| Konu: | IĞDIR MİLLETVEKİLİ PERVİN BULDAN?IN, GENEL BAŞKANINA SATAŞMASI NEDENİYLE |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 39 |
| Tarih: | 16.12.2011 |
AHMET AYDIN (Adıyaman) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Tabii, burada Sayın Buldan'ı hayretle dinledik, izledik.
PERVİN BULDAN (Iğdır ) - Hayretle! Doğru söylüyorsun!
AHMET AYDIN (Devamla) - Türkiye'yi 1990 hatta 80 öncesine âdeta götürdü ama bugünkü Türkiye o günkü Türkiye değil. Dün tabular vardı, dün dokunulamayanlar vardı, dün bu kürsüde konuşulamayanlar vardı, söylenemeyenler vardı ama size şunu ifade edeyim: Tabuları biz yıktık.
MUSTAFA SERDAR SOYDAN (Çanakkale) - Mehmet Ağar ve Tansu Çiller'le nasıl bir anlaşma yaptınız?
AHMET AYDIN (Devamla) - Dokunulmayanlara biz dokunduk. Artık bu ülkede hiç kimsenin suç işleme özgürlüğü yok. Söylenemeyenleri biz söyledik ve icraata geçirdik. Asit kuyularını biz açıyoruz. OHAL'i, DGM'leri bizler kaldırdık.
PERVİN BULDAN (Iğdır) - Niye yargılanmıyorlar? Faili meçhul cinayetleri işleyenler ellerini kollarını sallayarak geziyorlar.
AHMET AYDIN (Devamla) - Temel haklara ilişkin uluslararası hukuku iç hukukun üstüne biz getirdik. Yerel dilde propagandayı biz serbest bıraktık. Çocuklara çocuk muamelesi yaptık. Taş atan çocukların, geçtiğimiz dönem, geçtiğimiz yıl, çocuk mahkemelerinde yargılanmasına biz karar verdik.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Başkan, yaptınız ama AİHM kararlarına uymuyorsunuz.
AHMET AYDIN (Devamla) - TRT Şeş'i biz açtık. İşkenceyi biz ortadan kaldırdık. Bu ülke, işkenceyle, kötü muameleyle addedilen bir ülkeydi. Onu da biz "İşkenceye sıfır tolerans." dedik, işkenceyi ortadan biz kaldırdık.
ADİL KURT (Hakkâri) - Doğru, sokağa işkenceyi taşıdınız!
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - İzmir'de kadın dayak yiyor karakolda.
AHMET AYDIN (Devamla) - Kürt dili edebiyatları bu dönemde açıldı, el insaf be! Kürt dili ve edebiyat bölümleri bu dönemde açıldı. Enstitüler bu dönemde kuruldu.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Aydın, sayıları 500'ün üzerinde üniversite öğrencisi gözaltında.
AHMET AYDIN (Devamla) - Kürtçenin serbestçe öğrenilmesi bu dönemde oldu.
Değerli arkadaşlar, belki henüz yapılamayan birtakım şeyler olabilir. Onu, oturur, konuşur, tartışırız.
PERVİN BULDAN (Iğdır) - Yapmıyorsunuz işte. Araştırma önergelerimizi neden kabul etmiyorsunuz?
AHMET AYDIN (Devamla) - Ama emin olun, düne göre bugün Türkiye çok daha ileride, her açıdan ileride. Bütçeyi konuşuyoruz, ekonomide ileride. Demokratikleşme yolunda eğer, size şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki değerli arkadaşlar, şöyle yandaş basını da, candaş basını da bir tarafa bırakın, şöyle bir Sunday Times'a bakın ya, New York Times'a bakın, uluslararası basına bakın, Türkiye'nin geldiği konumu eğer bizden öğrenmek istemiyorsanız, oradan öğrenebilirsiniz.
SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Türkiye'ye bakın Sayın Milletvekili, boş verin basını, yaşadıklarımıza bakın! Yalan mı söylüyoruz?
AHMET AYDIN (Devamla) - Türkiye bugün, her alanda rekorlar üstüne rekorlar kırıyor.
SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Yalan rekoru, evet.
AHMET AYDIN (Devamla) - Türkiye, kendine güvenen, ayakları yere basan bir ülke oldu. Bugün, dünyada dünya devleri batarken bu kriz ortamında Türkiye dik bir şekilde dünyanın en çok büyüyen ekonomisi hâline geliyor, Türkiye tamamen kurumsallaşıyor her açıdan, içindeki kötülükleri atıyor, içindeki olumsuzlukları atıyor.
SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - O zaman gelin, araştırma komisyonu kuralım, içimizdeki kötülükleri atalım.
AHMET AYDIN (Devamla) - Ama değerli arkadaşlar, sizler de gerçekten bu sorunların çözülmesini istiyorsanız bize akılcı projelerle gelin.
SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Niye reddediyorsunuz? Niye araştırılmasını reddediyorsunuz?
AHMET AYDIN (Devamla) - Yapılacak olan neler varsa burada oturup konuşalım, hep beraber yapalım.
SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Yapalım. Her defasında buraya önerge getirdik reddettiniz Sayın Milletvekili.
AHMET AYDIN (Devamla) - Ama bu yapılanları da? Şöyle şapkanızı koyun ortaya, dün burada konuşamayacağımız, düşünmeyi dahi ihtimal vermediğimiz birçok şeyi serbestçe konuşabiliyoruz; özgür bir ortam var.
SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Bunun bedelini ödedik Sayın Milletvekili.
AHMET AYDIN (Devamla) - Ama daha da özgürlük için AK PARTİ olarak daha çok şey yapacağız.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın Başkanım, efendim, tabii, çok önemli bir iddia, bir bühtan bence. Ama Sayın Grup Başkan Vekili "Tutuklu listesi Başbakanın elinde." sözünü sataşma olarak adlandırdı "Ölüm listesi" diye, bunun olmadığına ilişkin net bir cevap verin lütfen.
AHMET AYDIN (Adıyaman) - Bunu demeye gerek yok, böyle bir şeyin olmadığını bütün kamuoyu biliyor.
OKTAY VURAL (İzmir) - Yani biz bu bühtanı kabul edemeyiz. Türkiye Cumhuriyeti devleti hukuk devletidir.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - İspat iddia sahibine aittir, iddia sahibine aittir ispat.
AHMET AYDIN (Adıyaman) - Her müddei iddiasını ispata mecburdur.
OKTAY VURAL (İzmir) - Evet ama sataşmadan dolayı söz aldınız.
PERVİN BULDAN (Iğdır) - Başbakanın zaten kendisi söyledi.
SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Kendisi söyledi, "Tutuklamalar devam edecektir." dedi.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Böyle bir şey olabilir mi arkadaşlar? Ne demek, Başbakanın cebinde tutuklu listesinin ne işi olur ya?
OKTAY VURAL (İzmir) - Türkiye Cumhuriyeti devleti her zaman hukuk devleti olmuştur. Dolayısıyla böyle bir iddianın hiçbir hükûmete atfedilmesini kabul edemeyiz.
AHMET AYDIN (Adıyaman) - Sayın Başkanım, Türkiye bir hukuk devletidir, artık hukukun üstünlüğü vardır, güçlülerin üstün olduğu bir ülke değil. Hukuk devletinde de yargının yapacağı, yasamanın yapacağı, yürütmenin yapacağı şey de bellidir, malumu ilan etmeye gerek yok.
SIRRI SAKIK (Muş) - Sayın Başkan, biz bir açıklama yapmak istiyoruz, gerçekten somut şeyler sunmak istiyoruz. Grup Başkan Vekili çıkıyor, hamasi şeyler söylüyor. Pervin Hanımın söylediği: "Bizim katillerimizi üç gün önce yargı serbest bıraktı." Bu katilleri sadece biz demiyoruz, bakın, İstanbul Emniyet Müdürü diyor ki: "Bunlar katil." Ayhan Çarkın diyor ki: "Bunlar katil.", efendim, Mehmet Eymür diyor ki: "Katil." Katiller suçüstü yakalanmış ve siz yargıda onları aklamışsınız.
AHMET AYDIN (Adıyaman) - Ya yargı aklamışsa biz ne yapalım.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Kardeşim, AK PARTİ'yle yargıyı niye yan yana getirmeye çalışıyorsun ya?
SIRRI SAKIK (Muş) - Bakın, savcı diyor ki: Onlarca elimizde belge var.
AHMET AYDIN (Adıyaman) - Git savcıya söyle onu, git hâkime söyle onu, AK PARTİ'yle ne alakası var?
SIRRI SAKIK (Muş) - Emrinizde yargı, bize gelince?
AHMET AYDIN (Adıyaman) - Yargı emrimizde değil, 138'i ihlal ediyorsunuz, yargı bağımsızdır.
BAŞKAN - Hepsi tutanaklara geçti.