GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:25
Tarih:04.12.2025

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Ben destek vereyim Sayın Selçuk Özdağ'a, bıraktığı yerden devam edeyim, cümle yarım kalmasın.

Alınan o karar çok ciddi bir infial yarattı. Zira, enflasyonun altında ezilen çok ciddi bir kesim var ve öyle bir algı yaratıldı ki belli bir kesime ciddi bir seyyanen zam yapılıyor ve onun dışındaki çok büyük bir kesim de bundan istifade edemiyor, bu da ciddi bir mağduriyet yaratıyor, memurlar arasındaki makas açılıyor. E, mühendisler var, onlar da kendilerini uzman olarak görüyorlar gibi, gibi, gibi... Yani bu konu çok tartışmaya açık, herhâlde siz de cümleye böyle devam edecektiniz, ben omuz atmış olayım.

SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Konuşacağım, bugün maddede konuşacağım.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Evet, ekonomi, tabii, bütün vatandaşlarımızın en öncelikli konusu fakat geçtiğimiz haftalarda yapılan tüm araştırmalarda neredeyse ekonomiyle çok yakında yer almayan adalet arayışı da artık Türkiye'de milletin birinci gündemi hâline gelmiş durumda. Birazdan oraya da geleceğim ama ekonomiyle ilgili verileri paylaşmışken bir iki rakamı da ben sizle paylaşmak istiyorum zira 2026 bütçesini konuşuyoruz. Tükenmiş bir iktidarın tükettiği milletin bir tükeniş bütçesiyle karşı karşıyayız. Niye böyle söylüyoruz? İşte, enflasyon rakamını az önce söyledik, Kasım ayı 0,87 çıkmış yani yüzde 31. Çıkın sokağa, sorun vatandaşa, kim hissediyor Kasım ayındaki enflasyonun yüzde 0,8 olduğunu? Bir başka rakam açıklandı, büyüme rakamı yüzde 3,7 bir önceki yılın üçüncü çeyreğine göre ama bir önceki çeyreğe baktığınızda yüzde 1,1 büyümüş. Güzeldir büyümek ama nasıl büyüdüğünüz önemli, nasıl büyümüşüz biliyor musunuz? Tamamen inşaata dayalı büyüme. Mesela, tarımdan gelen hiçbir büyüme oranı yok, inşaattan gelen büyümenin de çarpıcı bir rakamını paylaşayım sizinle. 138 milyon metrekare konut yapılmış 2024'te, 180 milyon metrekare de ruhsat verilmiş yani büyümenin ana lokomotifi bir değer üretmeyen, katma değeri olmayan sadece yap babam yap inşaat durumu. Ha, buna karşılık da ne hikmetse ne inşaatla beraber bu ev fiyatlarında, ev kiralarının azalmasında herhangi bir olumlu ivme görüyoruz ne de farklı bir durum görüyoruz orada. Dolayısıyla ekonomiyle alakalı çok ciddi sıkıntı var, bütün bu yaşanan sıkıntıların altında özellikle çocuklarımız etkileniyor. İşte, Dilovası'nda olan yangın, burada maalesef az önce bir konuşma dinledik ama bizi tatmin edecek hiçbir şey duymadık. 7 vatandaşımız hayatını kaybetti, bunların içinde 3'ü de çocuk ki daha geçen ay dünya çocuk haklarıyla ilgili ben burada başka rakamları paylaşmıştım yani ayağına ayakkabı alacak bir çift fazla ayakkabısı olan çocuklarımızın oranı yüzde 50'nin maalesef çok altında. Her alanda çok ciddi sıkıntı yaratmış durumda ekonomideki bu kötü gidişat.

Yine, rakamlar açıklarında açlık sınırı 30 bin lirayı aştı, 30 bin 327 lira oldu, yoksulluk sınırı 97 bin 159. Şimdi, bu rakamlara baktığınız zaman, asgari ücrete zam oranları tartışılıyor ya, asgari ücrete yüzde 30 zam yapsanız bile asgari ücretli yüzde 2,8'le açlık sınırının altında bir oranla başlayacak hayatına, bu zammı yüzde 20'de tutarsanız eğer o zaman da yıl sonunu açlık sınırının yüzde 20 altında bitirecek.

Dedim ya az önce, ekonomi birinci önceliğiydi vatandaşın ama artık adalet arayışı en az ekonomi kadar yüksek çıkıyor bütün araştırmalarda. Az önce Kars Milletvekili adliyelerde olan bu yolsuzluk ve can sıkıcı hadiselerden bahsetti. Ben de bir ilave yapayım: Büyükada'da emaneti teslim edilmiş 12 silahtan 9'u kayıp, bununla ilgili soruşturma başlatılmış yani Büyükçekmece'deki kayıplardan bahsediyorduk, şimdi de Büyükada'da böyle bir olay olduğu bilgisini de sizlerle paylaşayım. Cumhuriyet Başsavcılığı suç eşya emanet deposunda 12 adet silah ruhsatı... Burası adliye ya, adliye, adliyeden bahsediyoruz.

Şimdi, hukukla ilgili sıkıntının vardığı büyük boyut şurası: Bakın, ben geçen gün de bahsettim, bir Tayfun Kahraman konusu var. Anayasa Mahkemesi esastan bozmuş, Anayasa Mahkemesi demiş ki: "Bu alınan karar esastan yanlıştır."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Bundan önce Anayasa Mahkemesinin bozduğu kararların birçoğu usulle alakalı oldu, tutuklama şekliyle alakalı oldu ama bu sefer esastan bozulan karara 12. ve 13. Ağır Ceza, her ikisi de "Biz buna uymayacağız." diyor. Şimdi, arkadaşlar, bakın "Anayasa Mahkemesi kararlarına uymayacağız." demek Anayasa'nın hâkim olduğu bir ülkede Anayasa'ya kafa tutmaktır, anayasal düzene baş kaldırmaktır. Böyle bir şey olabilir mi? Yani Anayasa'ya bireysel başvuru hakkını veren devlet Anayasa Mahkemesinden çıkan kararı uygulamıyorsa bunun ne anlamı kalır ya? Kaç yıl olmuş, içerde ve bununla beraber daha onlarca, yüzlerce örnek var. Biz bunları milletvekili olarak gündeme getirmek zorundayız, bu ülkenin bir vatandaşı olarak gündeme getirmek zorundayız, siyasetçi olarak gündeme getirmek zorundayız. Kimse yanlış anlamasın "Niye yargılanıyor?" demiyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Herkes yargılanabilir, herkes soruşturmaya tabi tutulabilir ama herkes eşit yargılanır. Üstlerinin, bir yöneticinin, astlarının attığı imzadan dolayı eğer siz üstlerini tutukluyorsanız, bir olayda öyle hareket edip başka bir olayda farklı hareket edemezsiniz. Burada yargı bağımsız hareket etmeli ve tarafsız olmalıdır.

Bunu da gündeme getirmek ve takipçisi olmak hepimizin görevidir diyorum, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.