| Konu: | 2012 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2010 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 39 |
| Tarih: | 16.12.2011 |
ÖNDER MATLI (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2012 yılı Bütçe Kanun Tasarısı'nın 7'nci maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, sözlerime başlarken, şu anda, az önce gözüme çarpan bir haberi sizlerle paylaşmak istiyorum. Akşam gazetesinin bugünkü bir haberi var. Çok kısa bir pasajı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Haber şöyle: "Bütçedeki olumlu hava devam ediyor. 11 ayın 7'sinde fazla veren bütçe, bu alanda 1983 yılından sonra en iyi performansını gösterdi. 11 aylık bütçe, artan vergi gelirleri ve yapılandırmayla birlikte 439 milyon TL fazla verdi. Türkiye, son 28 yılın en iyi bütçesine imza attı, kasımda 2,1 milyar liralık fazla verdi. Türkiye, borç kriziyle kasıp kavrulan Avrupa'ya nispet yapıyor."
Evet, değerli arkadaşlar, bunu sizlerle paylaştıktan sonra sözlerime devam ediyorum.
Günümüzde, artan dünya nüfusuna paralel olarak gıda ihtiyacının karşılanması en önemli sorunlardan biri hâline gelirken, bu durum tarım sektörünü içinde yaşadığımız yüzyılın en stratejik sektörü hâline getirmiştir. Bunun yanı sıra, istihdam, tüketim harcamaları, diğer sektörlere ham madde temini, millî gelir ve ihracattaki payı, tarım sektörünün sosyoekonomik açıdan sahip olduğu önemi daha da artırmaktadır. Geniş bir etki alanına sahip olması nedeniyle, tarım politikaları, ülkelerin siyasal, ekonomik ve sosyal politikalarının en önemli unsurunu oluşturmaktadır. Bu nedenle, sürdürülebilir ve rekabet gücü yüksek tarım sektörünün oluşturulması ve kaynakların etkin kullanımına imkân verecek mekanizmaların hayata geçirilmesi çok daha fazla önem kazanmıştır.
Tarımda kırsal kalkınma, insan sağlığı ve çevreye duyarlılık, biyolojik çeşitlilik ve doğal kaynakların korunması ve sürdürülebilirlik kullanımı, genetik kaynakların ve ekosistemlerin korunması ve geliştirilmesi, enerji tarımının oluşturulması, küresel ısınma tehdidi karşısında gerekli önlemlerin alınması, ihraç ürünlerinin çeşitlendirilmesi günümüzde ilk akla gelen tarımsal kamu hizmetleridir.
Aynı zamanda, Avrupa Birliğine tam üyelik sürecinde uyum çalışmalarının devam ettiği bir dönem yaşamaktayız. AB hedefleri çerçevesinde Hükûmetimiz tarafından ülkemiz tarım alanında atağa geçmiştir.
Tabii, bu noktalara gelmek kolay olmadı. 2002 yılında iktidara gelen AK PARTİ Hükûmetimizin ortaya koyduğu başarıdan sadece birkaçını ifade edersek: 1,8 milyar TL olan tarımsal destekler yüzde 239 artışla 6,4 milyar TL'ye çıkardık. Tarımda kişi başına düşen millî geliri bin dolardan yüzde 161 artışla 3.565 dolara çıkardık. 4 milyar dolar olan tarım ürünleri ihracatını yüzde 218 artışla 12,7 milyar dolara çıkarttık. 161 ülkeye 1.480 ürün satarken bugün 184 ülkeye 1.525 ürün satıyoruz.
Özellikle belirtmek istediğim bir konu da yerli hibrit sebze tohumu kullanım oranı yüzde 10 seviyelerindeydi, şimdi yüzde 40 seviyesinde.
Hayvancılıkla ilgili olarak da birkaç bir şeyden bahsetmek istiyorum. 2002 yılında Türkiye'de toplam sığır sayısı 9 milyon 800 bin adetken 2010 yılında 11 milyon 360 bin adete ulaşmıştır. Sayısal artışın yanında burada önemli olan nokta kültür ırkına dönüşümdür. Esas büyük değişim burada yaşanmıştır. 2002 yılında Türkiye'deki sığır varlığının sadece 1 milyon 859 bini kültür ırkıyken 2011 yılında bu rakam 6 milyon 200 bine çıkmıştır. Tabiatıyla yerli ırklardan oluşan hayvanların gerek süt verimi gerek et verimi düşüktür. Bu dönüşümle birlikte üretimde, verimde önemli artışlar yaşanmış ve bu artışlar değişimin de bir göstergesi olmuştur.
Değerli milletvekilleri, rakamları saymaya kalktığımız zaman çok rakamlar var. Burada sizi rakamlarla boğmak istemiyorum ancak şu gerçeği çok net bir şekilde rakamlarla görüyoruz: Evet, Türkiye'de büyüme potansiyeli var. Her manada, her yerde büyüme potansiyeli var. Biz bu potansiyeli değerlendirdiğimiz zaman neler olduğunu son on yıl içerisinde gördük ve bunu gerçekleştirdik.
Başka bir deyişle ülkemizde un var, yağ var, şeker var, tabii ki bunu helva yapacak ustaya ihtiyaç var ve on yıllık AK PARTİ İktidarında, şükürler olsun, dünya çapında, dünyanın imrenerek baktığı da bir usta var (AK PARTİ sıralarından alkışlar) ve bu ustadan, bu ustanın elinden de milletimizin lezzetle yediği helvayı hep beraber yaptık ve bu helvanın daha da lezzetli olması için çalışacağız.
Tabii ki sözlerimin sonunda şunu söylemek istiyorum: Marifet iltifata tabidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖNDER MATLI (Devamla) - Milletimiz de bu ustaya iltifat göstermiş, her geçen gün oylarını artırmıştır.
Bu vesileyle hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Matlı.