| Konu: | DEVLET İSTİHBARAT HİZMETLERİ VE MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 67 |
| Tarih: | 16.02.2012 |
MUHARREM İNCE (Yalova) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Geçen yıl bu kürsüden bürokratları uyarmıştım: "Türkiye bir hukuk devletidir, iş ve işlemlerinizi buna göre yapın, parti devleti sevdalılarının siyasal emellerine alet olmayınız." demiştim. Yine bürokratlara "Dik durun, omurgalı durun, kurala uyun, korkmayın, kanunsuz emri, Anayasa 137'yi hep hatırlayın." demiştim. İşte, bugün hep birlikte görüyoruz. Hukukun silah olarak kullanılması durumunda mutlak olarak bumerang etkisi yapacağını herkes görmüş oldu. Şimdi, silah döndü ve kendilerini vurdu. Ey bürokratlar, geleceğinizi görün. MİT Müsteşarında olduğu gibi, suya yazılan sözlerin faturasının ne kadar ağır olduğunu herkes böylece görmüş olsun.
Bu ülkede yapılan hiçbir şeyin karşılıksız kalmayacağını herkes anlamıştır herhâlde. Burada pek çok milletvekili, pek çok hukukçu sayın milletvekili görüşlerini açıkladı. Ben size yakın siyasi tarihimizi bilen bir arkadaşınız olarak bir küçük örnek vermek istiyorum. Daha çok değil 2003'te, 2004'te, Meclis tutanaklarından okuyacağım şimdi size.
Hüsnü Ordu, Kütahya AKP Milletvekili diyor ki: "Dönemin ilgili Başbakan Yardımcısı Sayın Hüsamettin Özkan ve Devlet eski Bakanı Sayın Recep Önal'ın gerekli tedbirleri zamanında almayarak, görevlerini yerine getirmemek suretiyle Türkiye Halk Bankasının zarara uğramasına sebep oldukları, bu raporlarla ilgili yasal soruşturma izinlerini geciktirdikleri, savsaklandığı?" Yani soruşturma iznini geciktirdi, savsakladı diye, siz bu ülkede Başbakan Yardımcısını Yüce Divana gönderdiniz. Geciktirdi diye soruşturma iznini Başbakan Yardımcısını Yüce Divana gönderiyorsunuz, şimdi Başbakana o izni veriyorsunuz! Hiç göndermeyeceksiniz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Ne alakası var?
MUHARREM İNCE (Devamla) - Kanun çıkarıyorsun. Sen daha neye oy verdiğini bilmiyorsun. Neye oy verdiğini bilmiyorsun. (CHP sıralarından alkışlar)
O zaman "İzin vermenin geciktirilmesi bile suçtur, yargılanmayı gerektirir." dediniz burada. Meclis zabıtlarına bakarsanız bunları görürsünüz. Şimdi, siz, Başbakana böyle bir yetkiyi vererek davayı durdurabilirsiniz ama suçu ortadan kaldıramazsınız, er ya da geç hesap ödenecektir. İzin vermeyen işlemle hukuksal süreç tamamlanmaz çünkü kuvvetli suç şüphesi savcı tarafından tespit edilmiştir. Kuvvetli suç şüphesi oluşturan fiili kamu görevlileri işlemiştir.
Sayın milletvekilleri, suç şüphesi taşıyan fiil MİT Müsteşarı için ne ağırlık taşıyorsa Başbakan için de aynı ağırlığı taşımaktadır.
Tüm siyasetçilere sesleniyorum değerli milletvekilleri, adalet topaldır ama asla kör değildir.
Şimdi, ben size bir öneride bulunayım. Bakınız, hatta bu önerimi dinleyen milletvekili, Recep Özel'i bile sollayacaktır, Başbakanın gözünde öyle bir yücelecektir ki "Sana helal olsun, bizim Recep bile bunu düşünemedi, sen beni bu kadar nasıl da koruyorsun." diyecektir. Önerim şudur: Geçmişte TÜBİTAK Kanunu görüşülürken şöyle bir madde vardı: "TÜBİTAK Başkanını bir kereye mahsus Başbakan atar.", "RTÜK Başkan ve üyelerinin yargılanmasına bir kereye mahsus Başbakan izin verir." Şimdi, bakın, bir yürekli AKP milletvekili arıyorum, Başbakanın gözünde çok yücelecek. Bir geçici madde ihdasında bulunsun, komisyon otursun ya da bu geçici maddeye bir fıkra önergesi versin, "Bir kereye mahsus Başbakan yargılanamaz." önergesi versin. (CHP sıralarından alkışlar) Ancak bu kurtarır.
Bunun haricinde, Hakan Fidan'ı kurtarabilirsiniz, bunun haricinde bir maddeyle Başbakanı asla kurtaramazsınız diyorum, sabahın bu saatinde yüce Meclise saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın İnce.