| Konu: | 2012 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2010 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 35 |
| Tarih: | 12.12.2011 |
AK PARTİ GRUBU ADINA SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Ekonomi Bakanlığı 2012 yılı bütçesi üzerine AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşvik, yatırım, üretim, ihracat ve markalaşma zincirine bütüncül bir şekilde yaklaşmamıza imkân tanıyan Ekonomi Bakanlığımızın hayırlı olmasını diliyorum.
Değerli milletvekilleri, Amerika Birleşik Devletleri konut piyasasında başlayıp finansman piyasalarına, oradan da reel ekonomilere yayılan finans krizinin ardından 2011 yılının ilk yarısında küresel mali krizin sona erdiğinin konuşulmaya, yazılmaya başlandığı bir süreçten küresel ekonomideki risklerin yeniden arttığı bir döneme girdik. Küresel finans kriziyle mücadele sürecinde gelişmiş ülkelerin uygulamış oldukları genişletici para ve maliye politikaları sonucunda bütçe açıkları ve kamu borç stoku oranları önemli seviyelere ulaşmış, borçların çevrilebilirliğine ilişkin endişeler artarak ekonomilerde önemli bir kırılganlık yaşanmıştır.
Yaşanan bu gelişmeler sonucunda bugün küresel ekonominin ana gündeminin Avrupa Birliği ve özellikle avro bölgesi ekonomilerinde yaşanan büyük oranda kamu maliyesi kaynaklı bu sıkıntılar oluşturmaktadır. Ayrıca, Libya, Mısır, Suriye başta olmak üzere, Tunus, Bahreyn, Yemen gibi Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde yaşanan siyasal çalkantılar petrol fiyatlarında da büyük yükselişe neden olmuştur. Bu durum ülkemiz açısından da, hem enerji ithalatımızda hem de ihracatımızda olumsuz etkileri olmuştur. Gelişmiş ülkeler 2011 yılında son derece zayıf bir performans göstermiş, dünya ekonomisinin performansında gelişmekte olan ülkelerin rolü artmış ve gelişmekte olan ülkeler 2010 yılında yüzde 7,3 oranında büyümüşlerdir.
Küresel ekonomiyle ileri düzeyde bütünleşmesinin doğal bir sonucu olarak Türkiye ekonomisi kriz döneminde birçok ülkede olduğu gibi daralma yaşamıştır. Ancak ekonomimiz güçlü bankacılık sistemi, düşük borç oranları, disiplinli bütçesi ve artan dış ticaretiyle ve 2010 yılındaki yüzde 9'luk büyüme oranıyla en hızlı büyüyen ekonomiler arasında yer alma başarısını göstermiştir. Ekonomik performanstaki iyileşme büyümenin yanı sıra istihdam oranlarıyla sanayi üretim endeksindeki iyileşmeden de görülmektedir. 2009 Şubat döneminde yüzde 16'ya kadar yükselen işsizlik oranı, ekonomideki hızlı toparlanma ve üretim artışı sonucunda 2010 yılında 11,9'a, 2011 yılı Ağustos dönemi itibarıyla da 9,2'ye kadar gerilemiştir. Türkiye'de istihdam hacmi tarihinin en yüksek düzeyine ulaşmıştır. Sanayi üretim endeksi de 2011 yılı Ocak-Ekim döneminde yüzde 9,7 oranında artmış bulunmaktadır.
Ülkemizin ekonomik performansına benzer bir şekilde krizin ardından da dış ticaretimiz de yeniden ivme kazanmıştır. 2008 yılında 132 milyar dolar ile rekor kıran, 2009 yılında küresel ekonomik krizin etkileriyle 102,1 milyar dolara kadar gerileyen ihracatımız, 2010 yılında 113,9 milyar dolara ulaşarak orta vadeli programda yer alan 111,7 milyar dolarlık ihracat hedefinin de üzerine çıkmıştır. 2011 yılı Ocak-Ekim döneminde geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre ihracatımız yüzde 20,2 artarak 111, 4 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.
Avrupa'da hükûmetler devrilirken Türkiye, bölgesinde bir istikrar abidesi olarak yükselmiştir. Ekonomi alanındaki bütün bu başarılar ve ihracattaki yüzde 20,2'lik artış en büyük ihracat pazarımız olan AB ile Orta Doğu ve Kuzey Afrika'daki krizlere rağmen yakalanmıştır. İhracatımızda katma değerin ve teknolojinin artırılması, kalıcı ihracat artışı için son derece önemlidir.
Türkiye son yıllarda marka ve endüstriyel tasarım başvurularında Avrupa'nın en çok başvuru yapılan ilk üç ülkesi arasına girmiştir. 2010 yılında patent ve faydalı model başvuru sayıları tarihimizde ilk defa 11 bini geçmiştir. Şirketlerimizin inovasyon alanındaki başarıları ve ilgili kurumların bu alandaki desteği ile ihracatımızdaki ileri teknoloji ürünlerinin payının artacağına inanıyorum.
Bu noktada, cari işlemler açığına yönelik kalıcı çözümler üretmek, plan ve stratejiler geliştirmek üzere Ekonomi Bakanlığı bünyesinde kurulmuş olan İhracata Dönük Üretim Stratejisi Değerlendirme Kurulu kapsamında girdi tedarik stratejisi çalışmaları yürütülmektedir. Uzun vadeli bu stratejiyle ihtiyaç duyulan girdilere en uygun şartlarda uygun fiyatlarla sürdürülebilir olarak erişim imkânının sağlanması, girdi tedarikinde mümkün olabildiğince atıl kalan iç kaynaklara yönelip ithalat bağımlılığının azaltılması ve kaynak verimliliğini sağlayacak ihracatçının rekabet gücünü artıracak çözümlerin üretilmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca bu stratejinin, değişen dünya koşullarına ülkemizin göstereceği uyum yeteneğini artıracağına inanıyoruz.
Saygıdeğer arkadaşlarım, önümüzdeki dönemde de üretim ve ihracata dayalı büyüme modelinin gereklerine göre ekonomi politikaları ve tedbirleri geliştirerek ülkemizin refah seviyesini artırmaya devam edeceğiz.
Ekonomi Bakanlığının bütçesinin ülkemiz için hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)