| Konu: | 2012 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2010 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 42 |
| Tarih: | 19.12.2011 |
MHP GRUBU ADINA OKTAY VURAL (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; evet, bir yürütme maddesi, son maddeye geldi bir kanun tasarısı. Bu kanun tasarısıyla ilgili milletvekillerimiz görüşlerini ifade etti, gerek işçi istihdamı gerek resmî taşıtların kullanımı yani milletten aldığımız vergileri kamunun nasıl kullanması gerektiğine ilişkin milletvekillerimizin hepsi görüş ve düşüncelerini paylaştı. Ancak maalesef, Türkiye'de vatandaşlarımızdan toplanan vergilerin açıkçası vatandaşlarımızın menfaati doğrultusunda dağıtımına ilişkin, denetimine ilişkin muhalefet partilerinin önerileri, çözümleri maalesef Hükûmet tarafından sürekli olarak göz ardı edildi. Burada bir sözümüz varsa hep milletimiz için oldu, hak için oldu. Bütün bunların hepsini belirttik.
Tabii, bu vesileyle aslında söz almamın sebebi, hem bu kanun tasarısının son maddesi hem de bir iki konuya değinmek ihtiyacı içerisinde bulundum. Biraz önce Sayın Bakan dedi ki: "Bütçede sapan hiçbir şey yoktur; sapmışsa olumlu yönde sapmıştır." Doğrusu, bütçenin dayandığı temel ekonomik büyüklüklere baktığımız zaman, bir önceki 2011 bütçesinde öngörülen enflasyon yüzde 5 idi, doğrusu, hakikaten sizin için olumlu, yüzde 10 oldu!.. Bravo, tebrik ediyorum yani! (MHP sıralarından alkışlar) Yani cari açık, hesapladığınız yüzde 5 idi; bravo, o da yüzde 10 oldu, onu da tebrik ediyoruz! Bunları siz hep olumlu görüyorsunuz anlaşılan. Doğrusu, yani bu kürsüye çıkarken Sayın Bakan bu konularda, sapmalar konusunda biraz bilgi alsaydınız, bu bütçede nelerin saptığını ya da bütçenin nasıl sapıttığını çok rahat bir şekilde görmüş olacaktınız.
Dolayısıyla, böyle bakıldığı zaman hem cari işlemler açığı hem enflasyon? Mesela, siz büyümeyi yüzde 5 olarak gördünüz, birdenbire geldiniz "Aa, büyümüşüz." dediniz. "Yüzde 10'a varıyor." dediniz. Yani şimdi, önünü bile göremeyen bir Hükûmet hangi hesapları yapıyor? Allah bilir Nurettin Canikli de bu hesapları, nasıl çıkacağım işin içinden, nasıl izah edeceğim de? Yani vallahi bir kuyuya taş attınız, şimdi kırk akıllı bulup çıkartmaya çalışıyorsunuz ama evdeki hesap çarşıya uymuyor. Hiçbir hesabınız tutmadı. Bu bütçeyi niye getiriyorsunuz? Doğrusu, bu bütçeyi niye getiriyorsunuz? Samimiyet yok, güvenilirlik yok. Yani nasıl güveneceğiz? Hiçbir tespit doğru değil.
O bakımdan Sayın Bakan, bunları siz olumlu görüyorsunuz anlaşılan. Gerçekten olumlu! Demek ki, siz, bu yönleriyle bakıldığı zaman, her bir çıkışı olumlu bir çıkış olarak, bir anlayışla bakıyorsunuz. Herhâlde bundan sonra da enflasyonu yüzde 20'lere çıkartmayı, cari işlemler açığını da yüzde 20'ye kadar götürmeyi bir başarı hanesi olarak yazacaksınız. Herhâlde ona ilişkin bir hedefiniz vardır diye, daha başarılı olmanız için bunu yapmanız lazım.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Dua ediyorsunuz ama öyle olmayacak!
OKTAY VURAL (Devamla) - Tabii, önemli bir konu. Biraz önce Nurettin Bey? Değerli milletvekilleri, bakın, burada "Vatan toprağı satılıyor." filan, şu meseleler, bunlar önemli meseleler. Yani bu vatan toprağı, böyle, gayriciddiye alınabilecek bir konu değildir. Dolayısıyla bu konularla ilgili, elbette, bu ülkede, bu milletimizin millî mücadeleyle kazandığı bu toprakları birilerinin para karşılığında, mütekabiliyet olmadan alması konusunda her milletvekilinin dimdik ayakta durması lazım. Böyle, basite alınacak konular değil. Yani "arzı mevûd" alanı içerisinde, "Vaat edilmiş topraklar." diye GAP toprakları üzerinde emelleri olan yok mudur? Filistin devleti, İsrail devleti nasıl kuruldu? Nasıl kuruldu? Bunları göz ardı edebilir misiniz?
Bu yönüyle bakıldığı zaman, aslında bu mülkiyet kanunu çerçevesinde -biliyorsunuz, daha önceki Tapu Kanunu- 1984 yılında sınırlamalar kaldırıldı, Anayasa Mahkemesi iptal etti ama 2003 yılında, ilk geldiğiniz zaman, mütekabiliyeti kaldırdınız. Köylerde, açıkçası, mülkiyet hakkı tanıdınız yabancılara, yine, Anayasa Mahkemesi iptal etti Sayın Canikli, Anayasa Mahkemesi iptal etti. "Bu niyetiniz doğru değil." dedi, Anayasa Mahkemesi iptal etti. Ama, yabancı tüzel kişilerin sınırsız mal edinmesinin önündeki konu hâlen yürürlükte bulunmaktadır. Yapılması gereken husus, biraz önce siz söylediniz, "Efendim, ülkeler mütekabiliyet, karşılıklılık esasına göre bunları yapmıştır..."
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Doğru, bugüne kadar öyle?
OKTAY VURAL (Devamla) - Bakın, bunu bir söz olarak kabul ediyorum.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Hayır, öyle değil, öyle söylemedim.
OKTAY VURAL (Devamla) - Nurettin Canikli Bey'in AKP Grubu adına?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Öyle söylemedim, öyle demedim.
OKTAY VURAL (Devamla) - ?karşılıklılık ilkesinin korunması gerektiğini?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Öyle bir şey demedim. Bakın, öyle bir şey?
OKTAY VURAL (Devamla) - ?ve bu çerçevede satışının yapılacağına ilişkin bir beyanını, bir söz olarak kabul ediyoruz. (MHP sıralarından alkışlar)
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - "Bugüne kadarki satışlar o çerçevede olmuştur." dedim, ikisi farklı. Kayıtlara geçsin diye söylüyorum.
OKTAY VURAL (Devamla) - Eğer, bakın?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Oktay Bey, öyle bir şey söylemedim ben. Öyle bir şey söylemedim.
OKTAY VURAL (Devamla) - Ama, önünüze gelecek değerli arkadaşlarım, mütekabiliyet şartı kaldırılacak. Bakın, ne diyor: "Karşılıklılık aramayacağız." diyorlar. "Parası olan bassın parayı, alsın toprağı." Değerli arkadaşlarım, bunlar siyaset üstü meselelerdir. O bakımdan, sizlerden istirhamım, bu konu gelecektir değerli milletvekilleri, AKP milletvekilleri.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Gelecek, getireceğiz.
OKTAY VURAL (Devamla) - ? bunlarla ilgili lütfen grubunuzla ve Sayın Bakanla konuşun. Bu karşılıklılık esasının dikkate alınması gerekmektedir. Bunları ortadan kaldıran, köy idari biriminin bile yabancılara satışının önünü getiren, turizm amaçlı olarak yapılacak bütün yatırımlarda yabancıların istediği gibi mülk edinmesi?
Değerli arkadaşlarım, bu gidiş doğru bir gidiş değildir. Bakın, bu konuda Cumhurbaşkanlığının da yaptığı incelemeler var ve bu konuda gösterilen birtakım endişeler, çok çeşitli yerlerde kısıtlamalar vardır. İsviçre'de siz istediğiniz gibi mal mülk alamazsınız, İspanya'da da alamazsınız, sınırları vardır. Birçok ülkenin kendi özelliklerine göre sınırları vardır. O bakımdan, bu sınırları ve mütekabiliyeti koruyacak sağlıklı bir politika oluşturmak lazım. "Basın parayı, alın toprağı." bu anlayış doğru bir anlayış değil. "O zaman vatan toprağı satılıyor." mantığı içerisinde mütekabiliyet, hedeflerimiz ve güvenliğimiz dikkate alınmadan yapılacak bir satışın vatan toprağı olarak satılması konusunda getireceğimiz endişelere sizin kızmamanız gerekiyor. Şu anda uyarıyorum. O bakımdan, ben Sayın Nurettin Canikli'nin bunu Türkiye Büyük Millet Meclisi ve milletin önünde verdiği bir söz olarak görüyorum. Mütekabiliyet esası, karşılıklılık esası korunmak suretiyle ve bu konuda bizim güvenliğimize, menfaatlerimize haleldar gelmeyecek bir şekilde bu konunun düzenleneceğini beyan etmiştir. Bundan sonra konular, ne satılıyor, ne yapılmış, neler edilmiş bunlarla ilgili? 2003 yılında çıkardığınız Tapu Kanunu'ndan sonra satışların yüzde 21,8'inin Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ve yürürlüğe girme sürecinde hızla yabancılara satılması konusundaki eleştirileri de dikkate, yani bu kürsüde sizin huzurunuza getirmeyi düşünmüyorum. Ama bu konuda, eğer gerçekten Sayın Canikli'nin dediği karşılıklılık esası dikkate alınmak suretiyle, biraz önce ortaya koyduğum unsurlar dikkate alınmak suretiyle? Gidersiniz, arazi satışı bile yoktur, merkezde satış bile verilmemiştir. "Şu apartmanın ancak dairelerini alabilirsiniz." diye birçok ülkede sınırlandırmalar vardır. Öyle değil, burası yolgeçen hanı, bas parayı vereyim toprağı.
Değerli arkadaşlarım, tarihî tecrübelerimiz, geçmişimiz, bütün bunların hepsini çok sağlıklı değerlendirmemizi gerektirmektedir. Bu kadar "Her şeyimizi satalım, para gelecek, cari açık için önemli?" Bu anlayış doğru bir anlayış değil değerli arkadaşlarım. Korumamız gereken mülkiyet hakkımız vardır. Bu mülkiyet hakkımızı korumanın en büyük görevlisi de ve sorumlusu da egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Hepimizin bu çerçevede meseleye bakması lazım.
O bakımdan, Sayın Canikli'nin bu değerlendirmesini ben haklı görüyorum, doğru görüyorum; karşılıklılık konusunda duyduğu hassasiyete katılıyorum. Bundan önce yanlış yapılmış olabilir, Anayasa Mahkemesine gitmiş olabilir. Dolayısıyla, bundan sonraki süreç içerisinde de umarım, Türkiye Büyük Millet Meclisinde hepimizin beraber ve birlikte anlaşabileceği, Türkiye'nin geleceğini düşünen, geçmişteki sıkıntıları da dikkate alan bir anlayış çerçevesinde böyle bir kanun tasarısı getirilir. Biliyorsunuz, Sayın Erdoğan Bayraktar da bununla ilgili bir kanun tasarısı hazırlıkları olduğunu bize de ifade etmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, bu bakımdan AKP Grubunun biraz önce ifade edilen çerçevede meseleye bakarak, düzenleyerek bir yasa getirmesi umudumu muhafaza ettiğimi ifade etmek istiyorum.
Kanun tasarısı uygulayacaklar var tabii; uygulayacaklar, bürokratlar. Değerli arkadaşlarım, bu bürokratların uygulayacağı bu maddelerin çalışanlara, kamu görevlilerine, milletimize hayırlı olmasını diliyor, hepinize saygılarımı arz ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Vural.