| Konu: | 2012 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2010 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 41 |
| Tarih: | 18.12.2011 |
MHP GRUBU ADINA MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli Milletvekilleri; tekrar hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Anayasa'mızın 128'inci maddesinde: "Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür." hükmü yer almaktadır.
657 sayılı Kanun'un 4/A maddesinde de: "Mevcut kuruluş biçimine bakılmaksızın, Devlet ve diğer kamu tüzel kişiliklerince genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerini ifa ile görevlendirilenler, bu Kanunun uygulanmasında memur sayılır." denilmektedir.
Bunların dışında kalan ve memurlar eliyle gördürülmesi mümkün olmayan hizmetler için ise 657 sayılı Kanun, sözleşmeli ve geçici personel istihdamını öngörmüş olup, bu şekildeki istihdam şekli istisnai durumlara ilişkindir. Ancak AKP döneminde devletin birçok asli ve sürekli hizmetleri, sözleşmeli personel, 4/C'li geçici personel ve taşeron şirket işçileri eliyle yürütülür hâle gelmiştir.
12 Haziran 2011 seçimlerinden bir hafta önce çıkarılan 632 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 657 sayılı Kanun'un 4/B maddesi ve 4924 sayılı Kanun uyarınca sözleşmeli personel pozisyonlarında çalışanların memur kadrolarına atanması öngörülmüştür. Ancak 200 bin civarında sözleşmeli, memur kadrolarına atanırken başta belediyeler olmak üzere birçok kamu kurum ve kuruluşundaki sözleşmeli personel ve 4/C mağdurları kadroya alınmamıştır. AKP Hükûmeti, bildik ayrımcılığını yine yapmıştır. Mademki sözleşmeli personel uygulaması doğru değildir, o zaman neden tüm sözleşmeli personeli kadroya geçirmediniz ve ayrımcılık yaptınız?
Diğer taraftan, bu Kanun Hükmünde Kararname'yle, sözleşmelileri memur kadrolarına atanmış olan bazı bakanlık ve kurumlarda yine 4/B'li sözleşmeli personel alımı yapılmaktadır. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Mademki sözleşmeli personeli memur kadrolarına aldınız, doğru da yaptınız ama neden yeniden sözleşmeli personel alıyorsunuz? Sizin bir personel politikanız yok mu?
663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile vekil ebe hemşirelerin 4/B'li sözleşmeli kadrosuna alınması öngörülmüştür. Vekil ebe ve hemşirelerin 4/B'li sözleşmeli yapılması mali ve sosyal haklarında iyileştirmeler getirmesi açısından olumlu bir gelişme olarak değerlendirilse de tüm sağlık çalışanlarının memur kadrolarına alınmaması açısından Hükûmetin tutarsızlığını da göstermektedir. Ayrıca, bu hakkın 3 Kasım 2010 tarihinden 2 Kasım 2011 tarihine kadar kesintisiz bir yıl çalışma şartına uyan vekil ebe hemşirelere tanınması, bu şartı taşımayanlar için büyük haksızlık oluşturmuştur. Gerek vekil imam-hatip veya vekil müezzin-kayyımlarda gerekse 4/B ve 4924'e tabi sözleşmelilerin kadroya geçişinde yıl şartı aranmamıştır. Yabancı doktor ve hemşirenin bile çalışabilmesini kabul eden Hükûmetin, yıllarca köylerde görev yapmış vekil ebe hemşirelerin 4/B'ye geçirilmesinde neden ayrımcı ve acımasız davrandığını anlamak mümkün değildir. Ayrımcılık yapmak, adaletsiz davranmak âdeta AKP Hükûmetinin ruhuna işlemiş.
Değerli milletvekilleri, 4/C'liler üşüyor; Hükûmet onları bu ay ücretsiz izine gönderdi. Bu soğuk günlerde bir ay işsizliğe mahkûm etti. Hepsi ev geçindirip, çocuk okutuyor. Bir ay işsiz kaldıkları şu kış gününde karınlarını nasıl doyuracaklar hiç düşünüyor musunuz?
Bir yılda on bir ay çalıştırılan, aile yardımı alamayan, iş güvenceleri olmayan, aldıkları yetersiz ücret ile ayakta durmaya çalışan 4/C'li personele AKP Hükûmeti ayrımcılık yaparak kadro vermeyince, onların tepkisini yatıştırmak için Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı 12 Haziran seçimleri öncesi bir yandaş memur sendikasını ziyareti esnasında 4/C'li personele aile yardımı müjdesi vermiştir. Ancak, verilen bu söz seçimden sonra unutulmuştur.
Anadolu Ajansının geçtiği bir habere göre, Sayın Bakana, ekim ayındaki İzmir programı esnasında bu konunun sorulması üzerine, Sayın Yazıcı; bu konuda çalışmalar yapıldığını, ancak bütçe nedeniyle konunun bir noktada tıkandığını söylemiştir. Maliye Bakanına soruyorum; kastedilen bütçe nedeni nedir? Yoksa Sayın Yazıcı bahane mi uydurmuştur?
Ayrıca, aynı açıklamada, devlette farklı statülerde çalışanların bulunduğuna dikkat çeken Sayın Yazıcı "Esas olan, bu farklı statüleri, karmaşık durumu ortadan kaldırmak ve `Çalışanlar' diye Başbakanımızın belirttiği gibi bir statüye kavuşturmak. Konu, herhâlde bu çerçevede sonuçlandırılacak, yoksa, vermiyoruz, yapmayacağız, bu alanda düzenleme yapmayacağız şeklinde bir davranış biçimi söz konusu değil" diye konuşmuştur.
Ne zaman vereceksiniz, ne zaman yapacaksınız Allah aşkına? Balık kavağa çıkınca mı? Bu insanları kandırmayı bırakın artık.
Dokuz yıldır hep konuşuyorsunuz. AKP, yeni bir personel rejimi ve ücret rejiminin süratle hayata geçirileceğini taahhüt etmesine rağmen dokuz yıldır bu yönde bir adım bile atmamıştır.
Yine, bilindiği üzere, 25 Şubat 2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Kanun'la 4/B'li sözleşmeli personelin imzaladığı sözleşmelerden damga vergisi alınması uygulaması kaldırılmıştır, hatta 2011 yılına ilişkin damga vergileri de iade edilmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak verdiğimiz önergelere ve uyarılarımıza rağmen 4/C'lilere aynı hak verilmemiştir, AKP Hükûmeti bunu bile onlara çok görmüştür.
4/C liler "Biz, acaba bir hükûmet yetkilisine veya yakınına kazayla bir şey mi yaptık ki bizi böyle cezalandırıyor. 4/B'lileri kadroya, vekilleri 4/B'ye aldınız, belediye işçilerini özlük haklarıyla başka kurumlara gönderdiniz, bu ülkenin en kötü insanları biz miyiz ki bizleri farklı bir muameleye mahkûm ediyorsunuz?" diyorlar. Bu gariplerden ne istiyorsunuz? Niye onlara zulüm yapıyorsunuz?
Hükûmetin bir başka üyesi bakın onlar için ne diyor, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, geçen hafta Türk-İş'in 21'inci Olağan Genel Kurulundaki konuşmasında, diğer hükûmetler döneminde özelleştirmeyi yapanların onları kapının önüne koyduklarını belirterek, "Onlara ekmeği biz verdik, biz." diye haykırıyor. Sen kimsin ki rızık vereceksin be mübarek adam? Bir defa, kendinizi Yüce Rabbimizin yerine koymayın, rızık Allahtan'dır, insanlar ancak sebep olabilir.
İkincisi, her şeyi satan, satmadık değer bırakmayan sizlersiniz. O nedenle mevcut 4/C'lilerin büyük çoğunluğunu işinden eden de sizsiniz. Topu geçmişe atarak bu haksız uygulamanızdan sıyrılamazsınız.
Üçüncüsü, ne idiğü belirsiz bu ucube kadrolara atama yapmanız onlara köle muamelesi yapma hakkını vermez, "Ortada bırakmadık, işe aldık, o nedenle asarız da keseriz de süründürürüz de." diyemezsiniz. Yaptığınız adaletsizliği görün, bu mağdurların hâlinden bir anlayın artık.
Maliye Bakanı da, kamu personelinin yıllardır özlemle beklediği eşit işe eşit ücret talebinin gerçeğe dönüştürüldüğünü söylüyor. Nerede eşit işe eşit ücret? 4/C'liler kamu çalışanı değil mi, onlar kime hizmet ediyor? Niye üvey evlat muamelesi yapıyorsunuz? 4/C'lilerin ahını almayı bırakınız. İyi bilin ki zulümle abat olunmaz.
Sözde "eşit işe eşit ücret" adı verilen düzenlemeyle yaklaşık 405 bin memurun maaşlarında artış yapılması olumludur. Ancak, maaş artışı ağırlıklı olarak üst kademeye yapılmış, alt kademe ile üst kademe arasındaki ücret yelpazesi alt kademe aleyhine bozulmuştur. Çoğu memurun maaşında artış olmaması nedeniyle çalışma barışı olumsuz etkilenebilecektir. Düzenlemeyle benzer unvanlarda olanların aynı ücreti almaları sağlanmış ancak eşit işe eşit ücret uygulamasına dair herhangi bir adım atılmamıştır. İşlerin görev, yetki ve sorumlulukları ile çalışanların nitelikleri ve atanmalarını içeren işin değerine dayalı bir ücretlendirmeye gidilmediğinden kararname eşit işe eşit ücret getirmemektedir, üst kademeye daha iyi imkânlar sağlamaktadır. Bu KHK'yla ücret sistemi sadeleştirilmek yerine daha da karmaşık hâle gelmiştir.
Teşekkür ediyorum, tekrar hepinizi saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.