GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRKİYE CUMHURİYETİ EMEKLİ SANDIĞI KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:45
Tarih:22.12.2011

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 113 sıra sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 3'üncü maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önerge hakkında söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime başlarken Fransız Parlamentosunun almış olduğu kararı kınıyorum.

Bugün üzerinde değişiklik yapmakta olduğumuz kanun da bir AKP klasiğidir. 5510 sayılı Kanun yapılırken bilerek veya bilmeyerek eksik bırakılan hususlardan bir kısmı bugün görüşmekte olduğumuz kanunla çözülecek ama sosyal güvenlikle ilgili bütün sorunlar çözülmeyecek. Çünkü kalıcı kanunlar yapmak için yeteri kadar hazırlık yapılması gerekir. Böyle alelacele hazırlanan kanun tasarıları yapboz tahtası olmaya mahkûmdur. Anayasa'mızın 60'ıncı maddesi "Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar." hükmünü amirdir. Bu teşkilat Sosyal Güvenlik Kurumudur. Ancak Kurumun yapılanmasında ciddi eksiklikler vardır. Kurumun yeteri kadar bilişim uzmanı olmadığı için sistemin sürekli ve düzgün çalışmasında aksaklıklar olmaktadır.

Kurumun ilçe müdürlüklerinin kurulmasında kanunla belirlenmiş kriterler yoktur. İktidar istediği ilçeye müdürlük kurmakta, istemediğine kurmamaktadır. İlçe müdürlükleri kurulurken önceliğin nüfus ve il müdürlüğüne olan uzaklığa göre belirlenmesi önem arz etmektedir. İlçe müdürlüklerinin tahsilat yetkisinin olmaması önemli bir sorundur. Bilindiği gibi, Bağ-Kur ve SSK primleri süresi içinde banka şubelerine ödenebilmektedir. Ancak, süresi içinde ödenmeyen, cezalı duruma düşen prim ödemeleri için vatandaş sosyal güvenlik il müdürlüklerine gitmek zorunda kalmaktadır. Bu tahsilat ilçe müdürlüklerinde yapılabilir. Bu, çözülmesi gerekli ve çözülmesi kolay bir sorundur. Konunun çözümü konusunda Sayın Bakanın ilgisini bekliyorum.

İktidar, kanun hükmünde kararnameyle sağlık hizmetlerini yeniden yapılandırdı ve bu yapılandırma güzel kılıflarla yandaş medya aracılığıyla kamuoyuna pazarlandı.

Yeni sağlık sisteminin sonucu olarak ilk tepkiler gelmeye başladı. Devlet hastanelerinin uzman hekimleri emeklerinin karşılığını almak için özel hastanelerin kapısında iş kovalamaya başladılar.

Şimdi, sonuç ne olacak ona bakalım. Vatandaş gidecek devlet hastanesinde doktor yok, haydi bakalım özel hastaneye. Özel hastaneye gidince hem vatandaş daha çok katılım payı ödeyecek hem de Sosyal Güvenlik Kurumu daha fazla para ödeyecek, yani hem vatandaş zarar edecek hem de devlet zarar edecek. Zaman kaybetmeden bu yanlışı düzeltin hem vatandaş hem de devlet kazansın.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; devlet hastanelerinin yeterli hizmet üretmesi sağlanamazsa vatandaşın mağduriyeti artarak devam edecektir. Sağlık sistemi çaktırmadan özelleştirilirse bunun sonucu "Ne kadar paran o kadar sağlık hizmeti." olacaktır.

Bir başka önemli konu da sosyal güvenlik bütçesinin açıklarıdır. Her hükûmet bundan şikâyet eder. Bunun çaresi bellidir.

Birincisi: Kaçak çalışmayla mücadele edeceksiniz. Yani fiilen çalışanların tamamından prim alacaksınız.

İkincisi: Özellikle serbest çalışanların, çiftçilerin, işverenin prim borçlarını ödeyebilecekleri kadar kazanabilecekleri sağlıklı bir ekonomik yapı oluşturacaksınız.

Üçüncüsü: İşsiz gençlerimizin üretime katılmasının sağlanması, istihdamın artırılıp işsizliğin azaltılmasıdır.

Bunları gerçekleştirdiğiniz zaman reçete parası, ilaç parası, katılım parası vesaire diye vatandaşın cebindeki 1 lirayla uğraşma ihtiyacınız ortadan kalkacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz kanunun milletimize hayırlı olması dileğiyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Erdoğan.