| Konu: | 2012 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2010 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 43 |
| Tarih: | 20.12.2011 |
CHP GRUBU ADINA İSA GÖK (Mersin) - Ben joker konuşmacı olarak çıktım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Bütçe görüşmeleri sonlanıyor artık, bir sorun daha aşılıyor ama esasen AKP Grubu bilerek veya bilmeyerek Türkiye'yi bir kaosa sürükledi. Şöyle ki yaz aylarına girdiğimizde belki de çıkan kanunları, yasama organının çıkarttığı kanunları onaylayacak bir Cumhurbaşkanı bulunamayabilecek. Zira, öyle bir nokta oldu ki Sayın Cumhurbaşkanını da, Sayın Başbakanı da bu zor duruma düşüren, bu kaosu yaratan doğrudan AKP Grubunun hukukçu kurmaylarıdır. Net olarak söylüyorum. AKP Grubunun hukukçu kurmayları, Cumhurbaşkanını da, Başbakanı da zor bir duruma düşürmüştür. Yetmiyormuş gibi Sayın Başbakanın önüne sorunu çözmek için getirilen öneriler, aslında sorunu daha da büyütecek önerilerdir. Âdeta beş yıl mı, yedi yıl mı kargaşasında, bir bombayı Sayın Başbakanın kucağına AKP Grubu bırakmıştır. "Kararı Sayın Başbakan verecek." demişlerdir, hukuki bir cevabı siyasi makama tevdi ederek Sayın Başbakanı kucağında bombayla yalnız bırakmışlardır. Biraz geçmişe gidelim ve hukukçu arkadaşlar biraz hatırlasınlar neler olduğunu.
Arkadaşlar, 21'inci Dönemde, 31 Mayıs 2007 tarihinde -Sayın Mehmet Ali Şahin orada bulunuyor- Meclis bir Anayasa değişikliği kanunu çıkardı, 5678 sayılı Yasa. Bu yasa daha önce çıktı. O dönemde Cumhurbaşkanı Sayın Sezer veto etmişti. 21'inci Dönem Parlamentoya iade olarak geldi, Parlamento aynen kabul etti, gitti.
Arkadaşlar, bu değişiklikte değiştirilen üç ana grup vardı:
1) Milletvekilliği süresinin beş yıldan dört yıla indirilmesi,
2) 367 krizi denen nisap yani Meclisteki toplantı yeter sayısının düzenlenmesi,
3) Cumhurbaşkanlığının halk tarafından seçilmesi ve süresinin beş yıl olması.
Sayın Sezer, belki de çok ince bir siyasi manevrayla bu ikinci kez kabul edilen kanunu, 5678 sayılı Yasa'yı, yasal zorunluluk olmamasına rağmen, halk oyuna sunmuştu, referanduma götürmüştü. Referandumda halk, bu grup değişiklikleri yüzde 68,95'le onaylamıştı arkadaşlar, onayladı. Bu değişiklikle Cumhurbaşkanlığının beş yıla indiği zaten kesinleşmişti, diğer iki değişiklik yani milletvekilliğini dörde indiren, nisap sayısını da değiştiren değişiklik derhâl uygulamaya geçti, uygulama kanunları çıktı.
Burada bir incelik var. Bu kanunu yazan AKP'nin hukukçu kurmayları 101 ve 102'nci maddeyi yazarken beş yıllık sürenin doğrudan uygulanacağını biliyorlardı. Biliyorlardı ki o değişiklikle -Sayın Elitaş, iyi hatırlayın- geçici 18 ve geçici 19'u yazdılar. Geçici 18 ve 19, halk oyuna sunmaya giderken bir hafta önce 22'nci Dönem Meclisi tarafından bir kanun değişikliğiyle referandum metninden çıkarıldı. Geçici 18 ve 19'un konuluş amacı neydi? Beş yıllık süre doğrudan uygulanacağı için 11'inci Cumhurbaşkanının seçim usulünü yani 102'yi netleştiriyordu, uygulama sistemini koyuyordu. Orada AKP'nin hukukçu kurmayları bir hata yaptılar, geçici 18 ve 19'u çıkartmak ile 101, 102 değişikliğinin derhâl uygulanacağı net olmasına rağmen işin çözüleceğini sandılar ama çözülmedi. Onlar da zaten çözülmeyeceğini biliyorlardı çünkü kafalarda hep beş yıl vardı. Geçici 18 ve 19'da yalnızca 11'inci Cumhurbaşkanı Sayın Gül'ün halk tarafından seçilmesi olayını ertelediler. Gerekçe çok açıktı.
Arkadaşlar, 5678'i okuyun, çok açık. Biz buna dayanarak Anayasa Komisyonunda alt komisyonları kurduk, Milletvekili Seçim Kanunu çıkarttık mesela bir. Dedik ki burada gerekçe olarak "Anayasa'mız değiştirilmiştir. Anayasa değişikliğiyle beş yıl olan vekillik süresi dört yıla inmiştir. Bir uygulama kanunudur bu. Anayasa'ya uyum sağlıyoruz." ve Kanun'un gerekçesinde açıkça yazdık. Anayasa Komisyonunun raporunda var. Sayın Burhan Kuzu buradaysa o da bunun cevabını verir. Burada zaten o Anayasa'daki sürelerin derhâl uygulanacağını kabul ettik. Bu, anayasal hükümdür.
Aynı şekilde, Meclisin nisap sorununa da derhâl uygulanacağı kesindi ve uygulandı.
Cumhurbaşkanlığı seçimine gelince ortalık karıştı. Neden karıştı? AKP'li hukukçu kurmayların hataları ortaya çıktı. Çünkü "Beş yıl mı, yedi yıl mı?" konusunda tartışma çıktı ortaya ama hem Anayasa Mahkemesinin bu konuda müktesep olmayacağına dair 31 Ocak 2007 günlü ve 12 sayılı Kararı'nı okursanız da, 5678 sayılı Yasa'yı okursanız da o cumhurbaşkanlığı süresinin beş yıla düşürüldüğünün uygulama kanununu geçen sene çalıştık biz Anayasa Komisyonunda ve alt komisyonda. Onun da -Anayasa Komisyonu raporunda- cumhurbaşkanlığının beş yıla indirilmesi sebebiyle bir usul kanunu olduğu Anayasa Komisyonu Raporu'nda yazıldı. Şu anda neyi tartışıyoruz? "Beş yıl mı, yedi yıl mı?" diye tartışılmaz. Ama hukukçu kurmaylar öyle akıllılar ki bombayı Başbakanın kucağına attılar. Ne oldu? "Başbakan karar verecek?" Arkadaşlar, Anayasa'nın hükmü çok açık, "beş yıl" diyor, beş yıl. Bunu değiştiremezsiniz. Hukukçu kurmaylar sorumluluğu, bombayı Başbakanın kucağına attıkları gibi, "yedi yıl" lafını kullandırıyorlar siyasi manevra gereği ve deniyor ki şimdi de yine -arkadaşlar, kılavuz karga olmamalı asla- "Bir yasa değişikliğiyle komisyona gelecek olan Cumhurbaşkanlığı seçimi kanununa bir geçici madde koyarak çözeriz."
Ne yazık ki bu Mecliste, maliyeciler, iktisatçılar, muhasebeciler yorum yapıyor hukuk konusunda. Arkadaşlar, genelge genelgeyle değişir. Değil mi Sayın Elitaş? Bu lafım size. Yönetmelik yönetmelikle değişir, tüzük tüzükle, kanun kanunla. Anayasa değişikliğini siz, bir kanuna geçici madde koyarak değiştiremezsiniz. Anayasa değişikliği bir kanundur ama Anayasa 175'inci maddeye göre çıkarılan bir kanundur. Başbakana yine yanlış bilgi vermişsiniz. Başbakan diyor ki: "Cumhurbaşkanlığı seçimi kanununa geçici madde koyacağız, öyle değiştireceğiz." Olmayacağını aslında o bombayı verenler çok iyi biliyorlar. Böyle bir şey olmaz.
Peki, bunun çözümü ne? Çözümü çok basit aslında. Ben o yüzden Sayın Elitaş'a diyorum ki: "Gülmeye ara vererek derhâl CHP'ye, MHP'ye, BDP'ye gitmek zorundasınız. Anayasa 175 dâhilinde bir Anayasa değişikliğiyle 101'in uygulanmasını değiştirmek zorundasınız. Aksi hâlde, bu Anayasa, bu madde bu hâliyle kaldığı müddetçe siz, ağustos ayından önce Yüksek Seçim Kurulunun seçimi başlatması karşısında Türkiye'yi bir kaosa sürüklersiniz. Zira, bu amir hükmü uygulamak herkesin görevi. Burada bir yorum yok, yorum yapamazsınız, hüküm çok açık. "Bazı kararlara dayanarak bunu aşabilir miyiz?" diye düşünüyorsunuz. Arkadaşlar, yol yakınken Cumhurbaşkanlığı makamını ve Başbakanlık makamını, beceriksiz hukukçularınızın yanlış yönlendirmesi yüzünden Türkiye'yi daha fazla kaosa sürüklemeyin. Bu işin çözümü çok basittir: Anayasa'ya geçici madde, grupların anlaşması zorunludur, gezmeye başlamanızda çok büyük fayda var.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Gök.