GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİNİN SU İHTİYACININ KARŞILANMASINA İLİŞKİN HÜKÜMETLERARASI ÇERÇEVE ANDLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:47
Tarih:04.01.2012

AK PARTİ GRUBU ADINA VOLKAN BOZKIR (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'yle imzalanan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin Su İhtiyacının Karşılanmasına İlişkin Hükümetlerarası Çerçeve Andlaşması'nın onayı vesilesiyle AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum ve yüce Meclise saygılarımı sunuyorum.

Kıbrıs Türk'ü, mücahitlerimizden devraldığı kararlılıkla, hür yaşama iradesini ortaya koyarak insan hakları, hukukun üstünlüğü ve bunun gibi evrensel değerler üzerinde yükselerek dünya sahnesindeki onurlu yerini almıştır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ise, siyasi ve ekonomik alanlarda bugüne kadar katettiği mesafeyi misliyle aşabilecek birikimi ve donanımıyla bizim için iftihar kaynağı olmaktadır.

Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki ilişkiyi güçlendirmek, birlikte hareket etmek ve bu, hem Türkiye'nin hem Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin vardığı noktayla iftihar etmek yerine, bundan rahatsızlık duymak ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni ve Türkiye'yi rahatsız edecek ifadeler kullanmak, Türkiye'yi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde işgalci olarak göstermek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nüfusunu da âdeta Türkiye'den tamamen götürülmüş insanlar hâlinde düşünmek, bence hem vicdana sığmaz hem akla sığmaz hem de bu kadar yıldır çekilen sıkıntılara da karşılık olmamalıdır.

Türkiye Cumhuriyeti ve Kıbrıs Türkleri, Birleşmiş Milletler çevresinde yürütülen müzakereler yoluyla Ada'da kalıcı ve kapsamlı çözüme ulaşılması amacıyla çaba sarf etmektedir. Hedef, 2012 yılının ikinci yarısında kapsamlı çözüme ulaşmaktır. Biz bu hedefin gerçekleşmesi için, Türkiye olarak elimizden gelen tüm imkânları kullanmaktayız, siyasi olarak, ekonomik olarak uluslararası platformda sahip olduğumuz güçten yararlanarak da bu hedefe ulaşılması için gerçekten önemli mesafe katettiğimizi düşünüyoruz. Ancak Kuzey Kıbrıs sorununun çözümü ve Kıbrıs sorununun çözümü Doğu Akdeniz ve Orta Doğu bölgesindeki güven, istikrar ve iş birliğine de katkıda bulunacak olmasına rağmen, Kıbrıs sorunu tek başına Türkiye'nin veyahut Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin çözebileceği bir sorun ve konu değildir. Dolayısıyla, Rum tarafınca da gerekli siyasi iradenin ve kararlılığın ortaya konulması ve önümüzdeki son fırsatın iyi değerlendirilmesi gerekmektedir. Rum tarafı gerçekten dünyada çok az sayıda kalmış, şımartılmış çocuk karakterinde hareket etmekte olan bir camiadır. Bu şımartılmış Kıbrıs Rum toplumunun ve devletinin gerçekten artık uluslararası toplum tarafından ve dünyada bölgede çıkarı olan, bölgede nüfuzu olan, bölgede bu kadar zamandır bulunmuş ülkeler tarafından doğru yola sevk edilmesi ve üzerlerinde baskı kurulması zamanı gelmiştir. Kıbrıs Türk tarafının çözüm yönündeki iradesini kararlılıkla ortaya koymuş olmasına rağmen, maruz bırakıldığı insanlık dışı kısıtlamaların hiçbir makul bir izahı bulunmadığı da açıktır. Ancak 2004 yılında olduğu gibi mevcut sürecin de sonuçsuz bırakılması hâlinde bunun bedelinin Türk tarafına ödettirilmeye devam edilemeyeceğinin, Kıbrıs Türk halkına başkasının uzlaşmazlığının ceremesini yüklenemeyeceğinin bilinmesi de gerekmektedir. Kıbrıslı Türklere uygulanan kısıtlamaların artık kaldırılması gerekmektedir. Dünyada mevcut bütün duvarlar yıkılmış iken Kuzey Kıbrıs'ta bir duvarın mevcut olduğunu görmek hepimizin yüreğini sızlatmaktadır ancak bütün dünyanın da artık bu sorunun çözümü için, bu duvarın da yıkılması için gayret sarf etmesi zamanı gelmiş ve geçmiştir. Kıbrıs Türk'ü refahını yükseltecek ve layık olduğu yaşam kalitesine kavuşacak değerlere ve beceriye sahiptir. Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin bu yolda da her zaman olduğu gibi gelecekte de yanında olacaktır. Türk Hükûmeti, Kıbrıs Türk'ünün girişimciliğinin ve başarma arzusunun ekonomik kalkınma alanında da daha fazla hayata geçirilmesine büyük önem atfetmektedir ve bu yönde de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükûmeti ile birlikte çalışmaktadır. Bir yandan kısa sürede çözüme ulaşılacak gibi bir uzlaşma için çaba sarf ederken, diğer yandan Türkiye ile KKTC arasındaki bağların güçlendirilmesine, her alanda ikili iş birliği mekanizmalarının hayata geçirilmesine, bu yönde girişimlerde bulunmaya devam ediyoruz. Bunun, çözüm çabalarımıza da katkıda bulunacağını düşünüyoruz. Kıbrıs Türk halkının refahı ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ekonomik alandaki başarısı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kendi ayakları üzerinde güvenle durabilmesi, kalkınması ve gelişmesi öncelikli hedefimizdir. Birlikte hareket ederek, süratle KKTC'yi ekonomik olarak çok daha sağlam, müreffeh ve rekabet edebilir bir yapıya kavuşturabileceğimize inanıyoruz.

Son dönemde, bu bağlamda ısrarlı ve kararlı bir politika uygulanmıştır ve önemli gelişmeler sağlanmıştır. Çalışmaların meyvesini vermekte olduğunu, ekonominin güçlendiğini ve refahın giderek arttığını memnuniyetle müşahede ediyoruz. Birçok AB ülkesinde ve dünya genelinde ekonomik sıkıntıların yaşandığı bir dönemde Türkiye'nin yakaladığı başarıdan Kuzey Kıbrıs da mutlaka yararlanacaktır. Bu çerçevede, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne sağlanan hibe, teşvik ve krediler artmakta olup, 2011 yılı itibarıyla bu ülkeye desteğimiz 1 milyar Türk lirasına yaklaşmaktadır.

Değerli milletvekilleri, KKTC'nin her alanda desteklenmesi politikamız çerçevesinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin verimli topraklarına Türkiye'den hayat suyu getirilmesini sağlayacak, ana vatan ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki sarsılmaz birlik ve dayanışmayı pekiştirecek büyük bir projenin temelleri atılmıştır. Bu çerçevede inşa edilecek denizaltı boru hattı projesinin üç yılda tamamlanması ve 440 milyon ABD dolarına mal olması öngörülmektedir.

Bu boruyla su taşınması projesinin dört ana unsuru vardır:

Birincisi: 2011 Mart ayında temeli atılan ve inşaatına başlanan Alaköprü Barajı'dır. Dragon Çayı üzerinde inşa edilecek Alaköprü Barajı'nın ihalesi Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından sonuçlandırılmıştır ve barajın temel atma töreni de 7 Mart 2011 günü Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın ve KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Derviş Eroğlu ve KKTC Başbakanı Sayın İrsen Küçük'ün katılımlarıyla gerçekleştirilmiştir.

İkincisi: Anamur'dan çıkıp Akdeniz'den su altından geçerek Girne Karşıyaka'ya ulaşacak bir boru hattıdır. Projenin ikinci bölümü olan boru hattının yapımının iki yıl içinde bitmesi öngörülmektedir.

Üçüncüsü: Kıbrıs'a ulaşan bu suyun depolanıp dağıtımının yapılacağı Geçitköy Barajı'nın kapasitesinin 1 milyon metreküpten 25 milyon metreküpe ulaşması için yapılacak mevcut barajı büyütme çabasıdır.

Dördüncüsü ise: Söz konusu barajdan, Geçitköy Barajı'nda depolanan suyun tüm Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sathından ilgili bölgelere dağıtımının yapılacağı boru hattının döşenmesidir.

Toplam 500 kilometre uzunluğundaki boru ağının tüm KKTC'ye erişmesi planlanmaktadır. Projenin bitiminin 7 Mart 2014 tarihinde tamamlanması Sayın Başbakanımız tarafından müteaddit kereler açıklanmıştır.

Değerli milletvekilleri, anılan proje çerçevesinde getirilecek suyun Rum tarafına doğrudan satış olanağı da olabilecektir. Ayrıca bunun arazi değerinde artışa neden olacağı da açıktır. Bu iki unsurun, olası bir kapsamlı çözüm çerçevesinde mülkiyet meselesinin Türk tarafının daha lehine koşullarla çözülmesi ve olası bir toprak transferinin asgaride tutulmasına yardımcı olacağı da açıktır. Türk tarafının müzakerelerde elini güçlendirebilecek bir unsura dönüştürülmesi imkânı bu projeyle mümkün hâle gelebilmektedir.

Kıbrıs sorunu bir çözüme ulaşsın ya da ulaşmasın, sağlıklı, sürdürülebilir ve üretkenliğiyle, rekabet edilebilirliği devamlı olarak artan bir ekonomik yapı Kıbrıs Türk halkının geleceğinin en önemli teminatı olacaktır. Kıbrıs Türk halkı, ekonomide de değişim dinamiğini gösterecek güce sahip olduğunu defalarca kanıtlamıştır. KKTC Hükûmetinin bu amaca yönelik yapmakta olduğu cesur adımlara desteğimiz tamdır. Tüm engelleri birlikte aşacağımızdan, Kıbrıs Türk halkını daha güçlü kılacağımızdan, daha mutlu bir müreffeh bir geleceği birlikte kazanacağımızdan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Türkiye, Kıbrıs Türk'ünün yanındadır, daima yanında olacaktır, garantör ve ana vatan sorumluluklarını yerine getirmeye devam edecektir, hiçbir suretle bundan ödün vermeyecektir ve millî davamızda ancak birlik, beraberliğimizi hassasiyetle muhafaza ederek hakça bir sonuca ulaşabileceğimiz açık iken, bu kürsüden bu Türkiye ile KKTC arasındaki gerçekten çok önemli bağı zedeleyecek açıklamalar yapılmasını da burada şiddetle kınıyorum. Gücümüzün asli kaynağı olan birlik ve beraberliğimiz bugün her şeyden daha önemlidir ve her zamankinden daha sağlam olması gereken bu noktada da bu tür söylemlerle bunu zafiyete uğratmanın bir anlamı yoktur. Kıbrıs Türk halkının her türlü engel ve kısıtlamalara rağmen geldiği bu noktadan dolayı gerçekten haklı bir kıvanç duyuyoruz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kıbrıs Türk halkının hem bugününün teminatı hem de geleceğini kurarken en sağlam dayanağı olacaktır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; saygılarımı sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bozkır.