| Konu: | SAĞLIK BAKANLIĞINDA GÖREVE BAŞLATILAN UZMAN ERBAŞLARIN DURUMUNA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 75 |
| Tarih: | 07.03.2012 |
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir hukuk garabetine parmak basmak ve Meclisimizi bilgilendirmek üzere söz aldım, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Türk Silahlı Kuvvetlerinde uzman erbaş olarak görev yapıyorken çoluk çocuklarının geleceği kaygısıyla bu görevinden ayrılıp onların nafakalarını temin etmek maksadıyla diğer kamu kurumlarında görev yapan arkadaşlarımız bugünkü konuşmamın konusu.
6000 sayılı Kanun çıkardı 23'üncü Dönem Meclisi, buna istinaden istifa etmiş binlerce uzman erbaş kamu kurumlarına dilekçeler vererek görev almak istediklerini ilettiler, Sağlık Bakanlığı da bu kurumlardan biriydi. Sağlık Bakanlığınca uzman erbaşlar için ayrılan 100 kişilik kontenjan için ikinci dönem açıktan atama kurasına bu arkadaşlar müracaatlarını yaptılar. Müracaatları internet üzerinden, kura çekimleri de noter huzurunda yapıldı. Herkes "Allah devletimize, milletimize zeval vermesin, bizleri sahipsiz bırakmadı." derken Devlet Personel Başkanlığı bu atamaya karşı çıktı. Atanan toplam 243 kişi içinden uzman erbaş kontenjanına müracaatta bulunan Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları seçilerek bir kenara ayrıldı, diğerleri görevlerine başlatıldı. Bu anlattıklarımın doğruluğunu Sağlık Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün resmî sitesinden de teyit edersiniz değerli arkadaşlar.
Sonra ne oldu? Âdeta üvey evlat gibi kenara ayrılan 80 uzman erbaş idare mahkemesine haklarını aramak üzere dava açtılar. İşte, hukuk garabeti ve AKP'nin ülkeyi nasıl bir haksızlıklar yurdu hâline getirdiği bir kez daha bu tarihten sonra görüldü. Önce mahkeme başvuruları haklı buldu ve arkadaşlar on ay önce görevlerine mahkeme kararları ile başladılar.
Devlet Personel Başkanlığı davayı Danıştaya, temyize götürdü. Danıştay 12. Dairesinin ilk kararı da bu arkadaşları haklı bulan bir karardı. Bunun üzerine oluşan iyimser hava ile kimi arkadaşlar evlendiler, evli olanlar ödeyebilecekleri inancı ile bankalardan kredi çekerek ev aldılar, araba aldılar, borçlandılar. Ancak sanki ilk davayı sonuçlandırırken hukuku bilmiyorlarmış da sonradan öğrenmişler gibi, sadece, evet sadece kırk gün sonra ne olduysa Danıştay 12. Dairesi kararını değiştirdi ve kendisine gelen son dört dosyayı bu arkadaşların aleyhine karar vermeye başladı.
Değişen ne olmuştu, mevzuat mı değişmişti? Hayır. İstihdam şartları mı değişmişti? Hayır. Hatta yargıçlar bile değişmemişti, sadece davaya bakan hâkimlerin görüşleri değişmişti. Nasıl oldu, nasıl bitti, gözlerine görünenler mi oldu bilinmez, sadece kırk gün sonra aleyhe çıkan kararlar üzerine bu arkadaşlara, işten çıkarıldıkları ve aldıkları maaşları geri ödemeleri gerektiği bildirildi. Aslında verilen karar yürütmenin durdurulması kararıydı yani bildiğiniz üzere ara karar niteliğinde. İdare sanki bir yerlerden talimat almış, zehrini kusuyormuşçasına işten çıkartmalar başladı.
Bu insanlar için yarın karanlık, ne yapacaklarını bilmiyorlar. İşsiz güçsüz, parasız pulsuz, bu soğukta esas kararı bekliyorlar. Hani derler ya "Hükûmetin vatandaşına yaptığı eziyeti gâvur olsa yapmaz." diye. Böyle bir zulüm olur mu? Bunun adına adalet denir mi?
Değerli milletvekilleri, ülkemizde kırk günde doğru değişiyor, hâkimler görüş değiştiriyor, sizce bir yerlerde bir sakatlık yok mu, yoksa hukukun üstünlüğünden anladığınız bu muydu?
Devlet Personel Başkanlığı mahkemeye 6000 sayılı Kanun'u gerekçe göstererek itiraz ediyor, diğer taraftan da bu arkadaşlara "Siz 6000 sayılı Kanun'a tabi değilsiniz." diye yazı veriyor. Bu yazıların hepsi bende mevcut arkadaşlar. Diyorsunuz ki: "Mevzubahis olan 80-100 kişi." Arkadaşlar, hukukun bu kadar pespaye edilmesine seyirci mi kalacağız? Öte yandan sizler değil misiniz "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." diyen. Kaldı ki buna benzer binlerce adaletsiz uygulama ve hukuk garabeti var on yıldır yönettiğiniz ülkemizde.
Bu somut meselenin çözümü için Hükûmetin, kurumları arasındaki bu çekişmeyi gidermesi gerekiyor. Devlet Personel Başkanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Danıştay arasında sıkışıp kalan ve ne yapacağını bilemez hâlde Meclisten çıkış yolu arayan insanlar? Gelin, Hükûmetinizin çare makamı olduğunu gösterin, partinizin adaletle ilgisinin bir isim benzerliği olmadığını gösterin. Devlet Personel Başkanlığı ve Sağlık Bakanlığı karşılıklı olarak davalarını geri çeksin, bu arkadaşlar ister eski kurumlarında ister yeni kurumlarında göreve başlatılsın. Aksi takdirde, bir insanın ağlamasının millî vicdanları da gözyaşına boğacağının ve bunun hem Allah nezdinde hem de vicdanlarda sorumluluğunun Hükûmetinize ait olacağının bilinmesini istiyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Korkmaz.