GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2012 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2010 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:38
Tarih:15.12.2011

CHP GRUBU ADINA LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüştüğümüz 2012 Yılı Merkezi Bütçe Kanunu Tasarısı'nın "Bağlı cetveller başlıklı." 5'inci maddesi üzerine söz aldım. Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir konuya dikkatinizi çekerek sözlerimi ifade etmek istiyorum. Bağlı cetvelleri incelediğimde şöyle bir garip durumla karşılaştım. Bütçe kanununa dayanak olarak sayılan kanunlar arasında değerli milletvekilleri, daha henüz Meclisimizin gündemine gelmemiş, görüşülmemiş tam 17 adet kanun hükmündeki kararname sayılıyor. Yani şu anda görüştüğümüz bütçe kanununa dayanak olarak sayılan kanunların içerisine 17 adet kanun hükmündeki kararname konulmuştur.

Değerli arkadaşlarım, bildiğiniz gibi Anayasa'mızın 91'inci maddesi kanun hükmündeki kararnamelerin bir an önce Meclise gelip görüşülmesini amirdir. Biz daha henüz Meclise gelmemiş, Anayasa hükmüne rağmen Meclise gelmemiş kanun hükmündeki kararnameleri bu bütçeye nasıl dayanak yapabiliriz? Böyle bir garabet olabilir mi?

Bu bütçemiz, Anayasa'ya göre sakat bir bütçedir değerli arkadaşlar. Sizleri uyarıyorum. Anayasa'ya göre Meclise ilk önce gelmesi gereken kanun hükmündeki kararnameler burada görüşülecekti, buradan geçtikten sonra ancak bütçeye dayanak olabilirlerdi.

Bakın, tam sekiz yüzyıl önce insan hakları alanında en birinci belge sayılan Magna Carta, 1215 yılında, biliyorsunuz soyluların krallara karşı verdiği bir ayaklanmayla başlamıştır ve Yurtsuz John'a karşı soylular "Sen kendi başına vergi salamazsın, kendi başına kanun yapamazsın." diyerek bir ayaklanmıştır ve 1215 yılında Magna Carta kabul edilmiştir. Biz bundan tam sekiz yüzyıl öncesinden bile daha geri bir durumda Parlamentoyu idare ediyoruz ve yasal dayanağı olmayan bir bütçeyi çıkartıyoruz. Böyle bir bütçe olamaz. Çoğunluğunuza dayanarak bir dikta yönetimini burada kuramazsınız, koruyamazsınız. Bunlar bir an önce Meclisimizin önüne gelmeliydi.

Bakın, bir yandan bunları yapıyorsunuz, bir yandan da? Çok ibretlik bir öyküyü sizlerle paylaşacağım. Ankara Büyükşehir Belediyesinin metro çalışmaları da bu 2012 yılı bütçesi içerisinde çok önemli bir kaynak ve kendisine yer bulan bir uygulama olmuştur.

Değerli milletvekilleri, Ankara'yı yönetmekten âciz Ankara Büyükşehir Belediye Başkanının eline yüzüne bulaştırdığı Ankara metrosu, Ankaralılar için bir ibret alanıdır. Bu Belediye Başkanı göreve geldiğinden beri Ankaralıları, "Metro yapacağım." diye aldatmıştır ve bunun içine, ne yazık ki Meclisimizi de işin içine çekmiştir.

Bakın ne yapmıştır? 2001 yılında Sayın Melih Gökçek Ankaralılara müjde veriyor: "Bir ay sonra Sincan metrosunun temelini atıyorum, otuz altı ay sonra bitiriyorum." Değerli arkadaşlarım, 2001, bir ay sonra metro temeli atılıyor ve otuz altı ay sonra bitirilecek. Biz o zaman söyledik -Ankara'da tam 3 tane metro hattı yapılıyor- "Yapma, bir tanesini bitir, ondan sonra diğerine geç." Normalde uygulama buydu ve biz de destekliyorduk bunu ama aynı anda popülist bir yöntemle üç ayrı hatta metro yapımı nedeniyle Ankara Belediyesi büyük bir çıkmazın içerisine girmiştir, bir adım yol alamamıştır ve bakın, sonra neler olmuştur.

Daha sonra, Ankaralıların aldatılması devam etmiştir, Melih Gökçek 2009 seçimlerinden önce Ankaralılara müjde vermiştir. Sincan ve Çayyolu metrolarını artık bitirmiştir, yerel deneme seferlerine başladığını ilan etme aşamasına gelmiştir. Aynen şöyle diyor Melih Gökçek 2008 yılında: "Yerel seçimlerden önce, 2009 seçimlerinden önce Sincan ve Çayyolu metrosunu hizmete açıyorum, Ankaralılara müjde olsun." Ankaralılar bu müjdeyi gördü. Ne gördü? Ortada hiçbir şey yok.

Sonra gelinen aşamada Ankara Büyükşehir Belediyesi Türkiye'nin en büyük borçlu kamu kuruluşlarından bir tanesidir. Ankara Büyükşehir Belediyesini kurtarmaya yönelik devletin ve İktidarınızın çok ciddi hizmetleri olmuştur. BOTAŞ'a olan borçlar ödenmemiştir Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından. Peşin satıldığı hâlde, vatandaş peşin satın aldığı hâlde doğal gaz borcu BOTAŞ'a ödenmemiştir. Ve sonunda oturdu bu Meclis, sizlerden önceki Meclis bir kanun çıkardı değerli arkadaşlarım: Başkent Gaz Kanunu. Ve 25 Mayıs 2007 tarihinde yapılan bir kanun değişikliğiyle Ankara Büyükşehir Belediyesinin BOTAŞ'a olan borçlarının ödenmesi ve metro yapımına kaynak oluşturulması açısından bir kanun çıkarıldı. Bu kanunun çıkarılma gerekçesi ilginçtir. Bu kanunda Başkent Doğalgaz kurulacaktır, EGO'nun doğal gaz hizmetleri "Başkent Doğalgaz" adındaki bir şirkete devredilmiştir. Ve kanunun gerekçesi de aynen şunları söylemektedir: İki yıl içinde özelleştirilecektir 2000 yılında yapılan bu işlemle ve elde edilen parayla da BOTAŞ'a olan borçlar ödenecek ve metro tamamlanacaktır. Değerli arkadaşlarım, 2007? 2007'den geldik 2011'e. Kanunun gerekçesi çok açık. Doğal gazın borçları ödenecek, BOTAŞ'a olan borçları ödenecek ve geri kalan parayla da metrolar tamamlanacak.

Elbette Melih Gökçek iktidara güvenmeye devam etmektedir, Ankaralılara müjde vermeye devam etmektedir ama öyle bir noktaya gelmiştir ki artık şunu kimseden saklayamamıştır, demiştir ki: "Metro yapımı belediyelerin işi değil hükûmetlerin işi." Geldiğimiz noktaya bakın, bir yandan EGO'nun en önemli kalemi EGO'dan ayrılmıştır özelleştirme adı altında, bir yandan borçlar ödenmemiştir ve bir yandan da metroda en ufak bir ilerleme sağlanmamıştır ve Melih Gökçek gelip sırtını Hükûmete dayamıştır. Elbette Hükûmet buna kayıtsız kalmamıştır, yine Melih Gökçek kurtarılmıştır metro konusunda ve geçtiğimiz yıl çıkarılan bir kanunla Ankara'daki metro çalışmaları Ulaştırma Bakanlığına devredilmiştir değerli arkadaşlarım.

Peki, Diyarbakır'da bir belediyenin önemli bir hizmetini Hükûmet üstlendi mi değerli arkadaşlarım? Ya da Adana'da herhangi bir büyük projeyi, Eskişehir'de herhangi bir büyük projeyi Hükûmet üstlendi mi? Hiçbirinde üstlenmedi.

İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - İzmir'i kim yaptı, İzmir'i!

LEVENT GÖK (Devamla) - Şimdi bakın, bu geldiğimiz aşamada neler olmuştur değerli arkadaşlarım, ben sizlere ifade etmek istiyorum. Ankara'da metroların bitmesi için 3 katrilyon lira civarında bir para gerekiyor.

İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - İzmir'e ne oldu, İzmir'e?

LEVENT GÖK (Devamla) - Peki, Başkent Doğalgaz özelleştirme çalışmaları ta 2007 yılından beri hâlâ yapılmamıştır ve Başkent Doğalgaz Genel Müdürü birkaç gün önce yaptığı açıklamada diyor ki: "Özelleştirmeye daha yeni başlayacağız. 2010 yılı kârımız 31 milyon liradır."

Şimdi, şu soruları sormak benim hakkımdır:

1) Eğer Gökçek metroları yapmayacak idiyse, Belediyenin en önemli gelir kaynağını oluşturan doğal gaz niçin Belediyeden ayrılmıştır? Bu soruya mantıklı bir cevap verilmesi gerekir.

2) En önemli sorum: Başkent Doğalgazın özelleştirilmesinden elde edilen gelir metro yapımında kullanılacak idiyse ve metro artık Ulaştırma Bakanlığına devredilmişse Başkent Doğalgazın artık özelleştirilmesi söz konusu olabilir mi?

Değerli milletvekilleri, bence Ankara Büyükşehir Belediyesi Melih Gökçek'in babasının çiftliği değildir. Melih Gökçek bugün var yarın yok. Yarın orada görev yapacak bir belediye başkanı belediyenin en önemli bir gelir kaynağından mahrum kalacaktır. Buna izin vermeyiniz. Bu özelleştirme artık sabıkalı olmuştur, şaibeli olmuştur çünkü gerekçesi kalmamıştır. Metroya kaynak aktaracağım diye özelleştirmeye sokulan bir kuruluşun, metronun yapımı artık Hükûmetin başka bir organına devredilmesi gerçeği karşısında artık Melih Gökçek'in söyleyecek sözü yoktur. Başkent Doğalgazın özelleştirilmesi bundan sonra artık çok tartışılır bir hâle gelmiştir. Sayın Bakan, sizleri bu konuda bilgilendirmek ve haddim olmayarak da uyarmak istiyorum: Bu uygulamayı derhâl durdurunuz ve Başkent Doğalgazı tekrar EGO bünyesine iade ediniz. Bu, çok önemli bir gelir kaynağıdır. 1,5 milyon abonesi olan bir kurumdur Başkent Doğalgaz.

Değerli milletvekilleri, burada anlatmak istediğim husus şudur: Bir belediyenin beceriksizliğini Hükûmet üstlenmiştir. Ben de biliyorum elbette Hükûmetin niçin böyle yaptığını. Gelinen noktada öyle âciz bir belediye başkanıyla karşılaşmıştır ki, artık "Lanet olsun!" denilmiştir ve Hükûmet bunu üstlenmiştir. Hükûmet bunu üstleniyor ama bunun da bütçemize maliyeti tam 3 katrilyon liradır.

Ankara'nın kendi olanaklarıyla yapması gereken bir metroyu şu anda Kayserili bir vatandaşımızın vergisinden, Hakkâri'de yaşayan bir vatandaşımızın vergisinden, Sivas'ta yaşayan bir vatandaşımızın vergisinden elde edeceğimiz gelirlerle yapma yoluna gidiyoruz. Bu, Türkiye'ye çok büyük bir haksızlıktır. Ankara Büyükşehir Belediyesi, daha önceki uygulamalarda, Sayın Karayalçın zamanında kendi projesini bulmuş, kaynağını bulmuş ve Ankara'ya metroyu hediye etmiştir. Bunun doğru yolu budur. Sayın Bakanım, bu özelleştirmeyi derhâl durduralım ve Ankara'yı hak ettiği bir yönetime kavuşturmak için de elbette Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu soruları sizlerle paylaşacağız, sizleri bilgilendireceğiz ve muhalefet görevimizi en etkin bir şekilde yapacağız.

Bütçemizin ülkemize hayırlı olmasını diler, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Gök.