GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 18 MART ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜ VE ÇANAKKALE DENİZ ZAFERİ'NİN 97'NCİ YIL DÖNÜMÜNE İLİŞKİN
Yasama Yılı:2
Birleşim:79
Tarih:15.03.2012

MUSTAFA SERDAR SOYDAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 97'nci yılı nedeniyle söz almış bulunuyorum. Hepinize saygılar sunuyorum.

Değerli arkadaşlar, Birinci Dünya Savaşı'nın en kritik aşamalarından Çanakkale savaşları, siyasal ve askerî sonuçlarıyla Türk ulusunun yazgısını ve tarihin akışını değiştirmiştir. Dünya Çanakkale'de Türk insanının kahramanlığına, cesaretine, onurlu direnişine tanıklık etmiştir. Çanakkale'de gösterdiğimiz üstün başarı, ulus olma bilincinin de tohumlarını atmıştır.

Çanakkale savaşlarının Türk tarihi yönünden en önemli sonuçlarından biri de dünyanın genç komutan Mustafa Kemal'i tanımış olmasıdır. Mustafa Kemal, Çanakkale cephesindeki üstün başarılarıyla herkesin sevgi, saygı ve hoşgörüsünü kazanmıştır. Böylelikle büyük bir komutan ve önder olarak yakın gelecekte Türk ve dünya tarihinde oynayacağı rolün işaretlerini Çanakkale'de vermiştir. Çanakkale Savaşı'nın stratejisi asla unutulmayacak.

İngilizler ve Fransızlar bu savaşı kaybetmelerini tarihlerinin en büyük beceriksizliği olarak hatırlarken biz onlara şunları söyleyeceğiz: "Hayır, çok iyiydiniz. Ordunuz, stratejiniz, askerleriniz, silahlarınız çok iyiydi ancak bunlarla bizi yenmenize imkân yoktu çünkü hesaba katmadığınız bir şey vardı; biz vatanımız için çarpışıyorduk, siz emperyalizm için çarpışıyordunuz."

Değerli arkadaşlar, Çanakkale savaşlarını benzersiz kılan işgalci devletlerin dönemin en muazzam savaş gemileri ve binlerce askeriyle Boğaz'ı kuşatıp arsızca saldırması değil, gökten yağmur gibi yağan, ateşe göğsünü siper eder aziz Mehmetçik'tir. Çanakkale'yi Çanakkale yapan bitmek tükenmek bilmeyen düşman mermilerinin sesi değil, yaralı düşman askerlerini sırtına alarak, düşman mevzisine kadar götürerek işgalci askerlere insanlık dersi veren kahraman Mehmetçik'tir. Çanakkale'yi Çanakkale yapan cepheye gönderdiği oğluna "Ya şehit ol ya gazi." diyerek vatanın her bir karış toprağını evladının canından üstün tutan Türk anasıdır.

Üzerinde yaşadığımız bu kutsal vatan topraklarını, milletimizin varlığını, birliğini ve beraberliğini, ölümsüz sembolleri bizlere armağan eden aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, şükranlarımızı sunuyoruz. İçte ve dışta dost düşman tüm cihan bilmelidir ki atalarımızın emaneti olan yurt topraklarını sonsuza değin koruyacak, çağdaşlaşma çabalarını sürdürecek, laik ve demokratik cumhuriyeti yeni eserlerle daha da ileriye taşıyacağız çünkü bu, gururumuz ve kıvanç kaynağımız şehitlerimize borcumuzu ödeyebilmenin tek yoludur.

Sayın milletvekilleri, sözlerimi Bülent Ecevit'in dizeleriyle sürdürmek istiyorum:

"Söyle arkadaşım" dedi Anadolulu Mehmet

yanıbaşındaki Anzak erine,

"Nereden kopup gelmişsin,

neden çökmüş bu mahzunluk üzerine?"

"Dünyanın öbür ucundan" dedi gencecik Anzak,

"Öyle yazmışlar mezar taşıma,

doğduğum yerler öylesine uzak,

örtündüğüm topraksa gurbet bana."

"Dert edinme arkadaşım" dedi Mehmet,

"Değil mi ki bizlerle birleşti kaderin,

değil mi ki yurdumuzun koynundasın ilelebet,

sen de artık bizdensin,

sen de bencileyin bir Mehmet."

Değerli arkadaşlar, bugün kendinde sermaye, yetki ve makam bulunup hukuksuzluk, adaletsizlik yapanlar biliniz ki zamanın kendini yenilmez sanan birleşik donanmasına, mağrur armadasına benziyorsunuz. Bugün de bir Nusret Mayın Gemisi çıkar sizi darmadağın eder, perişan eder, tarumar eder. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Bilin ki her zaman kendini güçlü sananlar kazanmaz. Unutmayınız ki bir davaya inananlara top, tüfek sökmez. Kirli ittifaklar, asker üstünlüğü, teknik imkânlar, Mehmetçik'in göğsünde o gün söndürülmüştür. Yani 1915'in mermileri bugünün iftirası olsa; 1915'in topu, tüfeği 2012'nin tehditleri, dinlemeleri olsa; dünün hilesi bugünün hukuk tanımazlığı, 1915'in esir alınmışlığı 2012'nin hapishaneleri olsa yine de sökmez. Bir kere adandı mı bir yürek bir davaya ve bir baş verildi mi bir ülkü uğrunda hiçbir şey yıldıramaz. Ölümü bile hafife alan tarihî meydan okuma, bize, bu dersi verir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Bitiriniz lütfen.

MUSTAFA SERDAR SOYDAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, Türkiye Büyük Millet Meclisinde son olaylar bir kez daha göstermiştir ki bugün, başta bir kutsal çatının altında görev yapan bizlerin ve tüm milletimizin sevgiye, kardeşliğe her zamankinden daha fazla ihtiyacı vardır. Gelin, bunu, 18 Mart Şehitleri Anma Günü vesilesiyle halkımıza, tüm dünyaya hep birlikte duyuralım.

Sevgilerimle. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Soydan.