GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AFET RİSKİ ALTINDAKİ ALANLARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ HAKKINDA KANUN TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:78
Tarih:14.03.2012

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; Sayın İstanbul Milletvekilimiz "99 depreminden sonra hâlâ daha hasarlı olduğu bilinen binalarda insanlarımız oturuyor. Bunlara karşı ne yapacaksınız?" dedi. Tabii, bu ifade doğrudur. Biz de bunun için tedbirler alıyoruz. İstanbul'da gerek İstanbul Büyükşehir Belediyesi gerek İstanbul Valiliği gerekse Bakanlık tarafından gerekli çalışmalar yapılmaktadır. Ağır hasarlı binalar, hasarlı binalar tespit edilmekte ve insanlarımızın bu binalardan tahliyesi için çalışmalar yapılmaktadır ama mevcut yasalar bunları tahliye etmede yetersiz kaldığı için, kaynak bakımından da yetersiz kalındığı için, işte bu yasayı bunun için düzenliyoruz. Hatırlattığı için ve şu anda yüce Meclisin gündeminde olan yasayı da kuvvetlendirici ifade kullandığı için Sayın Aslanoğlu'na teşekkür ediyorum.

"Bazı ilçelerde de haksızlık yapıldığı" şeklinde ifadesi var. Bunu ben tam anlayamadım, bunu yazılı olarak verirse bunları da araştırırız.

"Hangi ilçelerde daha çok deprem riski var?" sorusuna da, bilindiği üzere, bu gelen fayın -tabii araştırmalar, gerek jeofizik mühendislerinin gerek jeoloji mühendisi ve profesörlerin gerekse deprem mühendisi ve inşaat mühendislerinin yaptığı açıklamalar da tam yeknesaklık sağlamamaktadır- Avcılar, Bağcılar, Büyükçekmece aksı üzerinden Tekirdağ'a doğru gittiğini, Zeytinburnu'ndan itibaren ilçelerin daha çok risk taşıdığını, ama gerek Karadeniz kıyısının gerekse kuzeye doğru Trakya kesimlerinin -yani Çatalca'nın- daha sağlam olduğunu söylüyorlar ama bunlar ifadelerdir, bilimsel ifadelerdir. Bunları da burada ben ifade ediyorum, bunlar da benim aleyhimde suç olarak kullanılabilir ama duyduklarımı sizinle paylaştım. Çok teşekkür ediyorum.

Oktay Bey'in dediği "Çeşitli illerde kentsel dönüşümler yapılıyor, bunlar nelerdir?" yazılı olarak bu bilgileri istedi. TOKİ'den ihale alan ve gıda bağışları yapanları da -bunları da çalışıp- TOKİ'den bilgi alıp kendisine takdim edeceğim.

Sayın Doğru "Belediyelerin verdiği ruhsatlarda aşırı formalite var ve yüksek harçlar alınıyor. Bu bakımdan, vatandaş zaman zaman ruhsat almadan da ev yapıyor, bu da, mühendislik hizmeti almadan depreme dayanıksız yapılar oluyor." dedi. Bunun için çok ciddi çalışma yapıyoruz mevcut kanunla, yönetmelikle ne yapabiliriz diye. Ruhsatı alınırken hem evrak sayısını azaltma hem imza sayısını azaltma, bundan sonra çağdaş ülkelerin, modern ülkelerin, bilimsel ülkelerin yaptığı gibi ruhsatlarda kolaylık ama ruhsattan sonra denetimlerde sıkı bir denetim yapma sürecini başlatmak için çalışmalarımız son safhaya gelmiştir.

"Deprem sigortasını fakir insanlar ödeyemiyor, bunu devlet karşılayamaz mı?" ifadesi var. Böyle bir çalışmamız yok ama deprem sigortasının çok düşük olduğunu biliyorum, bunu da sizlerle paylaşmak istiyorum.

Van'da çadırda yaşayanların tamamı konteynerlere, yani geçici konutlara taşındı, kiracılara da konteyner verdik. Fakat, şöyle bir şey var Van'da: İnsanlarımız, yine artçı depremler olduğu için evlerinde gece kalamıyor, evinin yanında, hemen bitişiğinde konteyner istiyor. Tabii bu, çok zor bir olay. Şu anda çadırda kalan insanımız yok. Ancak yine ilave konteyner talebi var, yok değil, fakat bunlar esasa müteallik değil. Bu bakımdan, sağlam olan evler ve konteynerler şu anda Van'ın problemini çözmüş vaziyettedir.

Adıyaman'da ve diğer yerlerde sadece AK PARTİ'li belediyelere çöp toplama aracı verildiği yönünde bir ifade var. Kesinlikle buna katılmıyorum. Hangi milletvekilimizin, hangi belediye başkanımızın talebi varsa, kesinlikle herhangi bir siyasi görüşle bakma hakkına sahip olmadığımı bilerek, bu belediyelere imkânlarımızın ölçüsünde çöp aracı veriyoruz ve bundan sonra da vermeye devam edeceğiz. İzmir'de önümüzdeki cumartesi günü yüz yetmiş dört tane çöp aracı dağıtacağız törenle. Buyurun, oraya teşrif edin, orada hangi belediyelere, ayrım yapmadan nasıl verdiğimizi de görürsünüz.

"Kayseri'nin fay hattı üzerinde olup olmadığı noktasında çalışma yapıldı mı?" diye bir milletvekili arkadaşımızın sorusu var. Bu deprem kapsamında tüm illerimizi taramadan geçireceğimizi de ifade etmek istiyorum.

Esenyurt'ta yapılan olay bir skandaldır ve insanlığa karşı işlenen bir suçtur, buradaki şahsın, buradaki müteahhidin, yüklenicinin, taşeronun işlediği suçtur. Yasalar karşısında gerekli cezayı görecektir. Tabii ki bu insanlarımız, kardeşlerimiz yangında öldükten sonra yapılan sigortalar da daha büyük sahtekârlıktır. Bunun için gerekli tedbirleri aldık ve almaya da devam ediyoruz.

Van depreminden sonra Sayın Başbakanımız "Ocak ayından sonra kimse çadırlarda kalmayacak, herkes geçici konutlara taşınacak." diye ifade etmişti. Burada küçük bir aksamamız oldu, ben Van halkından ve sizlerden özür diliyorum, ama bugün itibarıyla Van'da çadırda yaşayan bir insanımız yoktur.

Konteynerlerin fabrikadan çıkış bedeli 7 bin lira ile 10.500 lira arasındadır. Van'da yerleştirilmesi, altyapı, çevre düzenlemesi ile yol, su, elektrikle birlikte 14-15 bin liraya mal olacaktır, 50 bin lira gibi bir rakam yoktur.

BÜLENT BELEN (Tekirdağ) - Konteyner değil, prefabrik, Sayın Bakan.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon) - Prefabrik evleri biz kendimiz para vererek Van'da yapmadık, bunların tamamı bağıştır. Bunun dışında bizim yaptığımız binalar kalıcı konuttur. Prefabrik Mevlânâ evleri vardır, bunların fiyatları daha da düşüktür, 7 bin lira civarındadır yani biz devlet olarak 50 bin lira değil, 20 bin lira vererek de herhangi bir prefabrik ev yapmadık. Geçici olarak söylüyorum ama kalıcı prefabrik yapılmışsa onu ayrıca yazılı verirseniz, bunun da cevabını size veririm.

Yine 19'uncu maddeyle ilgili saygıdeğer milletvekilimizin "Kültür ve Turizm Bakanlığından görüş alacaksınız, buna itibar edecek misiniz?" sorusu? Görüş ne için alınır? Tabii ki itibar etmek için alınır. Kültür ve Turizm Bakanlığıyla beraber çalışıyoruz. Bakanlık ne diyorsa kültür varlıklarına dair ve tarihî doku, sit alanlarına dair? Zaten bu sit alanları Kültür ve Turizm Bakanlığının oluşturduğu kurullardan da geçmek zorundadır. Bu bakımdan yasalara uymak zorundayız. Bunu da bilgilerinize arz ederim.

Maliye Bakanımız "Başbakanımızın talimatıyla Van depreminden sonra 2 milyar TL yardım yaptık?" "Bu yardım nasıl dağıtıldı, Kütahya'da aynı şekilde yapıldı mı?" sorusuna?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon) - Bitiriyorum Sayın Başkan, iki soru kaldı.

Afet riski altındaki alanların sorunlarıyla ilgili, bu Başkanlık Sayın Beşir Atalay Bey'e bağlı. Onunla görüştük, Van'da insanlarımıza ne veriyorsak Kütahya'da da aynısını vereceğiz diye karar aldık. Başbakanımız da böyle bir talimat verdi, bunu Kütahya'da da?

ALİM IŞIK (Kütahya) - Verilmedi Sayın Bakan! "Vereceğiz." yok, verilmedi şimdiye kadar.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon) - Vereceğiz aynısını.

ALİM IŞIK (Kütahya) - Verilmedi! Kanun çıktı, çıkarmadınız, eklemediniz, verilmedi. Kimi kandırıyorsunuz ya, sekiz ay oldu!

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon) -Altı ayda konutları bitirdik, diğer eksikleri de yapacağız Simav'da.

3'üncü maddede ipotek soruldu. Buradaki ipotek sadece burada yapılan masraflarla ilgili ipotektir ve faiz burada söz konusu değildir.

Yine, meralarla ilgili bir milletvekilimize atfen söylendi. Burada İzmir Milletvekilimiz Ünal Bey'in dediği şudur zannediyorum: Mera vasfını kaybeden şehir içerisinde alanlar varsa bu alanların kentsel tasarım için kullanılması esastır. Tabii ki mera vasfı devam eden yerlerin süt için, mera için, hayvancılık için kullanılması esastır.

Tekrar hepinize saygılar sunarım.

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Bakan.