "Emlak vergisi değerinden az olmamak üzere beyan edilen devir ve iktisap bedeli şeklinde netleştirilmesi öngörülmektedir." Böylece, tapu harcı matrahında emlak vergisi değerinin alt sınırının vurgulanması ve gerçek bedelin beyan edilmemesi hâlinde uygulanacak cezanın ağırlaştırılması amaçlanmaktadır.

Muhterem milletvekilleri, burada, aslında bu konuyla alakalı temel problem, emlak değerlerinin doğru tespit edilmemesidir. Emlak değerleri doğru tespit edilmediği zaman, yapılan alım satımlarda birçoğunuz etrafınızda duymuşsunuzdur, özellikle Sayın Mehmet Şimşek'in Maliye Bakanının, bu konudaki vergi ve harç kaybından dolayı yapay zekâ üzerinden yapılan değerlendirmelerle, özellikle konut satışlarında, piyasa değerinin altında yapılan satışlarla ilgili aradaki farkın yüzde 25 daha fazlası olarak alınmasını yüzde 100'e çıkaran bir usul. Dediğim gibi buradaki esasında temel problem emlak beyanlarının ya da emlak değerlerinin doğru tespit edilmemesi. Bu milyonlarca vatandaşımızı ilgilendirdiği için ve bir temel problem olduğu için aslında yirmi küsur yıllık iktidar döneminde bunun mutlaka çözülmüş olması gerekiyordu. Yani satılan bir konutun ya da bir arsanın ya da bir tarlanın gerçek piyasa değerinin ne olduğu ve bunun üzerinden satışın yapılmaması gerektiği hâlde kanunlarımızda "Emlak rayiç değeri üzerinden aşağı olmamak kaydıyla." diye geçiyor. Dolayısıyla vatandaşlarımızın bir kısmı alışkanlıklar gereği, bir kısmı da esasında tapu harçlarının yüksek olmasından yani alandan binde 20, satandan binde 20 yani toplamda yüzde 4 harcın alınmasından kaynaklı olmak üzere ve kanun da buna müsaade ettiği için emlak rayiç değeri üzerinden alım satımlar yapılmakta. Ama on binlerce vatandaşımıza da bununla alakalı piyasa değerinin altında bu satışlar olduğu için de cezai müeyyideler uygulanmakta. Bu konunun çözümüyle alakalı -muhterem milletvekilleri- konu aslında çok basittir. Alım satımın gerçek değerler üzerinden yapılması yani emlak değerlerinin doğru tespit edilmesi ama buna mukabil tapuda alım satım harçlarının düşürülmesi. Yani vatandaşı yanlış beyana yönlendirmektense doğru beyana sevk edebilmenin, cezai müeyyide uygulamaktansa harçların azaltılarak bunun yapılmasının çok daha doğru bir metot olduğunu düşünmekteyiz.

Ayrıca, piyasada vatandaşlarımızın satın almış olduğu mülklerde başka yerde bir tarla gösterilip bir başka yerde satılması ya da bizim "hatalı bağımsız bölüm numaralandırması" dediğimiz şekilde şurada aldığınız dairenin aslında projede bir başka yerde gözüküyor olmasının önüne geçmek açısından SPK onaylı gayrimenkul değerleme şirketlerinin yapacağı değerleme üzerinden -ki bunlar, yerinde alımı satımı yapılacak olan gayrimenkulün aynı zamanda doğru yerde, doğru zeminde olduğunu da tespit etmekle mükellef olan firmalardır- bu metodun uygulanması... Ama dediğim gibi değerler piyasa değerinde olacağı için tapu harçlarının ve emlak vergi oranlarının mutlaka düşürülmesi gerekmekte. Aksi takdirde -ki harç almaya meraklı bir iktidar olarak- bu yüksek harç oranlarıyla birlikte gerçek değerler gösterildiğinde çok ciddi harçlar çıkacaktır.

Konunun çözümü dediğim gibi basittir, üçüncü bin yılda yaşıyoruz bugün, yapay zekânın bile gayrimenkul değeri hesap edebildiği bir dönemde bunu yapmak kolaydır diyor, bütün heyeti saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (İYİ Parti ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)