GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2012 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2010 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:40
Tarih:17.12.2011

AYSEL TUĞLUK (Van) - Değerli milletvekilleri, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. 2012 yılı merkezî bütçenin 15'inci maddesi üzerinde şahsım adına söz almış bulunmaktayım.

Sayın Başkan ve değerli milletvekilleri; Van bağımsız Milletvekili olarak, seçim bölgem olan Van adına, yaşanan depremden ötürü büyük üzüntülerimi sevgili Van halkıyla buradan bir kez daha paylaşmak istiyorum.

Biliyorsunuz, iki aya yakın bir süre geçmiş olmasına rağmen Van halkının hâli ortada değerli milletvekilleri, büyük bir belirsizliğin ve üretimsizliğin, ümitsizliğin hâkim olduğunu söylemeliyim. Resmen Van halkı cezalandırılıyor, insanlar ya soğuktan ölüyorlar ya da yanarak can veriyorlar. Kürtlerin maalesef kaderi bu galiba; her yerde, her zaman yaşadıkları bir trajedi oluyor maalesef. Ya ölüm ya sıtma, ya mezar ya hapis, ya boyun eğme ya irade kırma yani yaşam adına, onur adına, özgürlük adına, eşitlik, adalet adına bir seçenek sunulmuyor ve buradan sormak gerekiyor, gerçekten neden bu seçenekler bu halka layık görülmüyor? Bu mevcut durum nedeniyle gerçekten bu halk isyan etmesin de ne yapsın demek durumunda kalıyoruz.

Vanlılara devlete ne kadar muhtaç olduklarını öğretmek için, BDP'li belediyeye sahip olduklarından dolayı pişman ettirmek için bunca eziyet çektiriliyor maalesef. Bu halk bu kadar aşağılanmayı hak edecek ne yaptı değerli milletvekilleri?

Van halkı barınma, beslenme, ısınma gibi temel problemlerine kendi öz gücüyle çözüm üretmeye çalışıyor, eksi 10 derecede çadırlarda yaşam mücadelesi veriyor. Siyasi bir rant elde etme ve hesaplaşma yerine, deprem sonrası oluşan toplumsal bütünleşmenin ruhuna uygun hareket etmek ve önemli olan, beklentilere cevap verebilmektir. Yürütmenin görevi, acil ve yerinde müdahalede bulunabilmektir. Geleceğe dair net bir plan ve programın bir an önce hayata geçirilmesi hayati önem taşımaktadır.

Değerli milletvekilleri, belki enkazın altında canlarımızı kurtaramadık, enkazın altında canlarımızı bıraktık Van'da ama yüreğimize su serpen bir şey var, onu da buradan paylaşmak istiyorum: Enkazın altından kardeşliği çıkarmayı başardık. Belki bu depremin birazcık umutlarımızı artıran yönlerinden biri bu oldu. Türkiye'nin dört bir tarafından, doğusundan, batısından Van halkının yanında oldu halkımız. Ben bu anlamda destek sunan, maddi, manevi, yüreğiyle Van halkının yanında olanlara da buradan sevgilerimi, saygılarımı sunmayı bir borç biliyorum.

Değerli milletvekilleri, dün, "KCK" adıyla kodlanan sürek avı, Batman, Diyarbakır ve Kurtalan'da hız kesmeden devam etti. Polis ve yargı, Hükûmetten aldığı talimatları yerine getirmek için önüne geleni gözaltına almaya ve tutuklamaya devam ediyor.

"Durmak yok, yola devam" şiarıyla -Sayın Başbakanın meşhur sözüdür- Türkiye artık açık bir cezaevine dönüştürülmüş durumda. 90'lardaki bin operasyonları hatırlatan binlerce insanın tutuklanması, sivil toplum kurumlarının hazırladıkları araştırma raporlarına göre askerî operasyonlarda kullanılması, yasak silahların kullanılmış olması, öğrenci, öğretmen, öğretim görevlisi, gazeteci, siyasetçi, yüzlerce yurttaşın dünya standartlarının gerisinde bırakır şekilde cezaevlerinde tutuluyor olması bizi hızla otoriter bir demokrasinin menziline doğru itmekte.

Bir dönem faili meçhul cinayetlere katıldıkları tescillenmiş isimlerin bu ülkede yargılanmayacaklarına dair kanıyı güçlendiren bir pratiği çok yakın bir zamanda gördük. Birer birer, yargılandıkları davalardan, bu şahsiyetler tahliye ediliyorlar. Her seferinde, eskiye dönüş olmayacak diyen bir mantığın kriptolarını bu örneklerden birer birer çözümleyebiliyoruz. Geçmişe dönük?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Tuğluk, zamanınız tamam efendim.

SIRRI SAKIK (Muş) - Başkanım, Tuğluk'a bir dakika verin ya. Bunların şansı yok, bağımsızlar, bir dakika verin.

BAŞKAN - Affedersiniz, hiç veremiyoruz biliyorsunuz.

Teşekkür ederim Sayın Tuğluk.