| Konu: | NÜKLEER TERÖRİZMİN ÖNLENMESİNE İLİŞKİN ULUSLARARASI SÖZLEŞMENİN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 66 |
| Tarih: | 15.02.2012 |
CHP GRUBU ADINA MUHARREM İNCE (Yalova) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlarım, yirmi dakikayı dolduracak değilim. Salonda sükûnet sağlandığında üç dakikada derdimi anlatacağım. Onu bekleyeceğim ama, onu bekleyeceğim? Siz bilirsiniz, yirmi dakika sürem var...
BAŞKAN - Buyurunuz Sayın İnce, devam ediniz lütfen.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) - Sayın İnce, bize verdiğiniz bir söz var, hangisini tercih ederseniz.
MUHARREM İNCE (Devamla) - Sözümü yerine getirmek istiyorum ama?
BAŞKAN - Sayın arkadaşlar dinleyeceklerdir sizi.
Buyurunuz.
MUHARREM İNCE (Devamla) - ?herkes ayakta değil, lütfen sessizce dinlerlerse bir şey anlatacağım.
BAŞKAN - Buyurunuz.
MUHARREM İNCE (Devamla) - Şimdi, değerli arkadaşlarım, yasama, yürütme, yargı, işte dördüncü güç basın. Bir beşinci güç daha var, o uzlaşma kültürü. Bakın, Mandela -Güney Afrika'da yıllarca ırkçılık yaşanıyor- ve siyahlar iktidara geliyor, yüzde 62 oy, 257 milletvekili çıkarıyorlar. Yıllarca beyazlardan çekmiş olmalarına rağmen, Ulusal Partiden çok çekmiş olmalarına rağmen -Ulusal Parti yüzde 20 oy alıyor, 82 milletvekili çıkarıyor- Mandela, asla bir iktidar şımarıklığı içerisine girmiyor, diyor ki: "Bu ülke yıllarca gerilimden, ırkçılıktan çok çekti, şimdi Ulusal Partiyle bir koalisyon kuracağız." İşte bu demokrasinin gücüdür, uzlaşma kültürüdür.
Şimdi, bakın, beş saatte bir uluslararası anlaşmayı geçirdik, değil mi, beş saatte. Yani iktidar, muhalefetin sesini kısmak isterse, İç Tüzük'ü değiştirmek isterse, muhalefet kendine yeni yollar bulur.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) - Yani sesiniz kesilmez.
MUHARREM İNCE (Devamla) - Bakın, soru-cevap hakkımızı kullandık, her madde üzerinde konuştuk, karar yeter sayısı, yoklama istedik. Şimdi, uzlaşma olmazsa beş saatte bir uluslararası anlaşma geçiyor. Şimdi ise bakın, bir uzlaşma sağladık, göreceğiz, beş dakikada geçecek. Bunu hep birlikte göreceğiz. Bunu yapabiliriz istersek. Biz her şeye itiraz etmeyeceğiz, sizde de iktidar sarhoşluğu olmayacak.
Bakın, siz, Danışma Kurulu önerileri üzerindeki grup önerilerinde on dakikayı yok edelim, keselim buradan sesini; Meclis Başkanına yetki verelim usul tartışmasıyla ilgili? Bunları yapmayın.
Bakın, Sayın Bahçekapılı, biz geçmişte burada Türk Ticaret Kanunu'nu, Borçlar Kanunu'nu -iki bin dört yüz-iki bin beş yüz maddeydi bunlar- iki bin beş yüz maddeyi dört günde geçirdik. Ben size bu İç Tüzük tartışmalarında söyledim, "Bakın, yakında uluslararası anlaşmalar geldiğinde bunu size uygulamalı olarak göstereceğiz." dedim. Az önce bir maddede direndik. Niye direndik? Bunu uygulamalı olarak görün diye. Oysa bizim uluslararası anlaşmaya karşı gelmek gibi bir niyetimiz yok, kendimiz "evet" oyu veriyoruz. Şimdi, bakın, biraz sonra bu anlaşmayı hep birlikte geçireceğiz, oylayacağız.
Değerli arkadaşlarım, bakın, bunu yapmayın. Bizim burada onlarca karşı olduğumuz yasa vardı. Cumhurbaşkanının görev süresini biz onaylıyor muyduk? Hayır. Onlarca karşı olduğumuz yasa vardı, hiçbirinde kürsüye gelmedik ama İç Tüzük farklı. İç Tüzük bizim hukukumuz, buranın hukuku, bütün yasaların nasıl görüşüleceğini İç Tüzük söylüyor. Onun için kürsüye geldik, onun için "Söz hakkımızı kısamazsınız." deyip böyle bir eylem yaptık. Bu bir işgal falan değildir.
Bakın, yarın getireceğiniz MİT yasası? Toptan karşıyız, her gün televizyonlarda açıklıyoruz, bu kürsüden açıklıyoruz; yarın böyle bir eylemimiz olmayacak. Karşı olduğumuzu biliyorsunuz, bütün kanallarda bunu açıklıyoruz, bu kürsüden gelip açıklayacağız, İç Tüzük'ün bize verdiği bütün hakları kullanacağız, engellemek için uğraşacağız; Sayın Cumhurbaşkanı veto eder diye bekleyeceğiz; Anayasa Mahkemesi ne yapar, onu bekleyeceğiz.
Değerli arkadaşlarım, şunu bilmenizi istiyorum: Uzlaşma, zor iştir. Uzlaşma, Anayasa'da yazmaz, yasalarda, yönetmeliklerde yazmaz. Uzlaşma, bir ruh meselesidir. Uzlaşma, demokrasiye bir inanç meselesidir. Uzlaşma, onu yüreğinde hissetme meselesidir. Şimdi, bakın, bir uluslararası anlaşma geldi. Ben, işte beş dakikalık bir konuşma yapmışım -hep birlikte göreceğiz- BDP yok, MHP yanılmıyorsam bir konuşma yapmayacak, Cumhuriyet Halk Partisi, bizler de konuşma yapmayacağız. Bakın, beş dakika içinde bu uluslararası anlaşma geçecek. Uzlaşma kültürüyle çok şey çözülebilir.
Bakın, siz, sonra iktidarsınız. Taç giyen baş uslanır. Bence zafer sarhoşluğu içerisinde olmaktansa ülkenin sorunlarını çözmek, zaman zaman iktidarın sert eleştirilerine de katlanmak, zaman zaman haddini aşan açıklamalara bile katlanmaktır iktidar olmak. İktidar olmak böyle bir şeydir zaten, zor bir şeydir.
Teşekkür ediyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın İnce.