| Konu: | YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 86 |
| Tarih: | 30.03.2012 |
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; elbette herhangi bir büyüğün, geçmişte memleketimize, milletimize, dilimize, devletimize, istiklalimize ve istikbalimize katkı ve ilave yapmış, kültürümüzü ve değerlerimizi asırlardan asırlara aktaran mekanizmaların içerisinde yer almış insanların isimlerini üniversitelere vermek veya bu tür kurum ve kuruluşlara vermek onlara gösterilecek vefanın bir yansımasıdır. Ancak burada böyle çok dar bir bakış açısıyla, fanatizmle ya da dogmatik bir yaklaşım tarzıyla, kendi önünü açanlara veya kendilerine şu veya bu biçimde ilave yapmış olarak görenlere "evet" deyip kendilerinin dışındakilere "hayır" demek ve onları, âdeta görmezlikten gelmek "Müktesebatın tamamını kullanmamak." anlamına geliyor.
Zaten burada bizim gördüğümüz bir şey var, onu yüksek sesle ifade etmek istiyorum. Herkes dünyaya kendi dar alanından bakıyor yani gözlerini açıp diğer insanları da içine alacak şekilde demokrasiyi, insan haklarını, adaleti, hukuku değerlendireceği yerde, kendisini merkeze koyarak, kendi değerlerini önceleyerek ve kendi egosuna ya da kendi çıkarlarına uygun bir biçimde bir yaklaşım içerisine giriyor. Yani biz, bu yasa tekliflerinin içerisinde, üniversiteye isim verilen tekliflerin içerisinde "Şeyh Edebali" ismini getirdik. "Şeyh Edebali" ismine kim, nasıl karşı çıkar, ben bunu anlayamadım bu Mecliste. Yani sizi siz yapan, bizi biz yapan, toprağı toprak yapan, varlığı varlık yapan bir insanın ismini siz Bilecik Üniversitesinden esirgiyorsunuz. Bunun hesabını nasıl vereceksiniz, ben merak ediyorum.
Hadi verdiniz; birtakım insanları ambalajlar içerisindeki söylemlerle avuttunuz ya da kandırdınız, vicdanınıza karşı nasıl vereceksiniz? Hem de üstüne üstlük "Ey oğul" diye başlayan sözlerini de sürekli dillerinizde tekrar ederek bunu yapacaksınız. Yani herkesin bir aynaya bakmasını kendisine öneririm.
"Bu memlekette teselliden nasibim yok, hazan ağlar baharımda.
Bugün hanümansız bir serseriyim kendi öz diyarımda." diyen Akif, işte bunu diyor, bu memleketin filozofu, düşünürü. Bu memlekete bağlı olan insanlara, bu memleketi memleket yapan insanlara biz hep hanümansız bir serseri duygusunu yaşatmışız.
"Kayna kayna Sakarya!
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya." diyor.
Şeyh Edebali eğer bugün yaşamış olsaydı eminim ki şunu diyecekti bizlere:
"Siz Garb'ın vefasız, kansız evladı.
Seraba, Garb'a çiğnettiniz de çıktınız hâki ecdadı."
Ve bunu altını çizerek söylüyorum, büyük bir yanlış yaptınız, bunun siyasi maliyeti de size olacak.
İkincisi: Alparslan Türkeş isminin bir üniversiteye verilmesi? İddia, ideal ve mefkûre ve bir milletin, bir toplumun, özellikle millî mukavemetini güçlendiren, millî hafızasına katkı yapan ve o toplumun kendi kendisine gelmesini sağlayan bir yaklaşım içerisinde olan ve bunun için de yaşadığı döneme damgasını vurmuş, bütün çileleri içselleştirmiş ve bu çilelerin üzerinden milletinin dinini, diyanetini yüceltmek için elinden gelen her şeyi yapmış olan bir insanın ismini vermemek ise, o da başka bir handikap, onu da kamuoyu değerlendirecektir.
Başka bir şey daha ifade edeyim: Bugün her tarafa Sayın Başbakanın ve Sayın Cumhurbaşkanının isimlerini veriyoruz. Sayın Başbakan ve Sayın Cumhurbaşkanı çok saygın insanlardır, memlekete hizmet yapmışlardır. Yaptıkları hizmet için kendilerine minnettarız. Onlarda hiç kuşku yok. Ancak üzerinde durulması gereken şey, belli bir siyasi blokun bunlar temsilcileridir. Ve hâlen Sayın Başbakan bugün bir siyasi partinin Genel Başkanıdır. Biz bu siyasi partinin Genel Başkanının ismini bir üniversiteye veriyoruz ve o üniversitede başka siyasi partilerin çocukları da eğitim göreceklerdir; o, işin de bir başka kısmı.
Bir de ne yapıyoruz: Şimdi, komisyonda Sayın Cumhurbaşkanının içinden çıktığı grubun üyelerinin oyuyla kabul edildi, geçti Abdullah Gül Üniversitesinin kurulması. Burada da geçecek, geçti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Yeniçeri, teşekkür ediyorum.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Burada da yine Sayın Cumhurbaşkanının içerisinden çıkmış olduğu siyasi partinin oylamasıyla, el kaldırmasıyla geçecek ve Sayın Cumhurbaşkanının önüne bu tasarı gidecek.
BAŞKAN - Sayın Yeniçeri?
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Abdullah Gül Üniversitesinin açılmasını istiyor musunuz? (AK PARTİ sıralarından "Evet" sesleri)
BAŞKAN - Sayın Yeniçeri, lütfen.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Altına "Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Üniversitesinin açılmasını istiyoruz." diyecek. Ve bu da ne kadar doğru olur bilmiyoruz.
Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)