| Konu: | AVRUPA BİRLİĞİ BAKANI EGEMEN BAĞIŞ?IN, ŞAHSINA SATAŞMASI NEDENİYLE |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 35 |
| Tarih: | 12.12.2011 |
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) - Peki.
Sayın Başkan, sevgili arkadaşlar; Bakanımızı üzdüğüm için üzgünüm ama sadece benim sözlerimden bu kadar üzülmese iyi olur çünkü bu sözleri, bu kavramları karşı karşıya geldiği bütün uluslararası diplomatlarla, bütün uluslararası forumlarda dinliyor çünkü Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 550 sayılı Kararı şöyle diyor: "Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Türkiye tarafından işgal altında kalan kısmında yapılan karşılıklı büyükelçi atamaları ve anayasal referandum yapılması Kıbrıs'ın bölünmesi için yapılan ayrılıkçı hareketlerdir." Şimdi, ben bu kararı tekrar ediyorum. Ben, bu kararın hakikate daha denk düştüğünü bakanınkinden düşünüyorum. Kıbrıs halkının belli bir bölümü de böyle düşünüyor. Şimdi burada gururlanarak konuşmak yerine, çoktandır yaptığımız tarih tartışmalarını hatırlamaya davet ediyorum herkesi. 1930'larda Dersim'de olanlar için kim bilir ne kadar gururlanıyordu o zamanın bakanları? Ama şimdi, bir Başbakan o zamanın bakanları adına özür diliyor. Gelecekte, Kıbrıs Harekâtı'nın ne anlama gelmiş olacağı Türkiye tarihi açısından, dünya tarihi açısından belki başka bir gözle değerlendirilecektir. O zaman, bu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararına ve benim gibi düşünenlerin görüşlerine de müracaat etmek ihtiyacı olacaktır. O nedenle, bu Meclisin altında söylenmezse esas ayıptır düşünceler. Bu Meclisten başka bir yerde, başka yerlerde Bakanımız her gün Birleşmiş Milletlerde, Avrupa Birliği kulislerinde ya da oturumlarında yüzüne karşı bunların söylendiğini dinlemektedir ama burada bir milletvekilinin "Böyledir" demesinden gocunmaktadır.
AVRUPA BİRLİĞİ BAKANI EGEMEN BAĞIŞ (İstanbul) - Orada ağrıma gitmiyor, burada ağrıma gidiyor.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Devamla) - Hiçbir şey ağrınıza gitmesin. Koskoca bir dünyada yaşıyoruz, tarih her gün yeniden yapılıyor, yeniden kuruluyor. Sizin tarih yorumunuz belki de birkaç yıl sonra hiç, geçersiz olacak. Eğer Annan Planı gerçekleşmiş olsaydı, başka türlü konuşacaktınız belki de. O nedenle, böyle, görüşlerini dürüstçe, açıkça açıkladığı için insanları kınamak, takbih etmek yerine onunkinin de sizinki gibi bir görüş olduğunu kabul edip bu görüşü beğenmeyebilirsiniz ama buradan değer hükümleri üretemezsiniz, buna izin vermeyiz. Biz de sizin kadar bu Türkiye Cumhuriyeti'nin yurttaşıyız, istediğimiz gibi düşünmeye ve konuşmaya hak sahibiyiz. Özellikle bunu konuşacağımız yer Meclistir. Bundan ötürü kınanmamı kabul etmiyorum, aynen iade ediyorum.