| Konu: | 2012 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2010 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 35 |
| Tarih: | 12.12.2011 |
MHP GRUBU ADINA MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi ve yüce Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, Kalkınma Bakanlığı ve TÜİK bütçesi üzerine grubumuz adına söz almış bulunuyorum.
Konuşmama başlamadan önce, bugün bütçesini görüştüğümüz Kalkınma Bakanlığının eski ismi olan Devlet Planlama Teşkilatımızın kurucusu olan ve aynı zamanda TÜBİTAK, TSE, OYAK, Türk Kültür Ocakları gibi birçok kurumun o dönemde kurulmasına vesile olmuş olan, partimizin de kurucusu Alparslan Türkeş'i rahmet ve minnetle anıyorum. Tabii, bu arada, DPT'yi de kaybettiğimiz için, Kalkınma Bakanlığı olduğu için, DPT'yi de rahmetle anmak durumundayız, Allah rahmet eylesin.
Şimdi, değerli arkadaşlar, burada ciddi bir şuur kaybıyla karşı karşıyayız. Devlet Planlama Teşkilatı çok köklü bir kuruluştu. Şu anda sadece adı değişmiş olmadı. Ben tekrar kayıtlarıma baktım. 2009 bütçesinde de, 2010 bütçesinde -özellikle 2009'da- "DPT'yi kapatacak mısınız?" diye sormuşum. Sayın Meclis Başkanımız Cemil Çiçek, o zaman Başbakan Yardımcısı olarak yine o tartışmalara katılmış. Sonra yine bütçe görüşmelerinde Sayın Nazım Ekren, eski bakanımız, DPT'nin stratejik planını tartıştığımız zaman yine konuşmuşuz. Ekonomi Koordinasyon Kurulu kurulurken yine konuşmuşuz. Başbakanlıkta Ekonomik İşler Genel Müdürlüğü kurulması tartışılırken yine konuşmuşuz. Sonunda söylediklerimiz olmuş ve DPT'den böylece AKP İktidarı kurtulmuş oldu. Neden öyle söylüyoruz, o tartışmalarda ne vardı, kısaca hatırlatayım size.
"Zaman zaman milletvekillerimiz geliyor, ödenek talebinde bulunuyorlar. Efendim, yatırım bütçesine bazı katkılar istiyorlar. O olmadığı için de arkadaşlarımız kızıyor." demişlerdi. Biz de, tabii ki Devlet Planlama Teşkilatının yeniden yapılandırılmasını, stratejik plan çerçevesinde Türkiye'ye gerçekten strateji üreten, fikir geliştiren, politika geliştiren bir kurum hâline gelmesini, bu çerçevede yeniden yapılanmasını talep ediyorduk. Ama bu yapılanla maalesef bakanlık hâline getirilmeyle hafızası ortadan kaldırılmış olacak çünkü sizler zaten 666 sayılı KHK'yla bütün kariyer uzmanlıklarını da yerle bir ettiniz. Sadece DPT değil, Hazinede de diğer kurumlarda da onun da altyapısı hazırlanmış oldu. Böylece, herkes normal bakanlık hâline geldi.
Tabii, burada başka hususlar da var, sadece bu kurumun ölmesi söz konusu değil. Bununla beraber bazı şeyler gidiyor. Ne yapardı DPT? Planı hazırlardı, programı hazırlardı, yatırım programını hazırlardı.
Şimdi, bakıyoruz, biz bütçe tartışmaları sırasında bir şeyi fark ettik -Maliye Bakanımız burada değil ama- kesin hesapla ilgili. 2010 yılı Kesin Hesabında yedek ödeneklerle ilgili bir rakam var. Biz normalde 500 milyon öngörmüşüz. Dönem sonu gerçekleşmesi ne kadar hiç bilen var mı, haberiniz var mı? Yok. Biz de sonra ararken bulduk çünkü. 20,9 gözüküyor 21 milyar toplam yedek ödenek kapsamında bütçeden başka yatırımlara aktarılan.
Bunu niye söylüyorum? Sayın Bakana sordum -süreç içerisinde geldi- ne kadarı, bunun ayrıntısı nedir diye. Maddelerde görüşürken bunun ayrıntısına değineceğim ama burada neden önemli? Bizim Meclis olarak, Plan ve Bütçe Komisyonu olarak kendilerine vermiş olduğumuz ve DPT'nin yapmış olduğu yatırım tahsislerine aykırı olarak burada Maliye Bakanlığı kendi bütçesinin üçte 1'inden fazlasını başka ödeneklere, başka yatırımlara, başka giderlere aktarıyor.
Şimdi, burada, herhangi bir yatırım tahsisinden veya bütçe hakkından bahsetmek mümkün mü? Siz burada rakam onaylıyorsunuz, orada birtakım siyasi mülahazalarla falancaya şu kadar aktaralım, filancaya bu kadar aktaralım diye kurumlara ve bakanlıklara maalesef aktarma yapılıyor. Gerçekten bu çok vahim bir durum.
İsterseniz bir rakam daha vereyim, mukayese edin Meclisin hakkı nasıl gasp ediliyor. 2010 yılında cari fiyatlarla toplam yatırım ne kadar? 44,5 milyar. Yani üçte 1'i kadar, toplam kamu yatırımlarının üçte 1'i kadarını Maliye Bakanı kendi takdiriyle dağıtıyor. Burada bir bütçe hakkının gaspına ilave olarak verilen yetkinin de kötüye kullanılması söz konusu. Maalesef, Meclisin zaten bir parmak kaldırma hakkı vardı demiştim, onu da kanun hükmünde kararnamelerle gasp ettiniz. Size parmak kaldırmayı dahi sormuyor. Sayın Başbakan imzayı atıp gönderiyor. Biz de burada Plan Bütçe Komisyonu olarak etkisiz hâle geldik. Biz burada bütçe yapıyoruz, DPT program hazırlıyor, yatırım programı hazırlıyor ama Maliye Bakanı bir imzayla o bütçenin üçte 1'ini, toplam kamu yatırımlarının üçte 1'ini oradan aktarabiliyor. Böyle bir şey olmaz. 2011'i bilemiyoruz, o rakamları da sorduk, ayrıntısı henüz gelmedi -ama 2010 rakamları- ki ayrıntılı olarak kamuoyuna bunların açıklanması gerekiyor, Sayıştaya hesap verilmesi gerekiyor. Sayıştayın uygunluk bildirimine bakıyoruz, Sayıştay zaten çoğu kurumları denetlememiş, hesap üzerinden uygunluk bildirimi vermiş. Yeniden yapılanma var orada da. Bu yeniden yapılanma bize çok pahalıya mal oluyor, kurumlar arasındaki koordinasyonsuzluğa mal oluyor.
Değerli arkadaşlar, bu arada başka bir şey daha söylemiştik: Orta Vadeli Plan'ın hazırlanması. Arkadaşlarımız dile getirdi. Biz şakayla karışık söylüyorduk "Bari, bunu ekimde yapıyorsunuz, kanunu buraya uyduralım." diye. Yine kanun hükmünde kararnamenin birinin arasına arkadaşlarımız eklemişler. Şimdi eylül sonuna? Eylül başında, ortasında, en geç eylül sonunda olacak. Yani fiilî durumu, kanunu biz kendimize uydurmuşuz ve alakasız bir şekilde, Maliyeyle ilgisi olmayan, bütün Maliyenin elemanlarının, kontrolörlerinin, denetmenlerinin de içinde olduğu bir şeye, hukuk işlemlerine ait bir kararnamenin içerisine bunları da sokuşturmuşuz, araya araya zor buldum. O da hemen, eylül olmuş. E, şimdi, bakıyorsunuz, mayısta DPT'nin KHK'sı çıkmış, orada hâlâ "mayıs" yazıyor. Yani haziran ayında çıkarılan, daha henüz KHK döneminde çıkarılan herhangi bir şey yok; bütçenin başında, ekim sonunda Maliye Bakanına soruyoruz, o da bir şey söylemiyor; iki gün sonra, 2 Kasımda herhangi bir şeyin arasına sokuşturulmuş.
Şimdi, burada, DPT'nin anlamı kalmadığı için kapatmış oldunuz. Hakikaten de eğer bizim yaptığımız şeyler, burada çıkardığımız kanunlar bir işe yaramayacaksa, sizin kendi çıkardığınız kanunlar? 5018 sayılı Kanun burada. Bütçe hakkı var maddelerde, ödeneklerin nasıl aktarılacağı var, 23'üncü maddesinde yedek ödeneklerden bahsediyor, 21'de aktarmalardan bahsediyor, 11'de ilkelerden bahsediyor. Meclisin bütçe hakkı en önemli hak. E, dolayısıyla bizim burada bu yapıyla bu sorunları çözme şansımız yok.
Tabii ki, burada, ekonomideki sorunları peki nasıl çözeceksiniz? Kendi çıkardığınız kanuna, yönetmeliğe, hazırlanan tüzüklere uymazsanız bunu nasıl yapacağız? "Ekonomide yeniden yapılanma" diye diye dilimizde tüy bitti. Bizde, bütün beyannamelerimizde, Parti Programı'mızda var. E, şimdi bir yeniden yapılanma yaptınız. Bu yapıyla koordinasyonu sağlamak mümkün mü? Ekonomi Koordinasyon Kurulu kurmuşsunuz.
Şimdi, bakıyoruz, Kalkınma Bakanlığı burada, Sayın Bakanım da gelmiş, Gümrük Ticaret de burada. İkisi geldiler. İlave olarak Ekonomi Bakanlığı var, Bilim, Sanayi ve Teknolojinin sanayi kısmı var, bir de Başbakan yardımcılığı var, ekonomiden sorumlu.
Şimdi, böyle çok başlı bir yeniden yapılanma olur mu? Milliyetçi Hareket Partisi de "Ekonomi bakanlığı" kurulsun dedi. Bizim de o konuda önerilerimiz var, yeni de değil. Ama buradaki Ekonomi Bakanlığının, değerli arkadaşlar, farklı yapıda olması gerekiyor. Buradaki Ekonomi Bakanlığı o şekliyle bizim bir işimize yaramaz. Ekonomi Bakanlığının içinde ekonomi yok, dış ticaret bile yok, sadece ihracat var kısmen, Eximbank yok, gümrük burada Sayın Yazıcı'da. Şahsa göre bir bakanlık yapılandırması oluşturmuşsunuz. Evet, biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak, 2011 Seçim Beyanname'mizde de yer aldığı şekilde "Ekonomi yönetiminde yeniden yapılanma." dedik, "Ekonomi bakanlığı kurulsun." dedik. Ama nasıl olması gerekiyordu? Burada bütçenin gelir ve harcamalara ilişkin uygulama kısmı Maliye Bakanlığında. Sanayi ve iç ticaret ile dış ticaretin geliştirilmesine ilişkin uygulama, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ayrı olacaktı. Onun dışında, ekonomik politikaların uygulanması, borç yönetimi, özelleştirme, kamu bankaları, SPK, BDDK, Merkez Bankası, diğer kurumların Ekonomi Bakanlığında olması lazım. Bir de Başbakan yardımcılığı var. Hepsinin üzerinde her kafadan bir ses çıkıyor. Birisi "Harcayalım." diyor, öbürü "Harcamayalım" diyor, birisi "Faizleri düşürelim." diyor, öbürü "Düşürmeyelim." diyor. Bunun üstüne Merkez Bankası Başkanı çıkıyor, başka bir şey söylüyor.
Bu kafayla bizim ekonomiyi yönetmemiz ve bu krizin etkilerini en aza indirmemiz maalesef mümkün değildir değerli arkadaşlarım. Bu dağınıkla yapısal reformlar gerçekleştirilemez. Bu yönetim anlayışıyla, kafa karışıklığıyla yapısal sorun demeye başladığınız cari açık çözülemez. Bu anlayışla istihdamı artıracak, işsizliği azaltacak "istihdam dostu, yüksek teknoloji tabanlı" dediğiniz "istihdam odaklı büyüme stratejisi" uygulanamaz. Çünkü herkesin bakışı farklı, bakanların ilgi alanları farklı ve maalesef koordinasyonsuzluk var. Alınan kararlardan bunlar anlaşılıyor, alınamayan kararlardan da anlaşılıyor. Çünkü bir uzlaşma sağlanamıyor veya alınan bir karar bir süre sonra hemen başka bir kararnameyle, başka bir kanun teklifiyle değiştirilme yoluna gidiliyor. Maalesef burada bizim adımıza denetim yapması gereken Sayıştayca da bu yıl da, -önümüzdeki yıl içerisinde ancak herhâlde başlayacaklar- 2011'de de geçiş dönemi diye bazı denetimler yapılmadı, eğitimlerle geçiştiriyorlar.
Birkaç cümle de Türkiye İstatistik Kurumuyla ilgili söylemek istiyorum, vaktim daralıyor. Sayın Başkan burada, Komisyonda da söyledik, istatistik anlamında ciddi sıkıntımız var. Öncelikle hemen belirteyim, az önce söylediğim bakanlıkların yeniden yapılandırılması? Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi arkadaşlarımız burada. Bakıyoruz şimdi, Bakanlığın ismi değişmiş. Önümüzdeki yıl biz yan yana o bütçeleri göremeyeceğiz. Bu yıl da şimdi göremiyoruz, kesin hesaptan bakarak görüyoruz. Bakanlığın adı değişmiş: Gümrük ve Ticaret Bakanlığı. Ee, iyi. Peki, geçen sefer neredeydi? Gümrük Müsteşarlığında. Şimdi ben o bütçeleri nasıl mukayese edeceğim? Sayın TÜİK Başkanımız bu bakanlıkların kurumlarını Maliyeyle beraber en azından bakabilirse geçmişe yönelik bir mukayese?
İki: Bütün kamu kurumlarında bir veri kargaşası var, bunların bir tekdüze hâle getirilmesi lazım. Kamu kurumları arasında, şimdi anlatacaklar, yok anlaşma var, yok veri paylaşımı var ama uygulamada maalesef sıkıntı görüyoruz. Bunların bir tekdüze hâle getirilmesi, mukayese edilebilir hâle getirilmesi ve şeffaf bir şekilde bilgilerin kamuoyuyla paylaşılması gerekiyor.
Diğer bir husus, yine GAP'la ilgili de bir iki cümle söylemek istiyorum. Arkadaşlarım ayrıntısına değinecekler ama çok yavaş ilerlediğini rakamlardan gördük. Maalesef 2013'e, planlandığı gibi, bitirilme şansı yok. Yapılan ödenekler yetersiz kalıyor ne kadar aktarsak da. Bu konuda da bir siyasi irade gösterilmesi ve eksik projelerin bir an önce tamamlanması gerekiyor. Ayrıca bununla bağlantılı kalkınma ajansları da maalesef başlangıçtaki o kuruluş felsefesi amacına uygun çalışmıyor. Şu anda beklenen sonuçlar, bölgeler arası gelişmişlik farklarını gidermek üzere yapılacak çalışmalar yetersiz kalıyor. Bu ajansların yapısının ve işleyişinin de yeniden gözden geçirilerek bölgeler arası gelişme farklarını azaltması gerekiyor.
Kısacası, bu anlayışla, bu kafa karışıklığıyla, bu dağınıklıkla Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmetinin yapısal sorunları çözmesi, Türkiye'nin temel sorunları olan cari açık sorununu, işsizlik sorununu ve özel kesim borç sorununu ve riskini önlemesi mümkün değildir diyorum ve bütçenin hayırlı olması dileğiyle hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Günal.