| Konu: | SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 73 |
| Tarih: | 01.03.2012 |
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Sayın Başkan, Türk milletinin saygıdeğer milletvekilleri; 171 sıra sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Tasarı'nın 5'inci maddesinde değişiklik yapmak amacıyla vermiş olduğumuz önerge sebebiyle söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
5'inci maddesi üzerinde müzakerelerde bulunduğumuz yasa tasarısı, kamuoyunda yaygın olarak bilinen adıyla intibak yasasıdır. Tasarının genel gerekçesi ve komisyon raporlarında da belirtildiği üzere, ortaya çıkma nedeni, aynı prim gün sayısı ve miktarı olmakla beraber farklı tarihlerde emekli olan sigortalıların birbirinden farklı emekli maaşı almalarına ilişkin adaletsizliği giderme amacıdır.
Farklı dönemler ve tarihlerde emekli olan sigorta iştirakçileri, emekli oldukları tarih itibarıyla tabi oldukları geçerli mevzuat dolayısıyla farklı emekli maaşları almak durumunda kalmışlardır. Bu tasarı ile emekli olanlar, adaletsiz biçimde emsallerinden daha az alan sigortalılara ilişkin düzenleme yapılmaktadır yani bir adaletsizlik giderilmek istenmektedir. Ancak tasarıya ilişkin tespit ve değerlendirmelerimiz, aslında adaletin sağlanması, eşitsizliğin ve haksızlığın giderilmesine yönelik samimi bir yaklaşım olmadığı yönündedir.
Evvela ifade etmeliyim ki bu tasarı ile hedeflenen sigorta emeklisinin refah seviyesinin yükseltilmesi, eşitsizliğin giderilmesi amacı, ayakları yere basmayan, afaki ifadelerdir. On yıldır iktidarda bulunan AKP, emekli aylıkları arasındaki eşitsizliği gidermek sözünü yerine getirmek yerine, göz boyamaya devam etmektedir.
Daha dün TÜRK-İŞ tarafından açıklanan, periyodik olarak da Türkiye Kamu-Sen tarafından hesaplanan ve açıklanan açlık ve yoksulluk sınırı rakamlarına göre, bugün itibarıyla 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 973 lira, aynı ailenin yoksulluk sınırı 3.171 liradır yani bir ailenin dengeli, sağlıklı, yeterli beslenebilmesi için her ay en az 974 lira mutfak harcaması yapma zorunluluğu vardır. Bu rakama giyim, konut, kira, elektrik, su, yakıt, ulaşım, eğitim, sağlık gibi harcamalar da eklendiğinde toplam 3.171 lira elde edilmektedir ki bu rakamın altı yoksulluk alanıdır.
Bizde BAĞ-KUR ve Sigorta emeklilerinin maaşları ise şu şekildedir: En düşük çiftçi BAĞ-KUR emeklisi maaşı 520 TL, en düşük esnaf BAĞ-KUR emeklisi maaşı 704 TL'dir, sigorta emeklisi için ise en düşük rakam 869 TL'dir; asgari ücret ise 701 TL'dir.
Toplam sayıları 10 milyonu bulan ve 6 milyon sigorta emeklisi; 2,5 milyon BAĞ-KUR emeklisi olan ülkemizde, Türkiye İstatistik Kurumu istediği kadar rakamlarla uğraşsın, Türkiye'de yoksulluk ve açlık sınırı altında yaşayan nüfusun oranı yüzde 30'ları bulmuştur.
Tasarının 5'inci maddesi uyarınca 5510 sayılı Kanun'a eklenen geçici 39'uncu maddeyle, 2000 yılı öncesinde 506 sayılı Kanun'a göre bağlanan malullük, yaşlılık ve ölüm aylıklarında yeniden hesaplama yapılması öngörülmektedir.
Tasarıda taban aylık bağlama oranları olarak gösterge tablosundan aylık hesaplanmış olanlar için yüzde 60, üst gösterge tablosundan aylık hesaplanmış olanlar için ise 1999 yılı Aralık ayında yürürlükte bulunan ve gösterge rakamına göre yüzde 59,9 ila yüzde 50 arasında belirlenmiş olan oranlar esas alınmıştır. 506 sayılı Kanun'un mülga 96'ncı maddesinin önceki hükümlerine göre uygulanmış olan aylık alt sınırı hiç dikkate alınmamıştır.
Taban aylık bağlama oranları yüzde 70'ten 60'a çekilmiş, tavan göstergeden prim ödeyenlerin aylık bağlama oranları yüzde 60 yerine 50 olarak uygulanmıştır.
İntibak yapılabilmesi için, taban aylık bağlama oranlarında eşitlik sağlanması amacıyla önergemiz desteklenmelidir.
3395 sayılı Kanun'a göre borçlanma primi ödeyen ve kamuoyunda "süper emekli" olarak bilinen emeklilerin yüksek prim ödeyerek satın aldıkları her 240 gün için de aylık bağlama oranının 1 puan artırılması hususu tasarıda açık şekilde ifade edilmelidir.
2000 öncesi emeklilerin yeniden hesaplanan aylıklarının, 2000 yılı Ocak ayından itibaren her yılın sonu TÜFE artış oranı ve gayrisafi yurt içi hasıla sabit fiyatlarla gelişme hızı esas alınarak güncellenmek suretiyle 2008 yılı Ocak ayına taşınması öngörülmektedir ancak gayrisafi yurt içi hasıla gelişme hızının yüzde 75'i esas alınmaktadır.
Maddenin gerekçesinde, aylıkların gayrisafi yurt içi hasıla gelişme hızı kullanılarak yeniden hesaplanmasının amaçlanmakta olduğu belirtilmesine karşın, gelişme hızının yüzde 75'inin esas alınmasında hiçbir gerekçe gösterilememektedir. Aylıkların güncellenmesinde gayrisafi yurt içi hasıla gelişme hızının tamamı dikkate alınmaktadır.
Önergelerimizle zikredilen hususlar, yoksulluk ve açlık sınırı altında yaşayan, ekonomik olarak çöküntü içinde bulunan, evine ekmek götürmek, yakıt almak için perişan olan emeklilerin sıkıntılarına bir parça çözüm olmak içindir.
Takdir yüce Meclisindir. Ya adaletle hükmeder bu önergeleri kabul ederiz ya da 10 milyon emekli ve bakmakla yükümlü oldukları yakınlarına "Açlığa, yoksulluğa devam." deriz.
Yüce heyetinizi, Türk milletinin saygıdeğer milletvekillerini saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Türkoğlu.