GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:86
Tarih:30.03.2012

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; grubumuzun vermiş olduğu önerge üzerine söz almış bulunmaktayım. Heyetinizi selamlıyorum.

Konuşmama geçmeden önce, kırk yıl önce, demokratik bir ülke ve özgür bir gelecek için yaşamlarını ortaya koyan Mahir Çayan ve yoldaşlarını saygıyla anıyorum. Haklı mücadelelerinin mutlaka zafere ulaşacağını buradan belirtmek istiyorum.

Tabii, burada tartışmış olduğumuz konunun aslında ana eksenini çok fazla ortaya koyamadık diye düşünüyorum. Bütün dünyada eğitim, sağlık, kültür, sanat, sporla ilgili genel toplumsal ve sosyal yaşamı etkileyen bütün alanlarda yetkinin yerellere devri, yerinden yönetimin esas alınmasıyla ilgili süreçlerin işletilmesi demokrasiyi geliştiren önemli bir unsur iken biz bütün bu alanlarda çözümü buradan, Ankara'dan, bir şekilde hantallaşmış bürokratik bir yapı içerisinden çıkarmaya çalışıyoruz. Tabii, sistemle ilgili temel tespiti doğru yapamadığımız zaman çözüme de doğru bir şekilde ulaşmamız mümkün olmuyor. Şimdi, bakın, ademimerkeziyetçi, yerinden yönetimi esas alan ve bir şekilde sorunu tespit ettiği yerden çözen bir anlayışla hareket etmediğimiz zaman buraya, Meclis kürsüsüne gelip FATİH Projesi'yle ilgili havalı konuşmalar yapıyoruz. Biz bu havalı konuşmaları yaparken, örneğin benim seçim bölgemde, Bingöl'de deprem sonrası güçlendirilmesi gereken 49 okuldan 31 okulda güçlendirme yapıldı yani tam 18 okulda binlerce öğrencinin hayatı tehlikeye girecek şekilde bir eğitim sisteminin devamlılığını savunur olduk. Avrupa'da sınıf mevcudiyeti 24 iken ülkemizde 55 ile 60 kişilik mevcudu olan sınıflarda bir şekilde çocuklarımıza eğitim verme zulmünü yaşattık.

Tabii, burada, yerinden yönetimle ilgili AKP'nin genel olarak bir anlayışını da ortaya koymak gerekiyor. Bu Meclis kürsüsüne yerel yönetimlerimizin yaptığı, sosyal belediyecilik anlamında yaptığı eğitim destek evlerinin kapatılmasıyla ilgili süreçleri getirmiştik. Sayın Bakanımız burada, rica ediyorum, bu eğitim destek evleriyle ilgili kapatma gereçlerini ya kürsüden ya da bulunduğu yerden izah etsin. Belediyelerimiz, maddi durumu iyi olmayan, evde fiziki koşulları yeterli olmayan, dershaneye gitmek için ailesinin yeterli parası bulunmayan koşullarda yoksul çocuklara bir şekilde eğitim destek hizmeti sağlamak adına sosyal belediyecilik anlayışı gereği olarak birtakım hizmetleri götürüyor, ancak yerinden yönetimi Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'nda imza altına alan bir devlet anlayışı bu sosyal belediyecilik anlayışına ters bir şekilde uygulamayla bu eğitim destek evlerini kapatıyor. Ben defalarca Bakanlığa gittim, orada da hangi gerekçeyle kapatıldığını öğrenmek istedik. Bu hizmeti veren sayısız AKP'li, CHP'li, MHP'li belediyenin olduğundan da söz ettik. Ancak şu ana kadar, bizi tatmin eden veya oradaki çocukların mağduriyetini gideren herhangi bir cevap tarafımıza iletilmedi.

Eğitimle ilgili şunu net koymamız lazım: Parasız, nitelikli, ulaşılabilir eğitim hizmeti vermek, devletin kamusal olarak vermesi gereken bir hizmettir. Burada, vatandaşın devlete karşı nasıl birtakım görevleri varsa, örneğin vergi vermek, örneğin askere gitmek, örneğin seçimlerde oy kullanmak gibi devlete karşı nasıl birtakım yükümlülükleri varsa devletin de parasız eğitim, parasız sağlık vermek gibi birtakım yükümlülükleri var. Dolayısıyla, bu yasada eğitimi ticarileştirmeye doğru götüren, eğitimi piyasaya açan, -işte sürekli tartışmalarımızda ihale cambazlığından bahsediliyor- bir şekilde eğitimi bir meta hâline getiren bu anlayışın mutlaka sorgulanması gerektiğini düşünüyoruz.

Tabii, iki gündür yapmış olduğumuz konuşmalarda, ısrarla "ana dilde eğitim" diyoruz, pek çok ritüelden, örneklerden bahsediyoruz ama bununla ilgili de Meclisin genel bir duyarsızlığı var. Onu maalesef bir türlü aşamadık. Bu ana dilde eğitimin özellikle önümüzdeki aylarda olası çatışmalı süreçte yaşamını yitirmek durumunda olan pek çok gencin hayatını kurtarmayla ilgili kutsal bir adım olduğu hatırlatmasını yaparak ben tekrar hepinize teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.