GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AK PARTİ GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:47
Tarih:04.01.2012

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Her defasında olduğu gibi, tekraren ifade ediyorum: Meclisimizin gündemini belirlemek yetkisi Hükûmete aittir çünkü ülkeyi millet adına yönetmek sorumluluğu siyasi iktidarındır. Öyle olunca toplumun sorunlarının çözümü için gerekli hukuki düzenlemenin öncelik sıralamasını siyasi iktidar, Hükûmet ve onun Meclis grubu belirleyecektir. Arzu edilen husus bunun muhalefet partileriyle uzlaşarak birlikte yapılması çünkü yaptığınız programla bu Meclis çalışmaktadır. Çalışma süresiyle ve çalışacağı konuların sıralamasıyla hepimizi yakından ilgilendirdiği için olması gereken Meclis Genel Kurulunun gündeminin Mecliste grubu bulunan tüm siyasi partilerle birlikte tanzim edilmesidir. Bu yönde birçok defa birlikte, ortak Danışma Kurulu kararları getirilebilmiştir ama bazen de uzlaşma temin edilemediği zamanlarda grup önerisiyle buraya teklifler getirilir, bu teklifler Genel Kurulun bilgisine ve onayına sunularak Meclisimizin çalışma saatleri ve çalışma konuları şekillenmiş olur.

Bugün de böyle bir olayla karşı karşıyayız. AKP Grubu bugün, hatta 9 Şubata kadar Genel Kurulun çalışma süresini belirliyor ve bu hafta için mevcut gündem sıralamasına arka sıralardaki, komisyondan yeni çıkmış bir kanun tasarısını, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin görüşülmesini getiriyor. Demin de arz ettiğim gibi bu kendi takdirleridir. Biz Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak bu takdire, bu teklif doğrultusunda hazırlığımızı yaptık, muhalefet görevimizi, muhalefet düşüncelerimizi de ifade ederek katkı vereceğiz.

Değerli arkadaşlar, tabii ki şunu da söylemek gerekir: Burada hukuk kuruyoruz, kurduğumuz hukukla toplumun sorunlarına çözüm üretiyoruz. Kendi yaptığımız kanunlarda sürekli olarak değişiklik yaparak kendimizin sebep olduğu birtakım sorunların çözümüne imkân veriyoruz.

Bu noktada sorumluluğumuz ağırdır çünkü burada kurduğumuz hukukla toplumun bir kısmı, bir kesimi büyük problemler yaşıyor. Bu problemler, eğer örgütlü bir güç varsa buralara duyuruluyor ve tekrar düzeltiyoruz ama eğer buralara getirilemiyorsa bu sorunların çözümü, o toplum kesimi kendi sorunlarıyla boğuşup duruyor.

Bu kapsamda, bu anlamda, mesela yine toplumun bir sosyal sorunu hâline gelen bu çek meselesi, çek mağdurları meselesi iki yönlü bir hadise. Çek sahibi ve çek veren her iki kesim mağdur ama sorunun çözümü bugün ortadaki hukukla temin edilemiyor. Buna bir çözüm üretmek mecburiyetindeyiz. Bu konuda Hükûmetin bir hazırlığı olduğu sözü duyuluyor, ama bugüne kadar buraya gelmedi, ama "çek mağdurları" diye tanımladığımız, çekini karşılayamadığı için çalışma özgürlüğünü kaybeden, yani kaçak duruma düşen veya tutuklu olan insanların feryatları her gün sizlere de ulaşıyor, hepimize ulaşıyor. Bu sorunu yok sayamayız. Her yönüyle -çek mağdurları- ikili bu mağduriyete zemin teşkil eden hukuk düzeltilmeli, bu konuda sorumluluk yüklenmesi gereken bazı kurumlar da sorumluluk yüklenmeli, bu sorun çözülmeli.

Bir başka husus: Bu İcra İflas Kanunu'nda bir değişiklik kanun teklifi vermiştik Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak, özellikle ev eşyalarının haczedilememesi ve üretim araçlarının haczedilememesi, yani takım tezgâhlarının haczedilememesi yönünde bir kanun teklifi vermiştik İcra İflas Kanunu'nun ilgili maddelerinde değişiklik yapılması yönünde. Bu, Meclisin ilgili komisyonunda beklemektedir. Bu yönde Hükûmetin de bir çalışması olduğu söyleniyor ama bunlar geciktirilmeden buraya getirilmeli, bu yöndeki düzenlemeler yapılmalı ve sonuç itibarıyla, toplumun bir kesimini çok yakından ilgilendiren bu sorunların çözümüne hukuk oluşturmalıyız.

Bir başka şey, yargılamanın hızlandırılması, tutukluluk sürelerinin kısaltılmasıyla ilgili gerçekten bugün Türkiye'ye yakışmayan, hukuk devleti olma özelliğine uygun düşmeyen uygulamaların ortadan kaldırılabilmesi için yeni bir hukuk kurulması gerekiyor. Bu yönde de bir düzenlemenin yapılmasını biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak talep ediyoruz. Bu konuda, özellikle, bugün, hâlâ milletin oylarıyla seçilmiş milletvekillerinin tutukluluk sürelerinin devam ettirilmiş olmasını kabul edebilmek mümkün değil. Bunda da bir düzenleme olmasını talep ediyoruz ve AKP Grubundan, İktidar Grubundan bu yönde Meclis Genel Kurulunun önceliklerini belirlerken bu hususları da dikkate almalarını talep ediyoruz.

Değerli arkadaşlar, son günlerde yaşadığımız birtakım hadiseler maalesef Türkiye'yi ve Meclisimizi germiş bulunmaktadır.

Değerli arkadaşlar, öyle zamanlar vardır ki, öyle zor zamanlar vardır ki bu zor zamanların acısıyla hepimiz birden ayağa kalkar, sesimizin en yüksek perdesinden birbirimize bağırır çağırırsak bu topluma, bu ülkeye haksızlık yapmış oluruz.

Sebebi bir an önce araştırılıp, gerçeklerin ortaya çıkartılıp milletin bilgilendirilmesini talep ettiğimiz bu son hadisenin üzerine siyaset bina ederek ülkeye ve millete zarar vermenin kimseye bir faydası yoktur. Israrla, Milliyetçi Hareket Partisi olarak herkesi böyle zor zamanlarda, dar zamanlarda sağduyulu olmaya, sorumluluk anlayışıyla hareket etmeye davet ediyoruz.

Değerli arkadaşlar, ortak sorumluluğumuz olarak bu ülkenin birliği, bu milletin birliği hepimizin ortak paydası, en önemli değeri. Bunu yaralayacak, bunu bozacak hiçbir girişim haklı olamaz. Hele özellikle birtakım acıları kullanarak devleti ve milleti suçlamak hiç kimsenin haddi değil, hiç kimsenin de hakkı değil. Devlet olmazsa burada bulunamazsınız.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Bombalayanları ne yapalım Şandır? Bombalayanları ne yapalım, söyle. Katliam yapanları ne yapalım? Biraz bu vicdanınızı çalıştırın ya!

BAŞKAN - Lütfen Sayın Kaplan?

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Sayın Hasip Kaplan, rüzgâr eken fırtına biçer.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Ama bizi suçluyorsun. Katliamcıları bırakıyorsunuz, bizi suçluyorsunuz. Yapmayın!..

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Rüzgâr eken fırtına biçer. Sen ne söylendiğini bile anlamayacak kadar?

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Ama "Biraz adalet, biraz vicdan." diyorum.

BAŞKAN - Sayın Kaplan, lütfen? Sizi sükûnetle dinlediler. Lütfen Sayın Kaplan?

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Siz ne söylendiğini, söylenileni anlamayacak kadar öfke dolu ve karşınızdakini dinlemeyen?

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Öyle değil, anlamıyorsunuz. Bu olayın başından beri Hükûmeti destekliyorsunuz. Böyle bir yanlış yapmayın. Yani samimi söylüyorum.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - ?söylediklerinizle de Türkiye'ye zarar veren bir yapı içerisindesiniz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu milleti, bu ülkeyi soykırım yapmakla suçlayan Ermenilerdir, Fransızlardır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Al işte, alkışları alıyorsunuz. Katliam yapanları savunursanız elbet alırsınız.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Ama siz kalkıp bu milletin kürsüsünden bu ülkeyi soykırım yapmakla suçluyorsunuz. Böyle bir şeyin kime faydası var?

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Katliamdır, toplu katliamdır.

MEHMET ŞANDIR (Devamla)- Tekrar ediyorum Sayın Kaplan, tekrar ediyorum: Herkes bu dönemlerde sağduyulu olmak ve sorumlulukla hareket etmek mecburiyetinde.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sağduyu, sorumluları çıkarmakla olur. Yapmayın!

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Bu ülkenin bölündüğünü ifade ederek burada siyaset yapılmaz. Eğer maksadımız bu ülkeyi bölmek değilse bölündüğünü ifade ederek hiçbir soruna çözüm üretemezsiniz.

Değerli arkadaşlar, tekrar ediyorum: Bu ülke bizim. Bu ülke kolay kurulmadı. Bedeli kanla ödenerek vatanlaştırıldı ve bu ülkenin milletine "Türk milleti" denildi. Farklılıklarımızı kimlikleştirerek ayrıştırmak nasıl akıllılık olabilir? Biz, ortak paydalarımızı öne çıkartıp onu güçlendirerek, birlikte yaşama iradesini sahiplenerek, yanlışın üzerine birlikte giderek ancak çözüm üretebiliriz.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - O da katilleri ortaya çıkarmakla olur.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Şimdi böyle olunca, böyle olunca ben tekrar söylüyorum:

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Katiller ortaya çıkarılır, öğrenilir bu.

BAŞKAN - Sayın Kaplan, lütfen dinler misiniz. Lütfen rica ediyorum.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Eğer Türkiye Büyük Millet Meclisi Türk milleti adına sorunlara çözüm üretmek yeri ise bu yaklaşımla çözüm üretemezsiniz, bu öfkeyle çözüm üretemezsiniz.

Tekrar söylüyorum: Herkes sağduyulu ve sorumlu davranmak mecburiyetindedir. Böyle davranmadığımız takdirde bu millete ve bu ülkeye haksızlık yaparız.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Şandır.