GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:25
Tarih:04.12.2025

UMUT AKDOĞAN (Ankara) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu ülkeyi kurtardığında ve yeniden kurduğunda doğan her iki çocuktan 1'i ölüyordu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu ülkeyi kurtardığında ve yeniden kurduğunda nüfusumuz 13 milyondu, bu 13 milyon nüfusun 11 milyonu köyde yaşıyordu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu mucizeyi gerçekleştirdiğinde ülkemizde 40 bin köy vardı, 40 bin köyün 37 bininde okul yoktu. Okula gitme çağındaki her dört çocuktan 1'i ancak okula gidebiliyordu, 4 çocuktan 3'ü okula dahi gidemiyordu. Ülkemizin kurtuluş ve kuruluş yıllarında 1 milyon kişi frengiydi, 2 milyon kişi trahomdu, 3 milyon kişi sıtmaydı ve bu zorluklarla boğuştuğumuz o günlerde eczacı, doktor ülkede toplam 400 kişi vardı. Bunları niye söylüyorum değerli milletvekilleri? Bu memlekette bir cevher var, bu memleketteki cevher yüzyıl önce kurtulmamızı ve yeniden dipdiri kurulmamızı sağlamış ancak cevher yetmez, cevheri mücevhere dönüştürmek için işlemek gerekir. İşte bugün iktidarın yapamadığı şey bu cevheri mücevhere dönüştürmektir. (CHP sıralarından alkışlar) Siz sadece o cevherin sahibi olan yurttaşlarımızın sırtına vergi yükünü yükleyerek bu memlekette bazı şeyleri çevirebileceğinizi zannediyorsunuz ve bakın, o günkü koşullarda, 1923 yılında dolar 1,69 lira, on üç yıl sonra bu koşullara rağmen kurulan memlekette dolar 1,29 lira; enflasyonla da mücadele edilmiş, dolar da düşürülebilmiş çünkü o günün kadroları ile bugünün arasında bir fark var, liyakat, en başta liyakat. İki, o günün kadroları, bu şartlar altında bu memleketi kuran kadrolar namuslu ve ahlaklı kadrolar. Dolayısıyla ne oluyor? Bir, öncelik sıralaması doğru belirleniyor. İki, belirlenen önceliğe göre yapılan iş mutlaka doğru finansman yöntemiyle yapılıyor. Üç, hiçbir şekilde, en ufak bir arsızlığa, hırsızlığa, yolsuzluğa müsaade edilmiyor. İşte, değerli milletvekilleri, bugün topladığımız bu vergi, bu vergiler maalesef, biraz önce saydığım 3 ana maddeye kurban ediliyor.

İçinden geçtiğimiz bu durumda, bana sorarsanız, en önemli işlerden bir tanesi de sizin sokağın sesini artık duyamıyor olmanız, sizin saraylara kapanmış olmanız, sizin odalarınızdan çıkmıyor olmanız, şuradan çıkıp Kızılay'dan bir Sıhhiye'ye kadar yürüyemiyor olmanızdır. Sokağın sesini duyarsanız ve hukuka saygı gösterirseniz bu memleket düzelir ama artık sizin için çok geç, sizin için, bunu yapmak için artık çok geç.

Ne diyor Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu: "Ekmek, aş bulunabilir, temele taş bulunabilir, devlete baş bulunabilir, adalet gecikmez, tez verilmedi." İşte, siz bu adaleti; bırakın erkenini geçini, vermemeye yemin etmişsiniz. Dolayısıyla, ne kadar vergi toplamış olursanız olun, bu işin içinden çıkmanız mümkün değildir.

Adalet tez verilmediği için, adalet hiç verilmediği için bugün karşı karşıya kaldığımız şey şudur: Bir, cebimizdeki para alınıyor. İki, sokaktaki huzur çalınıyor. Üç, artık sandığa güvenilmiyor çünkü bu ülkede Cumhurbaşkanı adaylarından 1 tanesi sarayında yaşarken Cumhurbaşkanı adaylarından diğeri 12 metrelik hücresinde yaşamak zorunda kalıyor.

Değerli milletvekilleri...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

UMUT AKDOĞAN (Devamla) - Hemen tamamlayacağım.

BAŞKAN - Süre vermiyoruz.

UMUT AKDOĞAN (Devamla) - Bir dakika da mı yok?

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)