| Konu: | |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 23 |
| Tarih: | 02.12.2025 |
RIDVAN UZ (Çanakkale) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Tabii, vergi kanunu üzerinde bir konuşma yapacağız ama bununla ilgili daha önce bu kürsüden defalarca ifade ettik. Bu kadar enflasyonun olduğu bir yerde vergi dilimlerinin ne derecede olduğu da herkesçe malum. O yüzden, ben bu konuşmamı sadece AK PARTİ'li milletvekillerine yani Hükûmete ve saraya yönelik yapmak istiyorum. Bunu da hulisikalple yapacağım, niyetimiz kırmak değil, bazı şeyleri doğru bir noktada hatırlatmak üzerine olacak. Hatırlayın, bir FETÖ süreci, sonra bir Apo süreci, şimdi de bir Papa süreci olmak üzere üçlü bir süreci Türkiye'ye yaşatıyorsunuz. "40 bin kişinin katili, bebek katili. DEM PARTİ siyasi ayağı, derhâl kapatılmalıdır; Anayasa bunu kapatmıyorsa Anayasa Mahkemesini kapatmalıyız." demiştiniz. Seçimden önce de "6'lı masa affedecek Apo'yu." diye propaganda yapmıştınız. Seçim geçti, seçimin ardından ne oldu peki? Apo'ya umut hakkı ve affı ilk sizler dillendirdiniz ve Meclise getirdiniz yani "Yirmi beş yıllık terör sürecini biz yönetemedik, o yüzden teslim oluyoruz." dediniz ama unuttuğunuz bir şey var; Necmettin Hoca var, Aybüke Öğretmen var, Selim Astsubay var ve Fatih Başçavuş var. Bunları unutmamanız ve de tekrar hatırlatmak üzere sizlere bunları söylüyorum.
Daha sonra, bir FETÖ süreci hep beraber yaşadık. "Ne istediniz de vermedik?" dediğiniz FETÖ'ye ve bu FETÖ terör örgütünün başına -biliyorsunuz- "dinler arası diyalog" altında hepiniz alkış tuttunuz. Hatta, Hatay'da bir organizasyon yapıp tıpkı İznik'te olduğu gibi papazı, hahamı ve imamı üzerinden geçirerek dediniz ki: "Bunların hepsi Allah'a inanıyor, tek bir Allah'a, Peygamber olmasa da olur. Bak, hepsi cennete gidecek." diyen FETÖ'yle fotoğraf sırasına girdiniz. Süreç bitince, darbe sürecini yaşadığınızda da bu papazın yanında FETÖ'nün resimlerini yan yana koyarak kendinizi aklamaya, "İşte bu da kardinaldi zaten." demeye kalktınız ama bugün o fotoğraftan FETÖ'yü çıkartıp kendi resminizi koyuyorsunuz. Hâlbuki Cenab-ı Allah ayetikerimede ne diyor, biliyor musunuz? "Siz dinlerine uymadıkça ne Yahudiler ne de Hristiyanlar asla senden razı olmazlar. De ki Allah'ın yolu, asıl doğru yoldur. Sana gelen ilimden sonra eğer onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan bilmiş ol ki Allah'tan sana ne dost ne de bir yardımcı vardır." Yani size söylüyor. Siz buna rağmen Papa'yı önce sarayda, sonra İznik'te ağırladınız.
(Hatip tarafından Taleal Bedru Aleyna ilahisinin bir kısmının okunması)
RIDVAN UZ (Devamla) - Peygamberimizi sahabenin karşıladığı bir ilahi, bir dua vardı. Diyordu ya:
"Sen güneşsin sen aysın
Sen nur üstüne nursun
Sen süreyya ışığısın
Ey sevgili Ey Rasul
Ey bizden seçilen elçi
Yüce bir davetle geldin
Sen bu şehre şeref verdin
Ey sevgili hoş geldin" diye karşılamışlardı ya Peygamberimizi, siz bu ilahiyi bu duayı maalesef sarayda Papa'ya yaptınız. Bu da size iki cihanda yeter diye düşünüyorum. Tam 1700 yıl sonra İznik'te Papa'ya izin verdiniz. 1925'te Atatürk bu izni reddetmiş, sonra hiçbir cumhurbaşkanı ve başbakan bu izne izni vermemiş. Atilla diz çöktürmüş, Sultan Alparslan Papa'ya diz çöktürmüş, Sultan Fatih diz çöktürmüş, Atatürk bir papazı Türkiye'nin ve İslam'ın hilafına hareket ediyor diye sınır dışı etmiş, onun cesedini bile seksen beş yıl sonra alıp getirmişsiniz. Unutmayın ki bu çok önemli, ne Müslümanlığı ne İslam'ı ne de Türklüğü aslında Papa'ya diz çöktürmediniz. Diz çöken sadece sizdiniz, ne İslam ne Türklük bunun altında kalmayacaktır. Hatırlayın, İznik'te Papa vaaz veriyor, vaazında ne diyor? Diyor ki: "Yaradan var, kutsal ruh var, Meryem var." Şirk koşuyor, Papa'nın şirk koştuğu yerde buna müsaade ediyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
RIDVAN UZ (Devamla) - Bu durumda ben de 1.229 kilometre yol yapmak suretiyle Makedonya'ya, Üsküp'e gittim, Murat Paşa Camisi'ne. 1382'de fethedilmiş, o tarihte bir cami yapılmış; Murat Paşa Camisi. Bu camide kurulduğundan bugüne kadar Türkçe vaaz veriliyor, hem cuma günleri hem pazar günleri olmak üzere Türkçe vaaz veriliyor yani Türklük bir yerde kalbe atmaya devam ediyor. Siz Türkiye'de Türklüğü ayaklar altına alsanız, İslamiyet'i de ayaklar altına alsanız dünya coğrafyasının bir yerinde o ecdadın izleri sayesinde bu kalp atmaya devam ediyor.
Peki, ne diyordu oradaki vaiz efendi? Münafıklığı anlatıyor: "3 alameti var. 1'inci alameti, emanete ihanet ederler." dedi. Yani İznik'te Müslümanlığa ve Türklüğe ihanet ettiğiniz gibi. "2'ncisi, yalanı çok söylerler. Üçüncüsü ve önemlisi de Hıristiyanlığı ve Yahudiliği dost edinirler." diyor. Bu, münafıklığın alametleri.
Herkes burada üstüne düşeni alsın diyor, yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)